Yaşamımızdan bir yıl daha kaysa da, yeni yıla beklentiler, umutlarla ve iyi dileklerle giriyor, gelen senenin bir öncekinden daha iyi geçmesini umut ediyoruz. Çünkü ümit sönmez bir ışık ve insan yaşamının olmazsa olmazıdır. En tuhaf olanı da, birkaç gün öncesinden “geçtiğimiz yıl” diye bahsediliyor olması, zira takvim öyle gösteriyor. Yaşımız bir artıp, ömür hanesine bir eksi yazılıyor olsa da sevinçle karşılıyoruz yeni yılı. Zira yeni yıl, yeni umutlar, yeni beklentiler demek. Belki de eski yılın karşılayamadıkları adına bir beklenti…. Her yılbaşı öncesi basında ülkemiz ve dünyada o yıl yaşanan önemli olayların dökümü çıkarılır, bir nevi yılın özeti gözler önüne serilir. İşte bu haberlerden hareketle, 2015'le ilgili hafıza taraması yaparken, insanlık adına bir-iki yüz güldürücü olay ve haber dışında çok da olumlu bir 2015 dökümü çıkmadığını gözlemliyorum be yazık ki… Bu gözlem hem ülkemiz, hem de tüm insanlık için söz konusu. O halde 2016 için tüm iyi dilekler önce ülkemiz sonra tüm dünya için, barış ve dostluk için, sevgi ve kardeşlik için gelsin diyelim ve 2015'e şöyle bir dokunalım. Dünya genelinde ne yazık ki terör olayları manşet olurken, bir doğal afet te 2015'in can yakan olayları arasında yer alıyor. Nepal'de Nisan ayından meydana gelen ve 8800 kişinin ölümüne yol açan 7.8 şiddetindeki deprem. Dünyada Charlie Hebdo baskını gibi terör olayları yaşanadursun, ülkemiz bu yılda (2015) birçok sorunla yüzleşmeye devam ediyor. Terör, Güneydoğu olayları, Suriyeli göçmenlerin tekne faciaları, kadın cinayetleri, canlı bomba faciaları vs.vs. geriye dönük hafızamı tazelerken en tuhaf karşıladığım olayı belirledim. Fenerbahçe kafilesinin kurşunlanması olayı. Hatırlarsınız, Fenerbahçe takımı Rize'de oynanan Çaykur Rizespor maçının ardından Trabzon'a hareket etmişti. Takım otobüsü, Trabzon'un Sürmene ilçesinde silahlı saldırıya uğramış, saldırı sonucu otobüs şoförü yaralanırken, araç içinde bulunan futbolcu ve yöneticiler olayı yara almadan atlatmıştı. Terörist, teröristtir, cani, canidir, elbette bunlardan kötüsü yok. Ancak bu olayda fanatizmin geldiği son noktayı, işaretlediği en büyük tehlikeyi görüyoruz. “ya bendensin, ya da yok ol” mantığını. Karadeniz insanı ve misafirperverliği için ne utanç verici bir olay. Bir-iki iyi haber de vererek 2015'i kapatalım. Zaten biliyorsunuz bu haberleri de, ben 2015'in sicilini düzeltmeye çalışıyorum. Galatasaray kökenli Barcelona'lı futbolcumuz Arda Turan, dünyanın en iyi yüz futbolcusu arasında yetmişsekinci olarak ilan edildi. Futbol dünyanın en çok pirim yapan sporu ve dünya üzerinde de binlerce ünlü varken Arda'nın ilk yüze girmesi kendisi için büyük başarı, ülkemiz için de gurur kaynağı. Üstelik Arda Turan, Barcelona'nın cezası nedeniyle transfer olduğundan beri oynayamıyor. Aylardır kulübünde futbol oynayamayan Arda, işte bu şartlar altında bile dünyanın en iyi yüz futbolcusu arasına girebiliyor. Bizleri gururlandıran Arda, takımının cezası