Bir yazı serisinin bir bölümünü daha aktarıyorum sizlere.
Girne'de tarihi değere sahip Mavi Köşk'te kalmıştık.
Mavi Köşk'ün önemi, 1957 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Makarios tarafından avukatı Paulo Paulides için bir İtalyan mimara yaptırılmış özel bir konut olmasaydı.
Orman içine saklı konumdaki bu özel binanın sahibi Paulides. O dönemde Ortadoğu'nun en büyük silah kaçakçısı idi.
Bu kaçak silahlar aynı zamanda Kıbrıs Rum kesiminin silahlanması için kullanılıyordu.
Makarios'un yakın dostu, avukatı ve silah tedarikçisi Paulo Paulides işte bu ağaçlar arasında saklı bir bina olan Mavi Köşk'ten yönetiyordu işlerini.
Geçtiğimiz hafta Köşk'ü gezdik, odaların özelliklerini aktardık, sıra geldi Köşkün dış kısmına.
Yani avlusu ve bahçesine diyelim.
Küçük bir amfi tiyatro şeklinde düzenlenmiş bahçenin özelliği akustik olması.
Yani çıkardığınız ses çok güzel yankılanıyor ve size geri dönüyor.
1974 Barış Harekatı'nda ele geçirilen bu bina önce askerler tarafından kullanılıyor, daha sonra da müze haline getiriliyor.
Halen Türk askeri denetiminde olan ve ziyaretçilerine özenle gezdirilen bu müze-Köşkle ilgili bilgiler ise sonradan bahçe kısmına monte edilmiş.
Alıntı yaptığım bu bilgilerden ilginç bulduklarımı paylaşayım:
“Rivayete göre Kıbrıs adını adada bolca bulunan “Kopher” denen kına çiçeğinden ya da aşk ilahesi Kipris'ten almaktaymış.
Kıbrıs Adası, 9283 kilometrelik yüzölçümü ile Sicilya ve Sardunya'dan sonra Akdeniz'in en büyük adası.
Asıl önemlisi ise coğrafi konumu.
Adanın tarihi M.Ö. 8500 yıllarına dayanıyor.
Hitit, Mısır, Pers, Roma, Bizans, Memlükler, Venedik toplulukları dönem dönem bu adaya egemen olmuş.
Ancak asla Yunan idaresinde bulunmamış ve tarihinde hiç Halen Adası olmamış.
1517'de Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı ele geçirip Memlük Devleti'ni ortadan kaldırmasından sonra Ada üzerinde Osmanlı egemenliği kurulmuş.
1570 ve 1571 yıllarında yapılan fetihler sonucu ada tamamen Osmanlı'ların kontrolüne geçmiş.
1829'da Osmanlı'dan ayrılan Yunanistan, Enosis hayallerine başlamıştır.
Enosis, Kıbrıs Adası'nın ve Anadolu'nun Batı yarısının Yunanistan'a bağlanmasını ifade etmektedir.
Enosis hayaliyle yaşayan Yunanlılar, tarihte hiç bir zaman hakim olamadıkları Kıbrıs Adası'nı kendi toprakları olarak görmeye başlamışlardır.
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti, Rus saldırılarına karşı yardım talebinde bulunan İngiltere'ye Kıbrıs Adası'nı kiralamıştır.
Tarih, 4 Haziran 1878.
İngiltere, o dönemde adaya “Ortadoğu'nun anahtarı” gözüyle bakmaktadır.
Mülkiyeti Osmanlı'da, idaresi İngiltere'de olmak üzere göndere İngiliz bayrağı çekilmiştir.
Kıbrıs'lı Rumlar, Ada'nın Yunanistan'a ilhakı için İngiltere'nin yardımcı olacağı umuduyla bu kiralama işini memnuniyetle karşılamışlardır.
İngilizler adaya çıktıktan sonra İngilizce, Rumca ve Türkçe resmi dil olarak kabul edilmiş.
