Bir 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar gününü daha geride bıraktık. Hani senede bir gün ya, ben de bir gün olsun yazayım.
Bazı beyler takılıyor: “Sizin hiç olmazsa bir gününüz var, bizde o da yok” diye.
Cevap hazır: İşte diğer günlerde sizin gününüz, bir günü olsun çok görmeyin…
Kadın-erkek ayrımına karşıyım, yazı da biraz o yöne doğru gidiyor ama ne yapayım, böyle bir gün var ve biz de o doğrultuda yazacağız.
En çok da bayanların birbirini kutladığı bu 8 Mart olayı ile ilgili olarak bir arkadaşımın güzel bir cümle yollamış:
“Erkeğin ADAM olduğu yerde kadına her gün 8 Mart'dır…”
Katılmamak ne mümkün de, ne kadar uygulanabiliyor ona bakmak lazım.
Bu arada efendi, beyefendi erkekleri bu cümlelerden tenzih ederim.
Biraz 8 Mart olayından, çıkışından bahsedelim.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanıyor ve Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası bir gün olarak kabul ediliyor.
Peki, bu kadınlar günü nasıl ortaya çıktı?
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde kırkbin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları talebiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı.
Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 20 kadın işçi can verdi.
İşçilerin cenaze törenine onbini aşkın kişi katıldı.
26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetgin, 8 Mart 1857 tarihinde tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Tarihin 8 Mart olarak kesinleştirilmesi 1917 Bolşevik Devrimi'nin önderi ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu Lenin'in önerisiyle 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti.
Adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi.
1. ve 2. Dünya Savaşı yılları arasında sosyalizmin yayılmasından çekinen bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda ABD'de gerçekleşen çeşitli gösterilerde anılmaya başlanmasıyla Batı Bloku ülkelerinde daha güçlü bir şekilde gündeme geldi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasına kabul etti.
Türkiye'deki süreç ise şöyle işledi:
Türkiye'de 1921 tarihinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başladı. 1980 darbesi döneminde 4 yıl kutlama yapılmadı.
1984 yılından itibaren her geçen gün daha da geniş kitlelerle kutlanmaya devam ediliyor.
8 Mart günü kutlamalarının kabaca özgeçmişi böyle.
Bu günün önemini kavrayamayan çok kişinin olduğunu biliyorum, ama yılda bir gün olsun emekçi kadınların onöre edilmesi de çok görülmemeli.
Üstelik, kadının bir işte çalışmıyor olsa da emekçi olduğu bir gerçek.
Üstelik emekçi olan ev hanımlarının sigortası, emekliliği bile yok.
Anlayacağınız kadın, iş hayatında olmasa da her zaman çalışıyor.
Belki de 8 Mart'ın “Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılmasının nedeni, kadının üretkenliği…
Gelelim 8 Mart 2018 itibariyle dünya kadınlarının durumuna:
“Dünyada yoksulluk sınırındaki bir buçuk milyar insanın yüzde 70'i kadın.
85 milyon kız çocuğunun eğitim olanağı yok.
700 milyon kadının yeterli su ve yemeğe sahip değil.
Dünyada her üç kadından biri yaşamı boyunca şiddete maruz kalıyor, cinsel ilişkiye zorlanıyor ya da taciz ediliyor.
Her beş kadından biri tecavüze uğruyor ya da tecavüzden son anda kurtuluyor.
Tüm dünyada kadın cinayetlerinin yüzde 70'i eşleri tarafından işleniyor.
Her yıl 2 milyon kadın ve kız çocuğunun ticareti yapılmakta, 60 milyon kız çocuğu kürtaj, bebek katli ve ihmal sonucu zor durumda kalmaktadır.
Sadece Bosna Savaşı sırasında 20 bin Müslüman kadın ve Ruanda soykırımı sırasında 500 bin kadın tecavüze uğramıştır.
Dünyadaki işlerin yüzde 60'ını yapan kadınlar, toplum gelirinin yüzde 10'una, dünya üzerindeki mal varlığının ise yalnızca yüzde birine sahiptir.
Dünya genelinde okuma-yazma bilmeyen yetişkinlerin yüzde 67'si kadın.
Eğitim olanağından yoksun 45 milyon erkek çocuğuna karşılık, kızlarda bu rakam 85 milyona ulaşıyor.
Birleşmiş Milletlere üye 191 ülkenin sadece 12'sinin lideri kadın.
Mültecilerin yüzde 80'ini kadınlar oluşturuyor.
Mülteci kadınlar sığınma öncesi, sığınma sırasında ve sığınma ülkesinde cinsiyete dayalı şiddete maruz kalıyor.
Kadının emeğinin ve bedeninin sömürülmesi ile ilgili bu rakamlar tüm dünya için geçerli….”
…
Evet sevgili dostlar, kadın olarak ayrımcılık değil, yalnızca eşitlik istiyoruz.
Tüm uğraşılara karşın bunun henüz gerçekleşmekten uzak olduğu da yadsınamaz bir gerçek.
Kadın haklarının sağlanıp, artık toplumun bir sorunu olmayacağı günlere ulaşabilmek dileğiyle;
Geçmiş 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar gününüz kutlu, geleceğiniz aydınlık olsun!
…
Sevgili okurlar haftaya yeni bir konuda buluşabilmek dileğiyle şimdilik,
Esen kalın
Hoşça kalın…
Kaynak: Arife Köse makalesinden.
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.