Mithat Paşa Avrupa’ya sürgün edildikten sonra, tam iki yıl müddetle Avrupa’da dolaşmış fakat, ikâmet merkezi olarak Londra’yı daimî merkez seçmiştir. Mithat Paşa’ya sarayın iradesi, l878 senesi Ağustos ayı içinde tebliğ edilmiş ve Londra sefirimiz Muzurus Paşa, Mithat Paşa’ya ayrıca padişahın bin altın ihsan ettiğini ve aylık 200 altın maaşla Girit’e dönebileceğini bildirmiştir. Raif Karadağ’ın belirttiğine göre, Mithat Paşa, 28 Eylül 1878’de Girit’e yerleştikten sonra, İstanbul’daki İngiltere sefirinin gizli dostlarından birinden 3 Ekim 1878 tarihli bir mektup alır. Bu mektupta, “Sefir sizinle bir yerde buluşup görüşmeyi çok arzu ediyorsa da, buna şimdilik imkân görememektedir. Kendisiyle gizli bir şekilde muhabereye devam etmeyi arzu ettiğiniz takdirde sefiri çok memnun edersiniz. Sefir sizin şahsi iştirakiniz olmadan, Türkiye’de devam edilecek ıslahatın büyük müşkilât ile karşılaşacağına inanmaktadır. İngiltere’nin Şark’ta takip etmesi en münasip olacak siyaset ile, Türkiye’de yapılması lâzım gelecek ıslahat hakkında vereceğiniz fikirler, sefir tarafından büyük bir ehemmiyet ve alâka ile telâkki edileceğinden şüphe etmeyiniz. Sefir cenaplarına doğrudan doğruya yazmamayı daha muvafık gördüğünüz takdirde, benim vasıtamdan emniyetle istifade edebilirsiniz” (Raif Karadağ, “Muhteşem İmparatorluğu Yıkanlar”, s. 415)!
Bu mektubun muhteviyatından, İngiltere sefiri Layard’ın, Girit’teki karışıklıklar nedeniyle, Mithat Paşa’nın burada başarılı olamayacağını görerek, Girit’te vâli olarak kalmasını arzu etmediği anlaşılıyor! Nitekim, Mithat Paşa, 10 Aralık 1878’de, Saffet Paşa’nın tavsiyesiyle Suriye Vâliliğine tayin olunur. Sultan Abdülhamid’in ajanları, Mithat Paşa’nın Suriye’deki temaslarını adım adım takip etmekteydiler. Mithat Paşa Suriye Vâliliğinde, kendisine bazı yetkilerin verilmesini talep eder. Bunlardan bir tanesi de, mahkemelerin vâlinin kontrolü altında olmasıdır!
Bu anlattıklarımız Mithat paşa hayranlarının umurlarında bile olmasa gerektir!
Bilâl N. Şimşir’in “Fransız Belgelerine Göre, Mithat Paşa’nın Sonu” isimli eserinde belirttiğine göre, Mithat Paşa, Bâb-ı Âlî’ye başvurarak, askerî otoritenin de kendi emri altına girmesini istemektedir. Bunun için de, Suriye’deki Fransız Başkonsolosu’nun aracılığını istemiştir! Fransız Başkonsolosu, bunu Fransız Dışişleri Bakanlığı’na rapor etmiş, ancak rapor bir işleme tabi tutulmamıştır. 1879 yılı Eylül ayı içinde yapılan bir ikinci müracaat, Fransa’nın İstanbul’daki sefiri tarafından pek istekli karşılanmamıştır. Raif Karadağ’ın belirttiğine göre, işte tam bu sırada, Suriye’ye pek mühim bir misafir gelmiştir. Bu misafir İngiltere’nin İstanbul Sefiri Sir Auistin Layard’dır! Önce Beyrut’a uğrayan Layard, 25 Eylül’de Şam’a geçerek, Mithat Paşa ile üçer saatten fazla iki görüşme yapmıştır. İngiliz Sefiri Suriye’ye hareket etmezden önce, Sultan ile görüşmüş ve Mahmud Nedim Paşa’nın Sadrazamlığa veya her hangi bir nezarete getirilmesi hâlinde, Bâb-ı Âlî ile İngiltere Sefiri arasındaki münasebetlerin kesileceği tehdidinde bulunmuştur. Ne var ki, Sultan Abdülhamid Mahmud Nedim Paşa’yı 19 Ekim 1879’da Dahiliye Nâzırı yapmıştır. Mahmud Nedim Paşa bu görevde, sağlığının bozulduğu 23 Şubat 1883 tarihine kadar kalmıştır.
