Sevgili dostlar, uzun bir korana arası vermek zorunda kaldık. “Korona sonlandı, artık buluşabiliriz” demek isterdim ama diyemiyorum.
Ara vermemizin nedeni, gazetemizin haftanın yalnızca 2 günü çıkması idi. Ne yazık ki Covid-19 peşimizi bırakmıyor ancak yavaş yavaş günlük yaşantımıza dönmeye çalışıyoruz.
Uzmanların dediği gibi, belli oldu ki artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. Tehlikenin farkında olarak, tedbirleri elden bırakmayarak yaşamasını öğreneceğiz anlaşılan. En çok sosyal mesafe ve maske üzerinde duruluyor. Ancak görüntüler ve günlük yaşamda rastladığımız manzaralar pek içaçıcı görünmüyor.
Düğün, dernek, cenaze kalabalığı, asker uğurlaması olmasın deniyor ancak o da oluyor.
Böylece, umutla azalmasını, yok olmasını dilediğimiz bu virüs bir türlü peşimizi bırakmıyor.
Özellikle bu maske konusunda öyle bir vurdumduymazlık var ki, o kadar olur. Darılmasınlar ama gençlerimiz bu konuya pek de önem vermiyor.
“Benim yaşım genç, bana bir şey olmaz” mantığı çok da gerçekleri yansıtmıyor.
Geçenlerde yolda bir grup gençle karşılaştım, hiçbirinde maske yok.
“Çocuklar maskeniz nerede” diye sorduğumda, “Abla cebimde, elimde” falan gibi cevaplar verip gülüşüyorlar.
Olayın ciddiyetinin farkında bile değiller.
Bu durumda ne yapılır, ben de yürüyüp geçtim. Maske cezası uygulanıyor ya, çok yerinde buluyorum. insan kendi hayatını düşünmüyorsa da, karşısındakinin yaşamını, sağlığını düşünmek zorunda.
Dünya Sağlık Örgütü, yaşamın asla eskisi gibi olmayacağını açıkladı.
Bu açıklama insanı korkutuyor.
Umarım yakında aşısı hayata geçer de en azından insanoğlu tedbirini alır.
İşte böyle dostlar, hepimizi artık çok sıkan ancak bir türlü hayatımızdan çıkaramadığımız Covid-19 konusuna burada bir nokta koyalım ve başka konuya geçelim.
x x
Yazmak istediğim ilk konu, Pınar Gültekin olayı.
Vahşetin boyutu insanın kanını donduruyor.
Önce olayı bir hatırlayalım:
Bir gazeteden:
“Eğitimi nedeniyle Muğla'da bulunan Pınar Gültekin, 16 Temmuz'da ablası ile telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada, Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan ve genç kızın eski erkek arkadaşı olduğunu iddia eden Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de, delilleri görünce suçunu itiraf etmişti. Avcı genç kızı bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra 1 varile bırakarak üstüne beton döküp ormanlık alana attığını söylemişti.
Avcı, çıkarıldığı nöbetçi Sulh Ceza hakimliğince “canavarca hisle adam öldürmek” suçundan tutuklanmıştı.
Cinayetin işlendiği bağ evinin şimdiye kadar açık olan bahçe kapısı, failin yakınları tarafından kilit vurularak zincirlendi. Cinayetin faili Cemal Metin Avcı'nın Muğla'daki “Cüce” adlı barı da kapatıldı, isim ve levhası siyah naylon ile örtüldü. Avcı'nın yakınları, işyerinin camına yazılan “katil” yazısını silerken, duvara asılan cinayet haberlerinin yer aldığı gazetelerde kaldırıldı. Soruşturmadaki keşif sürecine dair yeni bir detay da ortaya çıktı. Herhangi bir saldırı girişimine karşı Cemal Metin Avcı, olay yerinde gece yarısı keşif yaptırıldı. Gözaltına alındığı gece yapılan keşif sırasında şüpheli önce vahşetin yaşandığı bağ evine götürüldü. Burada cinayeti nasıl işlediğini soğukkanlı bir şekilde anlattı. Daha sonra cesedi arabaya nasıl yüklediğini fiziki detaylarıyla ifade etti. Ardından cesedi attığı yere götürüldü. İfadesinde anlattıklarıyla olay yerindeki beyanları karşılaştırıldı. Şüphelinin bütün anlatımları kameraya kaydedildi. Kayıtlar soruşturma dosyasına girdi…”
….
Gördüğünüz ve düşününüz gibi gencecik bir genç kız vahşice hayattan koparıldı.
Hatta ne derece doğru bilmiyorum da, olayın ortaya çıktığı ilk günlerde şöyle bir yorum yapmıştı bir TV kanalı:
Cemal Metin Avcı, kendisini genç kıza bekar olarak tanıtıyor. Ancak bir süre sonra gerçeği öğrenen Pınar Gültekin, onu terk ediyor. Zanlı Pınar'ı konuşmak için bağ evine çağırıyor.
Ondan sonrada vahşet ortaya çıkıyor.
Hangisi doğru, hangisi yanlış bilemem de bildiğim tek şey genç kızın işkenceyle öldürülmüş olması.
Kalan yaşamlar, kahrolan yakınlar…
Yine aynı gazetenin ifadesi:
“Muğla'da Pınar Gültekin'in öldürülmesine ilişkin soruşturma devam ediyor. Cinayet şüphelisi Cemal Metin Avcı'nın eşi E.A., olaydan sonra kocası ile birlikte yaşadığı evden ayrılarak ailesinin yanına yerleşti. Psikolojik destek almaya başlayan E.A., belediyedeki işinden de izin aldı. Kız kardeşi ve annesinin desteğiyle 3,5 yaşındaki kızı ile birlikte süreci atlatmaya çalışıyor. E.A.nın yaşadığı üzüntü ve stresi yakınlarına “Balkona bile çıkamıyorum” diyerek ifade ettiği öğrenildi.
E.A.nın bir yakını ise: “Bu kadın da çocuğu ile birlikte olayın ikinci mağduru. Düzenli bir hayatı varken böyle bir şeye maruz kaldı. Şimdi ailesi ve psikoloğun desteği ile toparlanmaya çalışıyor” dedi.
E.A. önceki hafta avukatına boşanmak için vekalet vermişti…..”
x x
Evet dostlar, bir kişinin yaptıklarının bedelini gördüğünüz gibi kaç kişi ödüyor.
Ömür boyu acılarını taşıyarak üstelik.
Zor, yıllar acıları silse de Pınar Gültekin artık geri gelmeyecek. Galiba bu gerçek de en dayanılmaz olanı….
x x
Bugünlük bu kadar sevgili dostlar.
Yeniden buluşuncaya dek,
Esen kalın,
Hoşça kalın…
Makale Yazısı-
VAHŞET
Yazar Sedef Erol --- Okunma
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.