Korona salgını nedeniyle dört ülke dışında yaşam duracak duruma geldi yeryüzünde. Doktorlar, biliminsanları ilk kez tanımlamaya çalıştıkları salgınla savaşımı sürdürüyor. Doktorlardan, sağlık çalışanlarından ölenler var. Yeryüzünde olduğu gibi bizde de birçok yurttaş yaşamını yitiriyor.
Salgını en azla atlatmak için önlemler alınıyor. Okulların tümünde eğitime ara verildi. Öğrencilere uzaktan öğretim yöntemi uygulanıyor. 20 yaş altı, 65 yaş üstü evde. Sokağa çıkılamıyor. İşyerleri kapalı. İşçi, günlükçü, esnaf; çalışarak geçinenler çok güç durumda.
40 gündür evdeyim. Çoğunca okuyarak, yazarak geçiyor günüm. Çalışırken radyom açık. Gençliğimin tüm türküleri çıkıyor karşıma TRT'de... Devinimsiz kalmamak için horan türküleri çıktığında ara veriyorum çalışmaya, horan oynuyorum...
İki günde bir sakal tıraşı olurdum. Üç günde bir oluyorum. Saçımı emekli olduğum 2003'den beri kendim kesiyorum. Bana babamdan geçen alışkanlık, beceri...
Kimi türkülere eşimle birlikte katılıyoruz. Belli saatlerde eşimin izlediği izlenceleri izliyorum...
Ekim dikim ayları. Yürüyerek Görele'den yarım saatte çıktığım babaevi önündeki tarlamıza gitmek için izin dilekçesi vereceğim Kaymakam'a...
Albert Camus'nun Veba'sını yeniden okudum, bunca yılın üstüne. Veba salgınını, toplumdaki baskılı, gerilimli yaşamı, çeşit çeşit baskı ortamını evrensel anlatan bir roman Veba. Başta doktorlar, yöneticiler, sayrılar, varlıklılar, yoksullar olmak üzere toplumun tümünü içeren kişiler var romanda... Cezayir örneğinden yola çıkılarak insanlığın binlerce yıllık yaşamındaki bir salgın anlatılıyor. İlk okuduğumda belki de bu denli gerçekçi yaklaşmamıştım romana. Oysa Camus'nun anlattıklarını yaşıyoruz, yeryüzüyle birlikte. Orhan Pamuk'un yazdıklarının neredeyse yıllar öncesinde yazılmış benzeri vardır Batı romanında. Yazar dört yıldır "Veba Geceleri" adlı bir salgın romanı üstüne çalışıyormuş. Ot dergisine konuşmuş. Konusunu 1900 başlarındaki dünyada "Üçüncü Veba" salgınından almış. Konu Ege'de düşsel bir Osmanlı adası olan Minger'de geçiyormuş... Asya'dan yayılan salgından kurumların, devletin çöküşünü de içeriyormuş roman...
Konusu salgın olan roman yok edebiyatımızda. Konuyu Fransız yazınında Camus işlemiş. Yazar romanı oyun olarak da yazmıştır. Nobelli yazarlardan Camus. Nobel'i 1957'de aldı.
Alman Yazarı Thomas Mann'ın Venedik'te Ölüm'ünde de salgın vardır. Mann bu romanda salgını değil tensel, tinsel çürümeyi, yaratıcı ''deha"yı yansıtmak istemiştir. Nobelli yazardır Thomas Mann, Camus gibi. Orhan Pamuk da Nobelli. Yayımlansın bakalım roman onu okuduktan sonra Veba'nın yanına koyabilecek miyim?
1972'de Milliyet Yayınlarından çıkan Arthur Haıley'in Mehmet Harmancı çevirisiyle Hastane'sini okudum. Romanın kapak düzeni unutulmaz çizerimiz Bedri Koraman'ın.
"Alev alev yanan bir yaz sabahı, Three Counties Hastanesi'nde hayat, deniz ortasındaki bir adanın kıyılarına vuran akıntılar gibi akıp gitmekteydi." bileşik tümcesiyle başlıyor roman. Ülkemizde son yıllarda çoğalan özel sayrıevlerinin benzeri üzerine kurulu roman. Patron, yönetici, doktorlar, hemşireler, sayrılar... Uzun betimlemelerin olmadığı; anlatımın, kişiliklerin karşılıklı konuşmalarla yansıtıldığı sürükleyici bir roman...
"Yaşamak, sevmek, ölmek... Hepsi de sıcak ve yakıcı. Ama hangisi Güneşten de Sıcak?" Lise yıllarımda arkadaşlarıma sık sık yinelediğim tümcelerdendi. Mario Simmel'in romanı Güneşten de Sıcak. Altın Kitaplarda çıkmış 1971'de. Radyoda "Arkası Yarın" da yayımlandığını anımsıyorum... Giriş tümceleri "Arkası Yarın"dan yansımıştı bana... Etkilenince romanı almış olmalıyım. Çevirmenleri düzeyli, önemli romanın: Ahmet Cemal, Ahmet Arpat. Altın Kitaplar'daki roman dizisi Doğan Hızlan başkalığındaki kurulca belirlenmiş.
Makale Yazısı-
DEĞİNMELER
Yazar Hayrettin Günay --- Okunma
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.