sona erdiği için Ocak ayından (bu ay) itibaren futboluna kaldığı yerden devam edecek. Ve çok büyük onur, Türk bilim insanı Aziz Sancar'dan geldi. Uzun yıllardır ABD'de çalışmalarına devam eden Sayın Sancar, her ne kadar bu ödülü tıp alanında beklediğini belirtse de, “DNA ONARIMI” dalında yaptığı çalışmalar sonucu Nobel Kimya Ödülünü almaya hak kazandı. Gözümde, yaptığı çalışmalar kadar değerli olan bir diğer davranışı ise aldığı Nobel ödülünü, Anıtkabir'e bağışlamasıydı. Çünkü o, herşeyini Ata'sına borçluydu. Tıpkı bizler gibi…. Gördüğünüz gibi vefa, bazıları için yalnızca bir semt adından ibaret değil. Beynine, yüreğine, emeğine sağlık Sayın Sancar…. Aslını unutmadığın, hepimizi onurlandırdığın için…. * * * 2015 bitti, 2016 girdi. Yeni yılın haberlerine bakıyoruz, dip-bucak haberlerini karıştırıyoruz. Biliyorsunuz, bana malzeme aralardan çıkıyor. İlginç bir haber çekti dikkatimi ve bir yaşanmışlığını canlandırdı. Haber şöyle: -Edirne'de yaşayan Behzat Fidan'a (yaş 85) İstanbul'da HGS (Hızlı Geçiş Sistemi) ni gişelerde iki kez ihlal ettiği gerekçesiyle yüzellidokuz lira elli kuruş para cezası gelince, vatandaş şaşkına döndü. En son kırk yıl önce İstanbul'a gittiğini söyleyen yaşlı adam, “Üzerime araç kaydı bile yok. Buna rağmen adresime ceza geldi. Cezayı ödemeyeceğim” dedi. İlginç olan neler duyduğumuza göre, kırk yıldır İstanbul'a gitmemiş ve hiç aracı olmayan birisine de HGS ihlali cezası gelmesini normal karşılamamız gerekiyor herhalde. İsim benzerliği diyeceğim ama taa Edirne'deki adamı nasıl bulmuşlar, işte onu anlayamadım. Bu olay bana, birkaç yıl önce yaşadığım benzer bir durumu hatırlattı. Giresun'da evimdeyim. Kapı çaldı, posta görevlisi arkadaş bir ihbarname getirdi. Güya ben falan tarih, saat bilmem kaçta Fatih Sultan Mehmet Köprüsünden kartsız geçmişim vasıtamla. Yani gişelerden ödeme yapmadan geçmişim. Ama ben Giresun'dayım, üstelik İstanbul'a gidince de asla araç kullanmam çünkü yolları bilmem. Ben ihbarnameye bakıyorum, o bana bakıyor, sonra aklıma geldi, İstanbul'daki kız kardeşimi aradım. Mesele anlaşıldı, o gün köprüden kardeşim geçmiş, tam köprüye yaklaşırken OGS mi her neyse kartını evde unuttuğunu fark etmiş, ama yapacak bir şey yok, geri de dönemez, eve ceza gelmesini göze alarak geçiş yapmış, aradan zaman geçmiş, o da unutmuş, işte o ceza Giresun'a bana geliyor. Araç kardeşimin, ruhsat kardeşimin, adres İstanbul'da, ceza Giresun'a benim adıma geliyor. Cezasında değilim, bu ihbar beni nasıl buldu, onu anlayamadım, bugün dahi anlamış değilim. İşin en trajikomik tarafı da, ödeme yapmak için gerekli yere gittiğimde görevlinin bana: -Niye Fatih Sultan Mehmet Köprüsünden parasız geçtiniz demesiydi. Verecek tek cevabım “Haklısınız” oldu. Şarkıda söylendiği gibi, “Bir başkadır benim memleketim” Önce ülkem, sonra tüm dünya için 2015'ten çok daha mutlu, huzurlu, barış dolu bir 2016 dileğiyle Esen kalın, Hoşcakalın…. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.