Ticaret ve sanat alanında iyi durumda olan Rumlar, Türk arazilerini de satın alarak güçlenmeye başlamışlardır.
İngiliz'ler Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi, askeri ve ekonomik açıdan zayıflamasını fırsat bilip Ada'da baskı uygulamaya hatta Kıbrıs halkını Türk ve Rum olarak ayırmaya başlamışlardır.
Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesini fırsat bilen İngiltere, 5 Kasım 1914'te Kıbrıs'ı ilhak ettiğini (topraklarına kattığını) açıklamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti ile İtilaf Devletleri arasında 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması'nın 16., 20. ve 21. maddeleri gereği Türkiye Kıbrıs'ta İngiliz egemenliğini hukuken tanımıştır.
Lozan Antlaşması'ndan sonra Türkiye, Kıbrıs'ın geleceği için iki aşamalı bir politika izlemiştir.
Birinci aşama, Rumlara karşı Türklerin güvenliğini sağlamak için Kıbrıs'taki İngiliz hakimiyetini desteklemek,
İkinci aşama ise Kıbrıs Türkleri'nin ana vatana göçünün durdurulmasıdır.
Bu Politikalar doğrultusunda 10 Temmuz 1925'te Ada'da Türk Konsolosluğu açılmış, ilk konsolos olarak da Ali Asaf Güvenir atanmıştır.
EOKA terör örgütü, 7 Mart 1953 tarihinde Makarios'un siyasi, George Girvas'ın askeri liderliğinde gizli bir teşkilat olarak kurulmuştur.
Yunan bayrağı, İncil ve silaha el basarak yapılan EOKA yemininde,
“Mukaddesat adına ve hayatımı feda pahasına, en ağır işkencelere tahammül göstererek, Kıbrıs'ın Yunanistan'la birleşmesi (Enosis) konusunda sır vermemeye ve bu hedefe ulaşmaya yönelik emirleri, itiraz etmeden yerine getireceğime ant içerim” denilmiştir.
Kıbrıs'ı ele geçirmek için her yolu deneyen Rumlar diplomatik girişimlerinden bir sonuç alamayacağını anlayınca, EOKA terör örgütü 1 Nisan 1955 tarihinde bir bildiri yayımlayarak kanlı eylemlerine başlamıştır.
Enosis karşıtı herkesi düşman ilan etmiş ve 1958 yılı sonuna kadar Enosis'e karşı oldukları gerekçesiyle dörtyüz Rum, yüzdokuz Türk ve yüz İngiliz öldürülmüştür.
Otuzüç Türk Köyü sakini, Rum baskıları nedeniyle göç etmek zorunda kalmıştır.
EOKA Rum yeraltı tedhiş örgütü, eyleme geçtiği ilk günlerde dağıtmış olduğu bildirilerde aynen şöyle demektedir:
-İki düşmanımız vardır. Birincisi İngilizler, ikincisi Türkler… Önce İngiliz'leri ele alıp, onları adadan kovacağız. Sonara da Türkler'i imha edeceğiz.
Amacımız Enosis'tir. Her ne pahasına olursa olsun görevimiz, bu amacın gerçekleştirmesidir…”
….
Sevgili okurlar, alıntı yaptığım bu bilgiler Mavi Köşk'ün bahçesinde bulunan ve Kıbrıs'ın tarihini anlatan panoda yer alan resmi açıklamalar olup, önümüzdeki bölümlerde de devam edecek. Kıbrıs Türk'ünün geleceği ve Türkiye açısından son derece stratejik bir konuma sahip olması nedeniyle Kıbrıs'la ilgili bilgileri aktaracağım gelecek bölümleri de okumanızı öneririm.
En azından kendi yüzeysel bilgilerimi güncellediğimi ve detaylara daha vakıf hale geldiğimi belirteyim.
Haftaya Kıbrıs tarihinin devamında buluşabilmek dileğiyle,
Esen kalın, hoşça kalın…
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.