Bu gazete haberini, yeni keşfedilen bu dahiyane (!) buluşu önce bir okuyalım, sonra üzerinde epeyce bir düşünelim…. Yüz yıl önce Einstein'ın izafiyet teorisinin bir parçası olarak ortaya attığı, uzay ve zamanı büken yerçekimsel dalgaların varlığı kanıtlandı, kainatın çözülebilmesi için bilimin önüne yeni bir pencere açıldı. ABD'de bağımsız bir kurum olan Ulusal Bilim Vakfı, LIGO denilen bir proje başlattı. Buna bağlı olarak Louisiana ve Washington eyaletlerinde iki dev lazer detektörü kuruldu, bu sayede dünyaya 1.3 milyar ışık yılı uzaklıktaki iki kara delik mercek altına alınabilecek. Yani, kainata yeni bir pencere açılıyor, bilimadamları öyle diyor. Buluşu ilk ortaya atan, yüz yıl önce Einstein. Einstein'ın teorisini uygulamaya geçirebilmek ilimin, bilimin ve fennin tam yüz yılını almış diyelim. Konumuz ile ilgisine gelirsek; ABD'li bilimadamları, Einstein'ın ışığı önderliğinde kainatın ve karadeliğin sırrını çözmek ve yaşlı dünyamızın geleceğini belirlemek için çalışmalar yapadursun, bizim bir takım Sivas'lı girişimci arkadaşlar da, artık insani mi, ticari mi bilinmez, büyük bir buluşa imza atmışlar… Konunun tamamen anlaşılabilmesi adına, geçtiğimiz günlerin bu haberini satır atlamadan aktarıyorum: -Mersin'de Özgecan Aslan, evine gitmek istediği minibüste tecavüze direndiği için vahşice katledildi. Sokaklarda “Özgecan son olsun, feryatları yükseldi. Ama son olmadı. Bu olaydan yaklaşık bir yıl sonra bir genç kız evine gitmek isterken tecavüze uğradı. Bu kez yer İstanbul Bağdat Caddesi idi. Herkes kadına yönelik şiddettin, taciz ve tecavüzün son bulması için çağrı yaptı. Yetkililer, önlem olarak kadınların “çığlık atmasını”, “gece belli bir saatten sonra dışarı çıkmamasını” tavsiye etti. Sivas'ta başlatılan uygulama ise yeni bir tartışma yarattı. İngiltere, Meksika ve Mısır gibi ülkelerde yaygın olarak kullanılan “pembe taksi” uygulaması Sivas'ta hayata geçti. Sürücünün kadın olduğu ve sadece kadınların kullanabildiği “pembe taksi” kadınları ikiye böldü. Kadınların büyük bölümü pembe taksiye karşı çıktı. Gerekçelerini ise şöyle açıkladı: -Bu kadını toplumdan soyutlamanın bir başka yönüdür. Kadınlara “Biz sizi koruyamıyoruz, siz kendinizi koruyun” diyorlar. Pembe taksi, pembe otobüs olacak, pembe kafe olacak. Bu ayrıştırmaya girmek istemeyen kadınlara tecavüz müstehak olacak!... Pembe otobüs ya da pembe taksi fikrini desteklemek, tacizlerin sorumlusunun kadınlar olduğunu kabul etmektir. Önce erkekler adam olmayı öğrensin… Sivas'taki pembe taksinin sadece sabah 8.00 – akşam 20.00 arasında trafikte olması da, “kadınlara akşam 20.00 den sonra sokağa çıkmayın mesajı veriyor” şeklinde yorumladı. Pembe taksiyi destekleyenler ise uygulamanın yaygınlaştırılmasından yana tavır koydu. “En azından rahat ve huzurlu bir yolculuk yapacağız” dediler. Sivas'taki Pembe Taksi uygulamasını başlatan isim Gökhan Şimşek. Taksinin sürücü koltuğunda ise Gamze Taşkan oturuyor. Gökhan Şimşek, uygulamayı eleştirenlere, -Avrupa'da olduğu zaman çağdaşlık olarak yorumlanıyor. Ama bizde yobazlık gibi değerlendirmelerde bulunmuşlar. Amacımız ayrımcılık yapmak değil” yanıtını verdi. Bu arada, ilk gün taksinin üzerinde buluna İngilizce “Pink Taksi” yazısı tepkiler üzerine Türkçe karşılığı olan “Pembe Taksi” ile değiştirildi. ……. Haber bu şekilde. Bu satırları okuyunca, bir kadın olarak, “ne iyi olmuş, artık Sivas'lı kadınlar emniyette” diye mi düşünmeliyim…. Sivas'lı şoför arkadaşlara, beyefendilere biraz ayıp olmaz mı? Şimdi tüm herkesi, kardeşlerimizi, bütün beyleri yalnızca erkek oldukları için Özgecan'ın katiliyle bir mi tutacağız. Ya da kadın olduğumuz için kendimizi ayrıştırıp, kapatacağız. Toplum içinde cinsiyetimizden önce insan olduğumuzun bilincinde olduğumuz sürece sorun yok. Sorun cinsiyetini insanlığında önde tutanlarda. Çözüm de kadını izole etmekten değil, toplumu eğitmekten geçiyor. Bu da benim kişisel yorumum olsun. * * * İğnenin ucu kadınlara batınca, en çok kadın yazarların sesi çıkıyor doğal olarak. Hürriyet yazarı Melis Alphan da konuyla ilgili güzel teşhislerde bulunmuş. Okumayanlar için birkaç cümle aktarayım: “Kadınlara özel pembe ulaşımı denemiş tek-her anlamda gelişmiş-ülke İngiltere. O da henüz o kadar – her anlamda gelişmiş – değilken, 1870'lerde. Zaten 1970'lerde de uygulamaya son verildi. Onun dışında hangi ülkeler bu “dahiyane” yola başvurdu derseniz… İran, Tayland, Hindistan, Pakistan, Mısır ve Endonezya'yı sayabiliriz. Bu ülkelerde kadının hali malumunuz. …… Ne oldu? Bu ülkelerde kadına şiddet mi azaldı? Sihirli formül pembe ulaşımdı madem, neden sorun bir türlü çözülemedi? Çünkü - artık zikretmekten dilimizde tüy bitti- toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanamadığı sürece kadına şiddet bitmeyecek. Toplumsal cinsiyet eşitliliğinin olduğu ülkelerde neden kadına şiddet oranları daha düşük oluyor, neden pembe ulaşım gibi akla ziyan uygulamalara başvurulmuyor? …… …… Yazısından kısa bir bölüm aktardığım Melis Alphan'ın yorumu da böyle… * * * Pembe Taksi uygulaması düşünce açısından iyi niyetli bir girişim olabilir, belki bir kısım insanı da rahat ettirebilir.. Ama…. Kadınların toplumda kendini güvende hissetmelerinin yolu bu olmamalı, insanların kadın ve erkek olma vasıflarından önce insan oldukları kafalara kazınmalı, her bireyin aynı hak ve özgürlüklere sahip olduğu çocukluktan itibaren anlatılmalı. Kadınını saklayan, hapseden, ayrıştıran değil, el üzerinde tutan toplum uygar toplumdur. Dünyaya 1.3 milyar ışık yıl uzaklıktaki karadeliklerin sırrının çözülmesi için çalışmaların başlatıldığı bu günlerde, bir ilimizde “kadınların rahat ettirilmesi” adı altına pembe taksi uygulaması başlatılmasının yorumunu okuyucularıma bırakıyor, mutlu ve huzurlu bir hafta diliyorum. Esen kalın, Hoşça kalın…. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.