Önce Fener'i ve Fenerbahçelileri kutlayalım. Lazio ile rövanş maçında rahip sahada 1-1 berabere kalarak yarı final oynama hakkını elde etti. Lazio, bir maç önce sahasında çıkan olaylar nedeniyle seyircisiz çıktığı maçta zaten pek de bir varlık gösteremedi. Bunu yazarken, Fener'in başarısını da küçümsemeyelim. Tur elbette iki maçı da kazanamayan Lazio'nun olmayacaktı. Hakem de şeker gibi olup, maçı katletmeyince hak eden taraf kazanmış oldu. Sıra Benfica'da. Bu viraj da dönülürse, Fenerbahçe UEFA finalini oynayacak. Bu millet de bu günlerin de hiç değilse azıcık gülümseyebilecek, dikkatini başka yöne çekebilecek bir neden bulabilecek. Türkiye'nin bir UEFA, bir de Süper Kupas'sı vardı, bir ikincisi neden olmasın? Zaten biz Galatasaraylıları kızdırmak için “O çok geçmişte kaldı, siz hala oradamısınız” diyorlardı, işte şimdi yenisi için fırsat, biz bu sözleri sarfedenlerden değiliz, ülkemizin ismini onurlandıracak her başarıyı destekleriz elbette, kupalarımızın kardeşleri buyursun gelsin, bekleriz! ** Şimdi gelelim Şampiyonlar Ligi çeyrek final eşleşmesinde Galatasaray-Real Madrid olayına ve sonucuna. Dostlar söyledi, geçtiğimiz günlerde bir TV kanalında, şimdi spor yorumculuğu yapan bir eski ünlü hakemimiz, kura çekimlerinin ayarlanabileceğinden dem vurarak konuyu Galatasaray Real Madrid eşleşmesine bağlamış.. Yani Şampiyonlar Ligi kuraları çekilirken istedikleri takımı istediklerine ayarlamış olabilirler demeye getiriyor. Bunun da ispatını televizyonda düğmelerle oynayarak canlı yayında kendisi yapmış. Mesela, Real Madrid ile Barcelona'yı, atıyorum ya da Milan'ı karşı karşıya getirmiyor, birinin elenmesine neden olmuyor. Herşey reytingler, iddia oyunları, parasal geterilerle ilgili. Futbol sektöründe dünyada çok büyük bir rant dönüyor ya, mesele burada. Böylece dünya futbolunda, iddia oyunlarında para yapan takımlar ister istemez en sona kalıyor. Biz de bu oyunları yutuyoruz. Arada bir Cimbom'un 2000 yılında UEFA ve Süper Kupa'yı alması gibi dişilisi çıkınca da yer yerinden oynuyor. Olay bundan ibaret. Bu, benim tezim değil. O eski hakem, yılların spor yorumcusu, biraz da (biraz mı?) sivri dilli arkadaş, deneylerle göstermiş programda bu işin nasıl yapıldığını. Artık doğrudur ya da değildir bilinmez, sonuçta Real Madrid de Galatasaray'ın oynaması muhtemel takımlardan birisiydi diyelim, peki o İspanya'daki maçta, maçı yöneten Norveç'li hakeme ne demeli? Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçına, futbolla uzak yakın bir ilgili olmayan, milli takım futbolcularını bile kayıktan, dereden, gemiden toplayan bir ülkenin hakemi mi çağrılır? Adamcağız zaten cankurtaran olup kimbilir hakemlik görevini en son ne zaman yerine getirmiştir? Türkiye gibi vatandaşı futbolla yatıp kalkan bir ülkeden bile hakemleri bin nazla çağırıyorlar. Bizim hakemler çok mu başarılı derseniz, başarılı olanları Real Madrid Galatasaray maçında gördük (!). Hadi orta hakem böyle, ya diğerlerine ne demeli, yan hakemler var, gözlemci var, gördüğüm kadarıyla her iki kale arkasında birer hakem var. Bu serzenişlerin nedeni İspanya'da oynanan maçta verilmeyen iki penaltı için. İkisi değil