Bir şeyi sonradan anmak ve kutlamak, hiç anmamaktan iyidir diyerek, geçmiş 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı yürekten kutluyorum sevgili okurlar. Zira geçen hafta satırlarıma bunları eklemeyi, bu önemli günü iz düşmeyi ne yazık ki atladım. Oysa ki Cumhuriyetin temel taşlarının atıldığı gün Ondokuz Mayıs. Hepimizin bildiği üzere o derece önemli. Benim de yazılarım haftada bir çıktığından hatamı düzeltmek bugüne kaldı. Umarım bunda başarılı olmuşumdur. Bu vesile ile hepinizin geçmiş bayramını kutluyor ve bu cennet vatanı bize armağan eden Ata'mızın ve isimli, isimsiz tüm silah arkadaşlarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğilmeyi kendime borç sayıyorum… ** Gelelim gündeme… Geçen hafta sporu yazdık, belki onay aldık, belki kızdırdık, elbette herkesin aynı tarafta, aynı fikirde olması olası değil. Ancak gerçek yalnızca bir tane, o da ayrı bir konu. Günlük gazeteleri okurum da, bana yazı konusu çıkacakları işaretlerim, işte onlardan bir tanesi: Ankara metrosunun yeni uygulaması! Efendim metroyla bir yere gideceksiniz Ankara'da, indiniz yeraltına, bekliyorsunuz, şöyle bir anons gerçekleşiyor: - Sayın yolcularımız lütfen ahlak kurallarına uygun hareket ediniz! Bu olay geçtiğimiz günlerde Kurtuluş Metro Durağı'da gerçekleşiyor. Haliyle orada bulunan vatandaşlar tepkide bulunuyor, metro yetkilileri de, - Metro kameralarında uygunsuz şekilde görülen gençler için uyarı yapılıyor şeklinde bir açıklama yapıyor. Basında yer alan şekli böyle. Şimdi ben o metroda olan birisi olsam, durur düşünürüm, orada bir şekilde herkes bekliyor, insanların hiç beklemedikleri ve hak etmedikleri bir ikaz geliyor. Öyle ya, bu oldukça ağır bir söz, öyle ulu orta söylemek için bir neden olması lazım, üstelik de bu söz oradaki topluma hitabediyor, yaşlı Fatma teyzeye de geliyor, Ahmet Amcaya da. Bir insan toplumda ahlaka aykırı bir harekette bulunmuşsa, ona ilk önce zaten çevresindekiler müdahale eder, birileri belki ahlaka aykırı davranışta bulunur diye tüm toplum ikaz edilebilir mi? Ayrıca “Ahlaka aykırı hareket”in ölçüsü nedir, bu ölçüyü kim koyuyor, bu kriteri kim ayarlıyor ? Bana göre budur, sana göre şudur. “Gençler için yapıldı bu anons” açıklaması ise ayrı bir inceleme konusu. “Kendini bilmeme”nin, “toplum adabına aykırı davranma”nın, genci, yaşlısı yok, insan bir ömür içersinde nelerle karşılaşıyor, ancak dediğim gibi toplum zaten edep dışı davrananların cezasını “dışlayarak” veriyor, gerektiğinde güvenlik, emniyet birimleri var, ama ya olursa diyerek tüm insanları “ahlaka” davet etmek…Bilemiyorum. Bu uygulama bana biraz ters geldi. Şunun gibi: “Sayın yolcular, lütfen hırsızlık yapmayın…” dememişler tabi, ama yapılmamış bir şeyi önceden ikaz etmek durumu bakımından aynı. Ve iki yıl önce yaşadığım bir olayı anımsadım. İstanbul'da bir alışveriş merkezindeyim. Bir mağazadan bluz aldım, kartla ödedim, kartı çantama attım, bluzu poşetiyle aldım, çıkacağım ama çıkamıyorum, kapıda alarmlar, sinyaller bar bar bağırıyor, ötüyor. Kapıda