Mısır Hanedanı'nın onsekizinci firavunu olan Tutankamon, ondokuz yaşında yaşamını yitirdiğinde, inanılmaz bir hazineyle ve mumyalanarak gömüldü. Milattan önce 1332 ve 1323 yılları arasında hüküm süren firavunun ölümü hakkında çeşitli görüşler ortaya sürülüyor. Bunlardan birisi “doğuştan yarık dudaklı ve yumru ayaklı olduğu ve sıtmanın azdırdığı kırık bacağının komplikasyonlarından öldüğü, bir diğeri ise kafatasına sert bir darbe aldığı(bir çeşit suikast) ve bu nedenle yaşamını yitirdiği şeklinde…” Öldüğünde ondokuz yaş civarında olduğu varsayılmakta. İlk adı “tutankhaton” olan ama sonradan güneşe tapmadığı için adını “tutankhamon” olarak değiştiren firavun, “mezarının lanetli olduğu” iddialarıyla ve altın maskesiyle ünlü. Üvey kız kardeşiyle evlenen Tutankamon, Mısır Hanedanı'nın onsekizinci firavunu olup, tarihi önemi Mısır Hanedanı'nın en önemli firavunlarından birisi olması değil, 1922'de Krallar Vadisi'ndeki mezarlığının keşfedilmesidir. Tutankamon'u diğer firavunlardan ayıran özelliği, mezarı hiç soyulmayan ve tüm hazinesi günümüze kadar ulaşan tek firavun olmasında saklıdır. Ancak onu üne kavuşturan asıl olaylar zinciri, mezarının açılmasıyla birlikte ortaya çıkan “Lanet” dedikodularında saklı olsa gerek. Tutankamon'un mezarı, arkeoloj Howard Carter'ın 1 Kasım 1922'de keşfiyle ortaya çıkar. Tutankamon'un mezarı, diğer kralların mezarlarına göre son derece gösterişlidir. Mumyasının, kafatası sol kulağının arkasında bir zedelenme bulunduğu için şu anki Mısır bilimcilerinin son açıklandığı durum, firavunun, generali tarafından suiskaste uğrayarak kafatasının arkasına aldığı sert bir cisim sonucu ölmüş olabileceği şeklinde. Gelelim Tutanka-mon'un lanetine; Tutankamon'un mezarı iki odadan ve ilk odaya inen bir merdi-venden oluşmaktadır. İlk odada bir at arabası, tahtı ve hayattayken kullandığı paha biçilmez eserler yer almakta. Bu oda bulunduğunda, “Çok önemli bir kazı” yaptıklarının farkeden Howard Carter ve ekibi, odanın duvarlarına vurarak boşluklar bulur ve duvarları kırar. Girilen odada bulunan mühürlü koca bir kutunun mührü kırıldığında, bir lahtin içindeki som altından tabut, mum ışığında bile pırıl pırıl parlamaktadır. Parlayan Tutankamon'un o ünlü altın maskesidir. Howard Carter, bu keşfi ile kendisine iyi bir kariyer sağlasa da, fakirlik ve unutulmuşluk içindeki ölürken cenazesine ancak bir-iki kişi katılmıştır. Lanetler Carter'ın çok sevdiği kanaryasının bilinmeyen bir nedenden dolayı Mısır'ın simgesi olarak kabul gören bir kobra yılanı tarafından yenilmesiyle başlar. Kazı olayını finanse eden Lord Carnavron, bir süre sonra Kahire'de kan zehirlenmesinden ölür. Ayrıca mezara giren bazı kişilerin, ateşli hastalıklardan ölmesi de “firavunun laneti” hurafesini başlatır. “Lanet” efsanesinin bir diğer nedeni de, lahitte bulunan hiyeroglif yazılar… Bu hiyeroglif yazıların anlamı: “Firavun'un mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır…” İktidardaki icraatlarından ziyade, altın maskesi, el değmeden keşfedilen mezarı ve bu keşfin ardından ortaya çıkan “Lanet” hikayeleri ile ünlü Tutankamon'un hikayesi özetle bu şekilde. Kahire Müzesi'ni ve bu değer biçilemeyen eserleri ziyaret etme olanağı bulduğum için (yıllar önce), kendimi şanslı sayıyorum… Tutankamon'un ölümünden binlerce yıl sonra, bugün bu yazıya konu olmasının nedeni ise kırılan sakalı! Son günlerce basında yer alan haberlere bir bakalım… “Kahire Müzesi'nin çalışanları Firavun Tutankamon'a ait üç bin yıllık paha biçilemez maskenin sakalını kırdı ve kırılan parçayı, hızlı kuruyan, sıradan bir yapıştırıcı ile yerine yapıştırmaya çalıştı! Müze direktörü Mahmut El Hawagi, BBC'ye yaptığı açıklamada, ülkenin en değerli tarihi eserlerinden biri kabul edilen maskenin zarar gördüğünü doğruladı ve soruşturma başlatıldığını belirtti. Uzmanlar, maskenin sakal bölümündeki yapıştırıcı izlerinin açıkça görüldüğünü ve eserin yeniden eski haline getirilmesinin imkansız olduğunu açıkladı. İngiliz Guardian gazetesine konuşan bir müze çalışanı: -Bir gece maskenin durduğu camekandaki ışık sistemini düzeltmeye karar verdiler. Bu işlemi yaparken maskeyi yanlış bir şekilde tuttular ve sakalını kırdılar. Hemen kırığı tamir etmeye çalıştılar, ancak başarılı olamadılar. Ertesi sabah erken saatlerde müzeye gelerek bir kez daha şanslarını denediler. Sorun şuydu, günler sürecek bir işi yarım saatte yapmaya kalktılar! “ Dünyanın en zengin “Mısır Eserleri Koleksiyonu'nu bünyesinde barındıran Kahire Müzesi'nde kırılıp yapıştırılan sakalla ilgili soruşturma ise devam ediyor… ” Tutankamon, ondokuz yaşındayken aniden öldüğü için geriye vasiyet bırakmamıştır. Mezarının yanında bulunan iki küçük tabuttaki ölü doğmuş bebeklerin, çok sevdiği eşi Ankesanamuna'dan çocukları olduğu sanılıyor. Mezarında inanılmaz bir zenginlik bulunduğu halde, Tutankamon halâ hakkında en az bilgi bulunan firavun olma özelliğini korumakta. Lanet söylemleri ise, mezarı açan, finanse eden, ziyaret eden kişilerin başına gelen olaylar sonucu mu, yoksa kazıda çalışan yerli halkın, meydana gelen kaza ve ölümleri “Firavun Laneti” olayına bağlamaları sonucu mu ortaya çıktı belli olmasa da, bilinen tek gerçek, “Tutankamon'un Laneti” hikayesinin dünya kamuoyunda yankı uyandırması ve turistleri Kahire Müzesi'ne çekmesi… Ancak “maskenin sakalını kırma olayı” olayı, lanet söylemine yeni bir halka ekleyecek gibi görünüyor… Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.