Arap Baharı diye adlandırılan, halk ayaklanmalarından sonra Mısır yine başka bir halk ayaklanması ile gündemde. Mısır'da bu sefer de, yine büyük bir halk hareketi ile yönetim değişikliği meydana geldi. Ordunun yönetimi alması ve Mursi yönetimi de son buldu. Ardından, darbe tartışmaları da başladı, bildiğimiz gibi ABD'ye karşı çizgide olan herkesi darbecilik ile suçlanıyor. Mısır'ın yakın geçmişine bakalım. Mısır halkı, bağımsızlığını kazanmak için büyük mücadeleler vermiş, yiğit bir halktır. Ezilen dünyanın bir parçası olan Mısır bölgemizde etkili bir ülke durumundadır. Mısır Batı'nın Doğu Afrika ile Asya'ya çıkış kapısıdır, bundan dolayı, Napolyon Bonapart Mısır'ı “en önemli ülke” olarak tanımlamıştır. (Mısır İhtilali ve Nasır,Peter Mansfield, s: 7 ). Mısır'ın bir de Kurtuluş Savaşı yıllarında bize yardımları vardır, bu yardımlardan dolayı Mustafa Kemal, Mısır Hilali Ahmerine (Kızılay) teşekkür mektubu yazmıştır.( Atatürk'ün Bütün Eserleri, c.12, s.214. Kurtuluş Savaşı Günlüğü c.4,s.224, Zeki Sarıhan ) Mısır halkı, İngiliz işgaline karşı, Zaglul Paşa önderliğinde 1920lerde büyük mücadeleler vermiştir. Türk yurtseverler gibi, Zaglul Paşa'da Malta'ya gönderilmiş ancak, halkın direnişi(ayaklanma) sonucu, İngilizler geri adım atmış ve Zaglul Paşa'yı serbest bırakmak zorunda kalmıştır. Halkın isyanına dayanamayan, İngilizler, 1922'de Mısır üzerinde bazı hakları ellerinde bulundursalar da Mısır'a bağımsızlık vermek zorunda kalmışlardır. Mısır gerçek bağımsızlığını 1952'de iktidara gelen Cemal Abdülnasır döneminde kazanıyor ve 18 Haziran 1953'te Mısır Cumhuriyeti ilan ediliyor (Mısır İhtilali ve Nasır,Peter Mansfield, s: 41 ). Nasır döneminde Mısır, İngilizlerin yönetiminde olan Süveyş Kanalı'nı millileştiriyor ve İngilizlerin kanal bölgesindeki askeri üssünü de kaldırıyor. Bu Atatürk'ü örnek alan Nasır ve Mısır için büyük bir başarıdır, Nasır döneminde Mısır kendi kararlarını veren bağımsız bir ülke oluyor. Mısır, Varşova Paktı ve Nato dışında bağımsız ülkelerden oluşan Bağlantısızlar hareketinin de önder ülkelerinden biridir. Müslüman kardeşler'e gelince, Müslüman Kardeşler ( İhvan) o dönemde de siyasetin içinde olan bir örgüt ve 1954'te, Nasır'a başarısız bir suikast girişiminde de bulunuyor. Aynı Örgüt 1981'de Enver Sedat'a da suikast düzenlemiş fakat Nasır'ı öldüremeyen örgüt, Enver Sedat'ı öldürmeyi başarıyor. Çok kısa bir Mısır yakın geçmişini hatırladıktan sonra bugüne gelecek olursak, bugün bir Mısır baharı yaşanmaktadır. Arap Baharı diye adlandırılan halk hareketleri Mısır'ı da sarstı. Hüsnü Mübarek seçilmiş Cumhurbaşkanı idi, ancak halk isyanı sonucu ordu yönetimi aldı ve daha sonra yapılan önemli bir oy da almadan, Mursi iktidara gelmiştir. Ancak ordunun yönetimi alması Mursi'yi iktidara getirirken darbe olarak algılanmadı. Şimdi ise darbe olarak gösterilmeye çalışılıyor. Halbu ki, Mursi, büyük bir halk hareketi ile devrilmiştir ve Mursi yönetiminin ne kadar zayıf olduğu da böylece ortaya çıkmış oldu. Hüsnü Mübarek, halkın ayaklanması sonucu, ordunun yönetimi alması ve seçime gidilmesi sonucu Mursi iktidara geliyor ama darbe olmuyor. Aynı şekilde halk ayaklanıyor, ordu yönetimi alıyor Mursi düşüyor, bu sefer nedense darbe oluyor. Ordu aynı, yöntem aynı. Darbe nitelemesi hiç gerçekçi değil. Darbeci suçlaması ne anlama geliyor? ABD, 12 Eylül öncesi Dünyada ve Türkiye'de yurtseverleri, devrimcileri, ülkesini savunan herkesi komünistlikle suçlardı, şimdi darbeci diye suçlamaktadır. Çünkü,12 Eylül sonrası ABD'nin Türkiye hesabı değişmiş ve Türkiye'de bir Kürt devleti kurmak ve Türkiye'yi parçalama çabasıiçindedir. Türkiye gibi güçlü bir ordusu olan bir ülkeyi parçalamanın yolu da orduyu saf dışı bırakmaktır. Doğal olarak ta, ordu darbe suçlaması ile karşı karşıya kalmıştır. Mısır ordusu da, dini siyasete alet eden ABD yanlısı Mursi devrilince darbeci suçlaması ile karşılaşmıştır.
SONUÇ: Bölgemiz, ABD'nin saldırı tehdidi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Afganistan ve bağımsız Irak işgal edilmiş ve Kukla bir Kürt yönetimi ülkenin kuzey bölgesinde egemen hale getirilmiştir. Yine bağımsız Libya müdahale ile dağıtılmış ve büyük bir iç çatışma ortamına getirilmiş bulunmaktadır. Suriye dışarıdan ülkeye sokulan teröristlerin saldırıları ile boğuşmaktadır. Türkiye'de Kürt özerk veya federasyonu tartışmaları gündemin en önemli maddesini oluşturmaktadır. Böyle bir ortamda, temel görevleri ülkelerinin toprak bütünlüğünü korumak olan bölge ülkelerinin milli orduları ABD'nin hedefi durumundadır. Ancak Mısır Mursi'nin devrilmesi ile ABD'nin planlarına karşı tavır almış bulunmaktadır. Mısır yönetimi, Suriye'de ABD'nin organize ettiği terörist muhalefeti destekleyen Mursi yönetiminin tersine, Suriye devletini desteklemektedir. Mısır'da son yaşanan büyük halk hareketi ile artık, dini siyasete alet eden siyasi yapılar yolun sonuna gelmişlerdir. Arkalarında ki, ABD'nin de zayıflamaya başlaması ile dini siyasete alet eden siyasi yapıların bölgemizde zamanı dolmaya başlamıştır. Mısır'da yaşanan halk ayaklanması, Mısır'ın büyük önderi Nasır çizgisini işaret etmektedir, bu sevinç verici bir işaret olarak görülmelidir. Artık, bölgemiz bağımsız devletler dönemine girmektedir, ABD'nin hamleleri sonuç verme gücünü yitirmiş görünüyor, ABD'nin bölgemizden evine doğru yola çıkma zamanı yaklaşmaktadır. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.