Aşağıda yazacaklarım son zamanlarda benzerlerine sık rastlanan olaylar…
Ancak bu tür olaylar Sevgi selini daha da coşturuyor, insanların gönülden bağlılığını daha da artırıyor.
Böylece kin ve nefretlerini eyleme döken bu tipler, Atatürk sevdalılarının bağlarını daha da güçlendiriyor.
İlk olay Tekirdağ Çorlu'dan:
“Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde Omurtak Caddesi üzerindeki Atatürk Anıtı'na gelen kadın, üzerinde taşıdığı baltayı çıkarıp Atatürk'ün ayak kısmına vurdu. Çevrede bulunanların tepki gösterdiği kadın, daha sonra baltayı çarşafının içine gizleyerek alandan uzaklaştı.
Heykelin ayak kısmında hafif hasarın oluştuğu saldırı, çevredeki bir kişi tarafından cep telefonu ile görüntülendi.
Saldırganın, Atatürk Anıtı'nın üzerine:
-Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla Allah emrinde galiptir.
Yusuf Suresi 21. Ayet
Yazılı bir not da bıraktığı anlaşıldı.
Saldırganın Lojman Sokak üzerinde görülmesi üzerine çalışmalar bu bölgede yoğunlaştırıldı. Kadın, Alipaşa Okul Arkası 4. Aralık Sokak'ta saldırıda kullandığı baltayla yakalandı.
Gözaltına alınan kadının evli Çiğdem B. (30) olduğu belirtildi.
Çiğdem B. sorgulanmak üzere emniyete götürüldü”
…
Bir heykele baltayla zarar vermek o heykelin temsil ettiği kişi hakkında olumsuzluk yaratmaz, sadece maddi hasara yol açar.
Ama aynı zamanda saldırıya uğrayanı bir kez daha yüceltir, değerini kat be kat artırır.
Bu, son günlerde yaşanan birinci olaydı.
Gelelim diğerine;
“Adıyaman'da Sümer Meydanı'nda bulunan Atatürk büstüne çıkan bir kişinin heykelin omuzlarında oturduğu görüldü.
Heykelin üzerinde başında poşu bulunan 30 yaşlarındaki kişiye tepki gösterenler, durumu polise bildirdi. Elinde bulunan poşette uçucu madde çektiği anlaşılan şüpheli, polisin gelişinin ardından heykelden aşağı indi.
“Babam” diyerek anıta sarılan madde bağımlısı heykele zarar verdiği zannedilerek linç edilmek istendi.
Güçlükle alandan uzaklaştırılarak emniyete götürülen şüphelinin uçucu madde bağımlısı Ahmet B. olduğu belirlendi…”
….
İşin içinde bağımlılık yaratan madde olduğu için, söz konusu kişinin bu hareketi bilinçli yapıp yapmadığı elbette bilinmiyor.
Ancak bilinen, kötü ya da iyi niyetle farketmez, Ata'nın heykeline yapılan bu saygısızlığa insanların gösterdiği tepki.
Buradan da anlaşılıyor ki, bu sevda asla bitmez…
….
Gelelim başka bir habere ki, bu da benim için ibretlik bir konu.
“Kadın veli dehşet saçtı” diye başlık atılmış.
Devamı da şöyle:
“İzmir Konak'ta bulunan Mimar Sinan İlkokulu'ndaki A.K. adlı kadın öğretmen, iddiaya göre 8 Kasım Perşembe günü bir kadın veliyi, kızını okula zamanında getirip götürmesi ve ilgilenmesi yönünde uyardı. Bu duruma çok sinirlenen ve öğretmene tepki gösteren veli, hızını alamayıp ders sırasında sınıfa girdi ve öğrencilerin gözü önünde öğretmene saldırdı.
Öğrencinin annesi, saçlarından tuttuğu öğretmene vurdu. Olayın ardından savcılığa giderek veli hakkında suç duyurusunda bulunan öğretmen A.K. yi eğitim sendikaları yalnız bırakmadı.
Eğitim-İş, Eğitim-Sen ve Türk Eğitim-Sen şubeleri, sendika üyesi olmayan öğretmenin görev yaptığı okulun önünde basın açıklaması yaptı….”
….
Bu olayı, münferit bir olay olarak, geneli temsil etmiyor olarak düşünebilirsiniz.
Ancak canını sıkana saldırmak, sözünü kaba kuvvetle geçirmeye çalışmak sık rastlanır eylemlerden oldu.
Doktora saldır, öğretmene saldır, kamu görevlisine saldır…
Ancak problemler böyle çözülmüyor.
Bu kadar öfke nereden geliyor bilmiyorum.
…
İçimizi ısıtan son haberle satırları noktalayalım:
“Çin, bir köpeğin sahibine olan bağımlılığını konuşuyor. Hohnot kentinde Ağustos'ta meydana gelen trafik kazası sonucu bir kişi, köpeğinin yanında can verdi.
Öksüz kalan köpek, sahibinin can verdiği caddeyi 85 gündür terk etmedi. Köpeği her gün orada gördüğünü söyleyen bir taksi şoförü,
“Biz sürücüler bu köpeğe yiyecek veriyoruz. Ama yanına yaklaşmaya çalıştığımızda hemen kaçıyor”
Dedi….”
Şu vefaya bakar mısınız?
İnsanoğlunda bunun yarısı olsa dünyada problem kalmayacak.
Köpeklerin sahiplerine olan bu bağımlılığı, gerçekten insanın gözlerini yaşartıyor…
…
Sevgili okurlar bugünlük de bu kadar,
Haftaya yeni konularda buluşabilmek dileğiyle,
Şimdilik
Esen kalın,
Hoşça kalın…
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.