BATI AVRUPA, 1950'Lİ 1960'LI YILLAR
CIA yirmi yıl süreyle, onlarca Amerikan vakfını, yardım kuruluşunu ve benzer kuruluşları ve bu arada kendi kurduğu birkaç örgütü, Batı Avrupa'daki çeşitli örgütlere yaptığı ödemelerde aracı olarak kullandı. Bunlar özellikle siyasî partiler, dergiler, haber ajansları, gazetecilerin ve diğer kesimlerin sendikaları, işçi örgütleri, öğrenci ve gençlik grupları, hukukçu birlikleri ve benzeri kuruluşlardı. Görünüşte hepsi bağımsız olan ama Washington'un Soğuk Savaşçı, anti-komünist, anti-sosyalist gündemine hizmet eden yapılardı. Bu gündem, aynı zamanda askerîleşmiş ve birleşmiş, Amerika ile müttefik ve onun güdümünde olan bir Batı Avrupa'yı içeriyordu ve sözde Sovyet tehdidine karşı önlem olarak Ortak Pazar'ı ve NATO'yu destekliyordu (William Blum, “Haydut Devlet”, s. 161).
Sovyet tehditlerine karşı Amerika'nın Hür Dünyayı koruduğu yalanlarına bu ülkede de inanıldı ve ne yazık ki, hâlâ daha inanılmaktadır! Önemli sayıda devşirilmiş aydın NATO'nun Türkiye'yi koruduğuna inanmaktadır! Hâlbuki, NATO; Suriye'nin kuzeyinde, Amerika'nın kurdurmakta olduğu sözde Kürdistan Devleti'nin yanındadır!
William Blum, ABD'nin dünya hâkimiyeti kurmak amacını şöyle özetliyor: “Siyasî, iktisadî ve askerî hâkimiyeti dünyanın her yanına mümkün olduğunca yayarak, Amerikan üstünlüğüne meydan okuyacak, herhangi bir bölgesel gücün ortaya çıkmasını önlemek ve dünyanın tek süper gücü olan Amerika'ya yakışacak, Amerika'nın düşündeki bir dünya düzeni yaratmak” (“Haydut Devlet”, s. 28).
Bunun için de, milliyetçi düşünceye itibar kaybettirilmesi, yok edilmesi ya da 'kontrol edilmesi' gerekiyordu. Tıpkı ülkemizde olduğu gibi! Bu, bütün dünya için geçerlidir. Fransa'da, 1968 yılında başlayan ve bütün dünyaya yayılan gençlik hareketleri de, kendiliğinden gelişen masûm öğrenci hareketleri değildi. Bu hareketleri yönlendiren gençlerin, GLADYO'nun elemanları olduğu sonradan meydana çıkmıştır. Prof. Oktay Sinanoğlu, Fransa'daki gençlik hareketlerini, sahte solculukla kışkırtan Red Cohen'in (Kızıl Deni, Daniel Cohen Bendit) kışkırtıcı olarak görev aldığını, 20 yıl sonra İsviçre'de Kültür Bakanı yapılarak ödüllendirildiğini; De Gaulle'nin, kağıt paraları basıp her yeri ellerine geçirdiklerini gören ABD'ye, elinde bulunan dolarları iade ederek, 'karşılığı olan altınlarımı isterim' demesi üzerine, başına 68 olaylarının sarıldığını belirtmektedir (Aydınlık gazetesi, 18 Mayıs 2011)!
1968 Gençlik hareketlerinin sonunda, Fransa'da millî bir politika izleyen De Gaulle'ün tasfiyesi gerçekleşmiştir. De Gaulle, Amerika'nın vesayetinden kurtulmuş bir Avrupa Birliği gerçekleştirmek istiyordu. NATO'nun askerî kanadından çıkmıştı. Fakat, ABD'nin böyle bir şeye müsaade etmesi tabiî ki, mümkün değildi. NATO, ABD'nin küresel hâkimiyetine hizmet eden bir araçtan ibarettir. Hükûmetler, NATO ülkelerinde kurulan SÜPER NATO, GLADYO ya da bizdeki adı ile Kontrgerilla denilen örgütlerle kontrol edilmekteydi. Fransa'da, 68 kuşağı gençlerin ellerinde taşıdığı pankartlarda 3 M sloganı vardı. Marks, Mao ve Herbert Marcüs!