hadi, birisi verilmiş olsa Galatasaray bugün tur atlamış olacaktı. Bunu sadece bizim basın değil, Tüm İspanyol basını da yazdı. Hatta Real Madrid'in hocası Mourinho bile itiraf etti. Tabi tur atladıktan sonra söylemesi kolay. İşte tüm bunlar sonucunda insanın o eski hakem şimdinin spor yorumcusu vatandaşa inanası geliyor. Sahi bizim Şenes Erzik asbaşkanımız vardı UEFA'da. Var da, adamcağız o kadar efendi ki, ne kokar, ne bulaşır, bu ayak oyunlarına hiç karşı atraksiyonlarda bulunamaz, sessizce maçlara gelir, gider. İyi de asbaşkanım yıllardır Türk takımlarına yapmadıklarını bırakmadılar, Roma'da Galatasaraylı futbolcuları mı dövmediler, İngiltere'de binlerce taraftarın önüne onbir tane futbolcuyu tek başına sahaya mı salmadılar, Galatarasay-Juventus maçını keyfi olarak ertelemediler mi? (Juventus'lu futbolcuların isteği üzerine)bunlar hep yaşandı. Peki Türk takımlarının hangi itirazı kabul edildi, hiç. Sayın asbaşkanım, biraz da elini taşın altına sokmak gerek. Öyle benim gibi tribüne gidip maç seyretmekle olmuyor. Soruyorum size “İki penaltısı verilmemem olayı” Real Madrid takımı için söz konusu olabilir mi? TT Arena'da oynanan Galatasaray-Real Madrid maçını izledikten sonra, ilk maç doğru yönetilseydi, Cimbom'un bu turu geçebileceği ihtimalini sanırım hepimiz kavradık. Şimdi bana GS'ın savunması çok kötü diyeceksiniz. Evet doğru da, üç gol yiyen Real Madrid savunmasına ne demeli? Üstelik bu kadar havaya, desteğe ve atıp tutmaya rağmen? Mourinho, eğer oraya kadar giderse (ki büyük ihtimal) final maçında muhtemelen bu kadar terlemeyecek. Zira yine kendisi “2-1 yenilsek, bu gece uyuyamamam” açıklamasında bulunacak kadar büyük konuşmuştu. Galatasaray elendi ama onuruyla, gururuyla. Diyorum ya, yenilerek elenseydi hiç üzülmeyecektim. Ama şimdi görüyorum ki yarı final gerçekten aslanın ağzından kaçmış, yani kaçırılmış. İşte kötü olan tarafı bu. Gücü yetmese, neyse. Gelelim işin maddi boyutuna. Bu seneki Devler Ligi performansı Cimbom'un kasasına 31.5 milyon Euro eklemiş. Bu da şunlardan geliyor: Şampiyonlar Ligi'ne direk katılmasından 8.6 milyon Euro, Fenerbahçe'nin gruplara kalamaması nedeniyle yayın havuzu gelirine tek başına sahip oluşu 10 milyon Euro Grup maçlarından 3 galibiyet, 1 beraberlik 3,5 milyon Euro, Tur atladığı için 3,5 milyon Euro, Shalke galibiyeti 1 milyon Euro, Çeyrek final için 3,9 milyon euro, Real Madrid galibiyeti için 1 milyon Euro ** Umarım bu milyon Euro'lar Türk futbolunun ve Türk sporcusunun ve sporun kalkınması ve başarılı olması adına olumlu işlerde kullanılır. ** Bugün başka konulara da değinmekti niyetim. Ancak Şampiyonlar Ligi ve Uefa maçları nedeniyle takımlarımızı ve başarılarını es geçemedim. Galatasaray güzel bir noktaya geldi, güzel bitirdi. Türk futbolu adına güzel işler yaptı, ülkemizi en iyi şekilde temsil etti. Bayrağı Fener teslim aldı, götürecek. Yüreğimiz de onunla çarpacak, Burası Türkiye Cumhuriyeti, çarpan da yetmiş milyonun kalbi. Öyleyse teslim alınan bu bayrağın dikileceği yer de final maçının oynanacağı stat olmalı. Hadi bakalım, rastgele! Haftaya buluşmak üzere… Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.