iki tane güvenlik görevlisi var, adeta üzerime atladılar diyeyim, “tamam hırsız yakaladık” diyorlar herhalde, prim alacaklar kafalarınca, halbuki bluz da mağazanın poşeti içinde, yani çantama bir şey tıkmışlığım da yok, “kardeşim durun ne yapıyorsunuz” diyorum, beni çekiştirip duruyorlar, bu çekiştirmeler sonucu hep beraber kasaya gidiyoruz, kızlar bluzun alarmını çıkarmayı unutmuş, özür üstüne özür, alarm çıkarılıyor bende güvenlikçilere: - Belki buraya çok kötü niyetli insan geliyordur ancak bu kapıdan giren herkese de hırsız muamelesi yapamazsınız, işte ben hırsız değilim şimdi bu kabalıkları nasıl affedeceğim? Diyorum. Onları amirlerine şikayet etmek gerekirdi ancak işlerinden atarlar korkusuyla yine vicdanım elvermiyor ve sinirden titreyerek mağazayı terk ediyorum. Cezayı da bir daha girmediğim o dükkana ve hiç giymediğim bluza kesiyorum. Bu olayla benzerliği ne mi? İnsanları “suç” ve “suçlu” potansiyeli olarak görmek olabilir mi acaba? Beni mağazada öyle görmüşlerdi de… ** Gelelim bir başka komediye. Komedi dediysem, bizim için öyle, yaşayanlar için eminim öyle olmamıştır. Bir havayolu şirketinin, (adını tüm gazeteler yazdı ama ben yazmayayım, zaten konu şirketin ismi değil.) yaptığı yanlışlıkla ilgili bir olay bu. Aslında birileri bilgisayarın tuşlarına yanlış basmış, mesele bundan ibaret, ibaret de insanlar Afrika yerine Asya'ya gitmiş! Karı-Koca ABD'den Senegal / Dakar'a gitmek üzere bizim havayolu şirketinden bilet alıp, İstanbul'a kadar gelirler, Atatürk Hava Limanında aktarma yapacaklar, biletlerini değiştirmek üzere bilet gişelerine gelip Dakar biletlerini alıp uçağa binerler. Ancak indikleri yer Dakar değil, Bangladeş'in başkenti Dakka'dır. Çift uzun saatler sonra havayolunu ancak ikna edebilir ve Dakar'a gönderilir ama orada epeyce eziyetli zamanlar geçmiştir. Havayolu şirketine hatasını kabul ettirmek, aradan geçen bunca zaman, o kadar mesafeyi tekrar gidip dönmek, uzun sözün kısası tüm bunlar bu şirkete belki de büyük bir tazminata patlayacak çünkü çift böyle bir talepte bulunmuştur. Amerikalı bu, eline böyle bir tazminat talebi olanağı geçmiş, üstelik bunca eziyet çekmiş ve haklı, elbette bunu kullanacak. Son sözü yargı söyleyecek, kimin haklı, kimin haksız olduğuna o karar verecek. Bu tatsız olay olmuş olsa da Türk Havayolu şirketlerinin yabancılar tarafından çok tercih edildiğini kendi gözlerimle gördüm, ve uçuş sohbetleri sırasında merak edip nedenlerini sorduğumuzda - Onlara göre ucuz oluşunu - Uçuş kalitesini - Servis ve ikramlarını beğendiklerini, İsraillilerin bomba korkusu nedeni ile İsrail yerine İstanbul'dan Amerika'ya uçtuklarını, Yunanlıların ise Atina'dan Amerika direkt uçuş olmayıp aktarma olduğu için İstanbul'u tercih ettiklerini de konuştuğumuz yolcu turistlerden öğrenmiş olduk. Bunlar da gezilerden kalan dipnotları olmuş olsun. ** Bu haftalık da bu kadar sevgili okurlar, haftaya yeni konularda buluşmak üzere sağlık ve esenlikler dilerim. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.