Marcüs, CIA'nın üst düzey analizcisiydi!
Sarkozy'yi, Macron'u ve Berlusconi'yi bulundukları makamlara kim getirdi? Bu konuda Prof. Süheyl Batum şu bilgiyi paylaşmış: “Bütün Avrupa ve İtalya bilmektedir ki, Berlusconi denen 'Manken Başbakanı' üst üste İtalya'nın tepesine oturtan SÜPER NATO'dur. Koskoca Fransa'nın başına bile Sarkozy, Fransız halkının tercihi olarak değil, ABD'nin atamasıyla getirilmiştir” (Doğu Perinçek, “Gladyo ve Ergenekon”, s. 28).
1999 seçimlerinde yüzde 27 oyla iktidar olan Haider'i, Avusturya'ya uyguladıkları tecrit politikasıyla iktidardan indiren AB, bunu, “Demokrasinin zaferi” olarak ilân etmişti! Batılı dostlar, bize sürekli 'demokratikleşin' diye baskı yapıyorlar fakat kendi uygulamalarının demokrasi ile, halk iradesi ile bir ilgisi yok! Her şey Finans Kapitalin hâkimiyetinin sürmesi için.
Ekonomik krize giren İtalya'da ve Yunanistan'da 2012 yılında bir Avrupa Birliği müdahalesi yaşandı. Berlusconi ve Papandreu Başbakanlıktan istifa ettirildi. Bu iki ülke de, Avrupa Birliği'nin önlerine koyduğu programı uygulamak zorunda kaldılar! Peki, ne oldu Millî İradeye? Hani, demokrasilerde tek söz sahibi milletti!
İtalya'da, 2013 yılı başlarında genel seçimler yapıldı. Yüksek oranda tepki oylarını toplayan komedyen Beppo Grillo'nun '5 Yıldız Hareketi' isimli partisi, seçimlerin en büyük sürprizini yaparak, yüzde 25.5 oyla birinci parti oldu. İtalyan halkı komedyene oy vererek demokrasinin bir komedi olduğu mesajını verdi! Kemer sıkma politikaları ile son yedi yılda iyiden iyiye gücünü yitiren İtalyan toplumu, mevcut düzenin kendi dertlerine derman olamayacağını anlamış ve Mart 2018'de de, düzen partilerinin yetmiş yıldır sürdürdükleri oyuna son vererek, popülist 5 Yıldız Hareketi ve Kuzey Ligi partilerini, 'köprüden önce son çıkış' diyerek, hükûmet kurmaları için seçmişlerdi. Avrupa Birliği'ne kuşku ile bakan bu iki partinin önerdiği kabine, Maliye Bakanı'nın Avrupa Birliği hakkındaki görüşleri nedeniyle, Cumhurbaşkanı Mattarella tarafından reddedildi! İtalya Cumhurbaşkanı, olaya âdeta tuz biber ekercesine, halkın temsilcilerini tanımadığını açıkladı ve parlamento üyesi olmayan IMF eski yöneticisi Carlo Cottarelli'yi hükûmeti kurması için görevlendirdi! Bugün İtalya'da atanmış bir başbakan var!
Aslında, Bavyera Başbakanı Horst Seehofer bu olaydan tam yedi yıl önce, (Mayıs 2010), Avrupa'nın bağrında, seçimlerin formalite icabı yapıldığını belirterek, 'Karar verenler seçilmiş değil ve seçilenler de karar vermeye yetkili değil' diyerek, gerçekleri tüm çıplaklığıyla açıklamıştı (“Çivisi Çıkmış Dünya”, s. 331, 332)!
Fakat, bunu bizim GDO'lu aydınların anlamaları ne mümkün! ./…
Makale Yazısı-
AMERİKA'NIN HAYDUTLUKLARI BİTER Mİ? (2)
Yazar İsmail Şefik Aydın - Mesaj Gönder --- Okunma
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.