Ülkemizde yaşanan dramlardan birisi de, göçmen faciaları. Ne yazık ki bizler, ancak ölümlü göçmen kazaları olunca durumdan haberdar oluyoruz.
Göçmen için umut, fırsatçılar için iş kapısı anlamına gelen bu tür olayların ne yazık ki bir türlü önü alınamıyor.
Geçtiğimiz hafta yaşanan son facia bir insanlık dramı adeta.
Bakınız bir gazetenin yorumuna:
“2 Eylül 2015'te Bodrum'da kıyıya vuran bir ceset (Aylan bebek) tüm dünyanın içini acıtmıştı. Suriye'li göçmenleri Yunanistan'a taşıyan tekne batınca boğulan 3 yaşındaki Aylan, göçmenlerin acı yolculuğunun sembolü olmuştu. Fotoğrafın ardından göçmenlerin hayatını kolaylaştıracak çözümler aranmaya başlanmıştı.
Ancak aradan geçen 3 yılda hiçbir şey değişmedi. Halen göçmenler bulundukları yerlerde can güvenliği olmadığı için yollara düşüyor. Bazı hikayeler göçmenlerin hedefine ulaşmasıyla mutlu sonla biterken çoğu da faciayla sonlanıyor. Geçtiğimiz hafta İzmir'de yaşanan faciada ise göçmenler denize bile ulaşamadı.
İnsan kaçakçıları, İç Anadolu'nun çeşitli kentlerinden topladıkları göçmenleri bir kamyonun açık kasasına doldurdu.
Göçmenler İzmir Menderes'ten Yunanistan'ın Samos adasına gidecekti. Ancak kamyon sabah sekizde İzmir Gaziemir'de virajı alamayıp 25 metre yükseklikteki köprüden Değirmençay yatağına uçtu. Bazı göçmenler kamyondan savruldu. Bazıları da tonlarca ağırlıktaki kamyonun altında kaldı.
Kazada 2'si çocuk, ikisi bebek, biri hamile kadın olmak üzere 22 göçmen öldü, 13 kişi de ağır yaralandı. Yolda fren izi olmadığı için kamyon şoförü Mustafa Yılmaz'ın uyuduğu iddia edildi.
Kamyonun şoförü Mustafa Yılmaz, araçtan kendi imkanlarıyla çıktıktan sonra yaralıları orada bırakıp otostopla bir taksi durağına gitti. Ardından bindiği taksiyle de Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gitti. Mustafa Yılmaz burada doktorlara yüksekten düştüğünü söyledi. Ayağında 2 kırık olan şahsın çeşitli suçlardan 21 sabıkası olduğu belirlendi.
Ayrıca Mustafa Yılmaz'ın ehliyeti B sınıfıydı.
Bir başka deyişle kamyon kullanmak için gerekli ehliyeti yoktu….”
“Denize ulaşamadılar” diye başlık atmış gazete.
Hep denizde yaşanan göçmen faciası bu kez karada meydana geldi.
Gazete ayrıca 2015'teki göçmen kazasında boğularak ölen Aylan bebeğin fotoğrafına atfen şu bilgiyi paylaşmış.
“Ege Denizi'nde yılda ortalama 250 göçmen boğuluyor. 2 Eylül 2015 sabahı çekilen fotoğraf (Aylan bebeğin sembol haline gelen ve yürekleri dağlayan resmi) dünyada göçmenlerin karşılaştığı tehlikenin sembolü olmuştu.
Aylan'ı taşıyan teknedeki 12 kişi ölmüştü.
Mahkeme, göçmenleri tekneye dolduran Suriye asıllı, iki insan kaçakçısına 4 yıl ikişer ay hapis cezası vermişti….”
….
Yine aynı günlerde bir diğer göçmen faciası da İzmir Karaburun'da yaşandı.
“Yunanistan'a geçmeye çalışan göçmenlerin taşındığı tekne battı. 9 kişinin cesedine ulaşılan faciada 25 kişi kayboldu. 28 saat yüzerek hayatta kalmayı başaran Irak uyruklu Mıhabat İsmael Ali (30) faciada eşi ve çocuklarını kaybetti. Geçişi organize ettikleri iddiasıyla 4 kişi tutuklandı. Bu kişilerin yaşanan kamyon faciası ile bağlantılı olup olmadığı araştırılıyor….”
….
Gördüğünüz gibi göçmen facialarının ardı arkası kesilmiyor. Adeta bir geçiş noktası haline gelen ülkemizde yaşanan bu acı olaylar insan değerinin ne kadar ucuzladığını gözler önüne seriyor. Umutsuz göçmenlerin hayali ailelerini yaşatabilecek fırsatların peşinden koşmak, umut tacirlerinin tek amacı ise zahmetsiz para kazanmak. Araçlar ilkel, taşıyanlar kanun kaçakçısı, en önemlisi kim ölmüş, kim kalmış umurlarında değil.
Aslında tamamen yasa dışı olan bu olay, fırsatçıların kar kapısı olunca sonuç da kaçınılmaz oluyor.
Aylan bebeğin görüntüsü hafızalardan silinmemişken yerini yeni acı görüntüler almaya devam ediyor.
Kamyon faciasının yasadışı insan taşımacılığının son örneği olması dileğiyle….
…..
Trajikomik bir haberle haftayı noktalayalım:
“Antalya'daki villanın sahibi S.Ç. uzun süredir yoktu. Villadaki ışığı gören site görevlisi polisi aradı. Evde Alman turist Michael Spanel yakalandı.
Turistin girdiği evden çaldığı takı ve elektronik cihazları sattığı anlaşıldı.
Kendisini, “Almanya'dan tatile gelmiştim. Param bitince iki gün önce otelden ayrıldım. Açlıktan ölecektim. Burada karnımı doyurdum. Yapabilecek başka şeyim yoktu” diye savunan Alman turist tutuklandı…..”
Komik olan tarafı, hep turistler soyulur, biz de suçlu gibi mahçup mahçup bu haberleri okuruz ya, bu sefer turist bizi soymuş.
Be kardeşim, paran bitince ülkene dönseydin ya!
Bir garip durum anlayacağınız.
….
Sevgili okurlar bugünlük de bu kadar.
Yeni konularda buluşuncaya dek
Şimdilik,
Esen kalın
Hoşça kalın….
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.