Sen kadımım
Dağa küs taşa küs
Sudaki balığa küs
Bir ellerine
Bir de yüreğine küsme
Gel tutuşalım el ele
Yüreğin zaten yüreğimde
Ozan Adnan Gül'ün 'kadınına' seslendiği dizeleri her okuduğumda bozkırın tezenesi, büyük usta Neşat Ertaş'ın sazının tellerinde yücelttiği, yürekten çalıp söylediği 'iki büyük nimetim var” la başlayan duygulu türkünün doyumsuz dizeleri gelir usuma: “Birisi var etti beni / Birisi yâr etti beni” Düşünürüm, düşler kurarım, duygulanırım… İçimdeki ana ve yâr sevgisi çoğalır, büyür, derinleşir.
'Dişi kuş yapar yuvayı / Çamur sıvayı sıvayı' demiş atalarımız; bir de 'ana gibi yar olmaz'. Ne derin anlamlı, ne özlü, ne candan bu iki atasözü. Dişi kuş ta, ana da sonuçta kadın. Yuva kuran, doğuran, niniyle uyutan, sevgiyle büyüten anadır, kadın. Çocuklarını gözü gibi sakınan, çocuklarının üzerine titreyen, ailesinin birlik ve beraberliğini sağlamlaştıran kadındır, ana. Yârdir, yarendir, sevilendir, sevendir...
Erkeğin eşidir, yoldaşıdır, sırdaşıdır, kadın; canıdır, cananıdır. Hiçbir vicdanlı yürek eşinin kendisine darılmasına, kırılmasına, küsmesine dayanmaz. Tam da bu bağlamda, “dağa, taşa, sudaki balığa küs” fakat kendine küsme, kendinle barışık ol diyor, Gül. Kurguladığı dizelerle kadınının ellerine ve yüreğine sıcak göndermede bulunuyor: “Bir ellerine / Bir de yüreğine küsme”. Kadını yücelten, derinleştiren, baş tacı eden iki önemli simgedir, el ve yürek! El dokunur, yürek duyumsar. Tam da Bülent Ecevit”in dizelere döktüğü gibi “el ele büyür” sevgi:
Birlikte öğrendik seninle
avcumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi
el ele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi
tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtılken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği
…
El ele büyütüp elele derdik
el ele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi
Gül. “Gel tutuşalım el ele” dizeleriyle sonlandırıyor, şiirini. El ele tutuşmak, göz göze gelmek… Sevenleri hem fiziksel, hem duygusal, hem de ruhsal olarak bütünleştirir. Sevgiyi derinleştirir.
Bilinen en eski örneği “Yalfın anın közi / Yelkin anun özi / Tolun ayın yüzi / Yardı menin yürek” günümüz diliyle 'Sevgilinin gözü büyüleyicidir, o bu dünyaya konuktur, yüzü dolunay gibidir, benim yüreğimi yakıyor' dan günümüze aşk (sevi) temalı şiirler kadın üzerine kurgulanmış.
Kimi ozan “Karadutum, çatal karam, çingenem / Nar tanem, nur tanem, bir tanem” diyerek seslenir, sevdiği kadına; kimi ozan “Ta ben senin yanında dahi hasretim sana” … Kimi ozan “yâr” diyerek seslenir, kimi “gül”; kimisi “kara gözlüm”; bir başkası tek gül anlamına gelen “Mona Roza”…
Mona roza siyah güler ak güller
Geyve'nin gülleri beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona roza siyah güller ak güller
…
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Türküler kadın üzerine söylenir; şarkılar kadın üzerine bestelenir… Sevdalar kadın için çekilir; kavgalar kadın için edilir… Kadındır derleyen, toplayan; kadındır, yeşerten, yaşatan… Kadın candır, can kadın! Sevgidir, kadının adı; hünerdir, soyadı. Oscar Wilde “Kadınlar sevilmek için yaratılmıştır, anlamak için değil” demiş. Yalın, özlü bir çıkarım, bu. Kadın türkülerde, şarkılarda ezgilerle anlatılır; şiirlerde dizelerle. Anlamdır, kadın; onu anlamak boş bir çabadır. Onu anlamlaştıran, derinleştiren; dizelerde en yalın, en lirik, en içten, en duygulu anlatan ozanlardan biri de ikinci yeni şiirin öncüsü Cemal Süreyya. Şöyle der Süreyya:
bir kadını ortadan ikiye böl…
yarısı annedir,
yarısı çocuk,
yarısı sevgili
yarısı aşk...
Bir kadını bu dört sözcükten daha iyi ne anlatabilir? Anne, çocuk, sevgili, aşk!.. Alfred de Musset “Havayı geldiği gibi, rüzgârı estiği gibi, kadını da olduğu gibi kabul edin” demiş. Kadın hava gibi yaşamsaldır; rüzgâr gibi özgür, toprak gibi cömert, çiçekler gibi sevgidir. Mevlana'nın söylemi ile “ya olduğun gibi görünür” ya da “göründüğün gibi olur” kadın. Kendine özgü bir kişiliktir; içi dışı birdir. Behçet Kemal Çağlar'ın kaleminde “Bir kadın istiyorum, ruhunu soymak için / Bir çift diz istiyorum, başımı koymak için” dizeleriyle anlamlaşan canandır.
Özdemir Asaf'ın üzerine titrediği, yanında kalmasını istediği sevgilidir:
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun, ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
İstanbul'u Dinleyen Orhan Veli'nin duygu dünyasında “Bir kadının suya değiyor ayakları” dizesiyle betimlediği romantik bir tablo-resimdir. Abdurrahim Karakoç'un sarı saçlarına deli gönlünü bağladığı, Mihriban:
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince, sezilmiyor Mihriban
Yar, deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban…
Anadır, yardır, sevgidir, güzelliktir kadın. Duygudur, düştür, düşüncedir… ve en önemli varlıktır, dünyada. İnceliktir, nezakettir… ve solmayan bir çiçektir…
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.