2017'yi tükettik, 2018'e girdik.
Eski yıl eskidi, umutlar, beklentiler, hayaller yeni yıla devretti.
“Ümit sönmez bir ışıktır” demiş şair.
Büyük, küçük, özel, genel herkesin gelecek için umutları, beklentileri var.
Zaten ümit etmek İnsan doğasının bir parçası.
Yeni yıl kutlamaları konusunda tereddüt yaşayanlar basında yer alıyor.
İyi de yılbaşı tabanca zoruyla mı kutlanıyor?
Kimi dostlarıyla biraraya geliyor, kimi bir eğlenceye katılıyor, kimi evinde hazırlık yapıp televizyon karşısına geçiyor, P.T.T. uyguluyor. (Pijama, terlik, televizyon.)
Yani şu veya bu şekilde herkes yeni yıla bir karşılama yapıyor.
Öyle ise;
Yeni yıl, dileklerinizin, beklentilerinizin gerçekleşeceği günler getirsin, umutlarınız gerçeğe dönüşsün, sağlık, mutluluk, bol kazanç her daim yanınızda bulunsun.
İyi yıllar dileğiyle…
x x
Gelelim eski yıldan paylaşmak istediğimiz bazı haberlere.
İlk haber bir bilirkişi raporuyla ilgili.
“Bilirkişi” adı üzerinde, elbette bizden iyisini bilir de ben de kamu vicdanını oluşturan vatandaşlardan birisi olarak yorumumu katayım. Gazeteye göre olay, geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleşiyor.
Antalya'da M.E., söz konusu tarihte otomobiliyle görme engelli bir çifte çarpar. Olayda engelli Mehmet Kalkan (39) ölür, Sevgi Kalkan (49) yaralanır.
Sürücü tutuksuz yargılanmaktadır.
Geçen haftaki duruşmada okunan bilirkişi raporuna göre, ölen Mehmet Kalkan görme engellilerin kullandığı beyaz bastonu sağ elinde taşıdığı için asli kusurlu bulunur.
Yani bilirkişiye göre, ölen kişi kusurludur.
Mehmet Kalkan'ın yine görme engelli olan avukatı rapora itiraz eder. Beyaz bastonun bir metre kadar uzaklığı denetlemek için önde tutulduğunu, sağ elde de olsa görülmemesinin imkansız olduğunu belirterek yeni bilirkişi raporu talep eder.
Bunun üzerine duruşma ertelenir.
Bilirkişinin görüşü şöyle:
“Mehmet Kalkan görme engelli olduğunu gösteren beyaz bastonunu nizami olarak taşımamıştır….”
…
İnanın bu haberden epey rahatsızlık duydum. Adaletin işine karışmak haddimiz değil de görme engelli Mehmet Kalkan'ın bastonu sol değil de sağ elinde taşımasının kazaya nasıl gerekçe olabileceğini anlayabilmek de pek mümkün değil.
Göremeyen birisi nizami (!) baston taşımadığı için ölmesi mi gerekiyor?
Ya da bu durum bir insana çarpmanın haklı nedeni olabilir mi?
Elbette kararı mahkeme verecek ancak belli ki şu olayda kamu vicdanı bir kez daha sızlamıştır.
Herkesin hakkı eşit gözetilirse adalet, adalet olur.
Gazetede ilginç bulmuş olmalı ki,
“Bilirkişiye bak” diye başlık atmış.
Yeni rapor ne yönde düzenlenecek, ileride göreceğiz…
x x
Bu kez insanlık adına güzel bir olayla devam edelim.
2017'nin son haberlerinden…
“İstanbul Ataşehir'de bir gecekonduda soba yüzünden yangın çıktı. Anne ve babası işte olan yedi yaşındaki Emir Soysuzlar evde tekti.
İtfaiye eri İsmail Sayım, canını hiçe sayarak alevlerin arasına daldı. Dumandan zehirlenip bayılan Emir'i dışarı çıkardı.
Ambulans, dar sokaklar yüzünden evin önüne gelemeyince itfaiye eri Hüseyin Onur, meslektaşı İsmail Sayım'ın kucağından Emir'i alıp ambulansa doğru koşmaya başladı.
Hüseyin Onur yorulunca Emir'i bir polis hemen kucaklayıp koşmaya devam etti. Zamanla yarışılarak hastaneye yetiştirilen Emir ölümden döndü.”
….
Bir canı kurtarmak uğruna yapılan bir ekip çalışması.
Sonucunda Emir'in yetiştirilerek hayata döndürülüşü…
İnsanlık adına ne güzel bir sahne…
“Henüz ölmedi ama can çekişiyor” denen insanlık için, hatta gelecek yeni yıl için umut barındıran görüntüler…
x x
2017'nin son haberi Rüzgar Çetin'le ilgili.
Kendisini, fazla sürat nedeniyle karıştığı ölümlü trafik kazasında hatırlıyoruz.
Bu kez konu bir kavga ile ilgili.
“İstanbul Taksim'de 2013'te bir kişiyi yaraladığı ve muşta kullandığı iddiasıyla yargılanan Rüzgar Çetin'in duruşması görüldü.
Duruşmaya Çetin ve kavga ettiği İhsan Ahmet Tigrel katılmadı.
Mahkeme Çetin'in “ruhsatsız silah bulundurmak” ve “hakaret” suçlarını işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine karar verdi.
Çetin'e, muşta bulundurmak ve tehdit içeren mesajlar göndermek suçundan 6 bin lira para cezası uygulandı. Tigrel'e ise bin lira adli para cezası verildi.
….
2017'nin sözü geçen isimlerinden birisi de Rüzgar Çetin olsa gerek. Ancak bu vukuatlarla anılmak insanı ne kadar mutlu eder, o da ayrı bir konu.
2018'e gülümseyerek girelim ve Temel'den yardım alalım:
Temel bürosunda temizlikçiye seslenir:
-Dünçü tozları ne yaptun? masanın üstüne parmağumla telefon numarası yazmıştum…
Huzurlu, sağlıklı, başarılı güzel bir yıl dileğiyle,
Esen kalın, hoşça kalın….
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.