Bilâl N. Şimşir bu konuda şu değerlendirmeyi yapmaktadır: “Aynı zamanda Rus taraftarı ve İngiltere aleyhtarı olarak bilinen Mahmud Nedim Paşa’nın kabineye girmesi, hem İngiliz Büyükelçisinin İstanbul’daki nüfûzunu azaltmış, hem de Mithat Paşa’nın ümitlerini suya düşürmüştür. Mithat Paşa’nın arzusu, Suriye ve Bağdat vâliliklerini uhdesine almaktı” (Raif Karadağ, age. s. 431).
İngilizlerin Bağdat’ın, dolayısıyla Basra körfezi ile petrolün ele geçirilmesi emelleri, Mithat Paşa’dan sonra, İttihatçılar zamanında gerçekleşecektir!
Bilâl Şimşir daha sonra şu önemli bilgiyi vermektedir: “Beyrut’taki Fransız konsolosu Peretie ve Delaporte, Mithat Paşa’ya emniyet ve takdir duyguları beslemiş olan kimselerdi. Her İkisi de, bu duygularını muhtelif vesilelerle hükümetlerine ulaştırmışlardır. Fakat, Fransa Dışişleri Bakanlığı’nın ve İstanbul’daki Fransa büyükelçiliğinin bu duyguları paylaştıkları söylenemez, tersine, Fransa Dışişleri Bakanlığı Mithat Paşa’ya İngilizlerin adamı gözü ile bakmaya devam etmiştir” (Raif Karadağ, age. s. 441)!
Mithat Paşa, Suriye’den, Ağustos 1880’de İzmir Vâliliğine tayin edilmiş; 17 Mayıs 1881 tarihinde de tevkif emri gelmiştir. Mithat Paşa’nın tevkifine ait mesele açıktı. Sultan Abdülhamid Han’ın, iktidara geçtiği günden itibaren pek gizli olarak yürüttüğü, Abdülaziz’in katli hadisesi tahkikatı tamamlanmış ve suçlular hakkında takibata geçilmesi emredilmişti. Tarihte, “Yıldız Mahkemesi” adı ile tescil edilmiş olan bu dâvada, başlıca suçlular Mithat Paşa, Mahmud Celâleddin Paşa, Damat Nuri Paşa ve şehit Hakanın başmabeyincisi Fahri Bey’di. Mithat Paşa’nın oğlu Ali Haydar Mithat’ın hatıralarında yazdığına göre, Mithat Paşa bu tutuklama kararı üzerine, önce İngiltere Başkonsolosluğuna sığınmayı düşünür. Nitekim araba ile o istikamete hareket eder, fakat yolda Başkonsolos Denis’in Anadolu içlerinde bir seyahate çıktığını hatırlayarak, istikametini Fransız Başkonsolosluğuna çevirir!
İngiltere’nin İzmir Başkonsolosunun, Mithat Paşa’nın tutuklanması sırasında İzmir’de bulunmaması her hâlde kötü bir tesadüf değildi. İngiltere için Osmanlı Sultanı, Mithat Paşa’dan daha önemliydi!
Bilâl N. Şimşir’in belirttiğine göre, 17 Mayıs günü akşamı, yani Mithat Paşa’nın, İzmir’deki Fransa Başkonsolosluğa sığındığı günün akşamı, Fransa Hariciye Nâzırı, İstanbul’daki Fransız Büyükelçisine, Mithat Paşa’ya himaye bahşedilmesinin imkânsız olduğunu bildirecek ve bu durumun Mithat Paşa’ya bildirilmesi için İzmir Başkonsolosluğuna derhâl talimat gönderilmesi ve Fransa’nın kararının da tez elden Sultan’a ulaştırılmasını isteyecektir (Raif Karadağ, age. s. 453). ./…
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.