İçinde insanlığa dair ögeler taşıyan haberleri ve konuları çok severim bilirsiniz.
Ne zaman bu konuyu pekiştiren bir habere rastlasam, sizinle paylaşmaktan mutluluk duyarım.
Günümüz dünyasında hala, iyi, düşünceli, başkalarını ve diğer canlıları önemseyenler olduğunu bilmek insana kendisini iyi hissettiriyor.
İki güzel örnek iki ayrı yerleşim yerinden geldi.
Bir bakalım:
“Denizli Pamukkale'ye bağlı Çamlık Mahallesi'ndeki kullanılmayan bir evin bodrumunda anneleri tarafından terk edilen üç tilki yavrusu bulundu.
Belediyeye bağlı sokak hayvanları barındırma ve rehabilitasyon merkezine götürülen aç tilkiler doyuruldu. Tilkiler evcilleşmemeleri için bir süre sonra doğaya salınacak.
Erzincan Tercan'da da vatandaşlar ölmek üzere olan iki yavru kaya sansarı buldu. Sansarlar tedavilerinin ardından Kars'taki rehabilitasyon merkezine gönderildi…..”
….
Haberin başlığını da,
İNSANLIĞA EMANETLER
diye atmış gazete.
Hayvanların çeşitli işkenceler gördüğü, el, ayak ve kuyruklarının kesildiği, gözlerinin kör edildiği bir ortamda 2 haber insanın yüreğine su serpiyor.
Bunlar çok uç örnekler diyebilirsiniz, doğru da, ne yazık ki bazı kötü örneklerinin sayısı gün geçtikçe çoğalmakta.
Hayvan işkencecilerini “insan” diye sınıflandırmak pek mümkün olmasa da, bu insan müsveddeleri ne yazık ki bu toplumda yer almakta.
Haberdeki gibi, tilki ve sansar yavrularını yaşatmak için çabalayanları gördükçe de umutlar yeniden yeşermekte….
Ama,
Her örnek böyle güzel olsa keşke.
İnsanlığın mumla arandığı durumlara da rastlanmakta.
İşte acı bir örnek:
Başlık,
İNSANLIĞIN ŞARJI BİTTİ.
“İstanbul Taksim Meydanı'nda engellilerin akülü sandalyelerini şarj etmesi için konulan istasyonun kablo uçlarındaki soketler çalındı.
Üstelik bu ilk kez olmuyor, soketler daha önce 3 kez çalınmıştı.
Engelliler, hırsızlığın engellenmesi için istasyona kamera yerleştirilmesini istiyor….”
….
Çok güzel bir söz var:
“En büyük engellilik duyarsızlıktır” diye
Hani hırsızlığın her türlüsü suç da, bir de engelli insanların kullandıkları istasyonun soketlerini çalmak ne ile ifade edilir bilemiyorum.
İnsan, insanlığından utanıyor.
….
Bir örnek de, kasten yapıldıysa yine insanlığın sınıfta kaldığı bir başka durum.
“Marmaris'te 5 Mayıs'ta düzenlenen Uluslararası Aguamaster Yüzme Yarışması finalinde 40 yaşındaki eski Milli yüzücü Tolga Öcal, 1500 metre yarışmasını kendisinden önce bitirmek üzere olan 13 yaşındaki Seyfi Diker'i kıyıya çıkarken bilerek düşürdü.
Tolga Öcal, Seyfi Diker'i düşürünce bitiş çizgisine ilk ulaşan kişi Ukraynalı yüzücü İrina Bolshakova oldu.
Bitiş çizgisinde gözyaşlarına boğulan Sevgi Diker, güçlükle sakinleştirildi. Hakem heyeti Tolga Öcal'ı diskalifiye etti, Seyfi Diker'e hakettiği birincilik madalyasını verdi.
Sosyal medyadaki tepkiler üzerine Tolga Öcal, küçük yüzücüyle fotoğraf çektirip yayınladı ve “kasıtlı çarpmadım, özür dilerim” dedi.
Tolga Öcal, 1 yıl yarışlardan men edildi…..”
….
İşte, insanlık yoksunu bir hareket.
Hem de eski bir milli yüzücüden…
….
İnsanlık adına olumlu ve olumsuz örnekler verdik.
Her iki örnek de toplumdan çıkıyor.
Aradaki fark DNA eksikliğinden mi, karakterden mi, yetişme koşullarından mı bilemiyorum.
Ancak insanlığa dair güzel örnekler, gelecek adına yine aynı insanlığa olumlu sinyaller veriyor.
Yeter ki güzel örneklerin sayısı çoğalsın…
x x
Rusya'da yaşanan bir ilginç olayla satırları noktalayalım.
Konu, “sahte şampiyon….”
“Atletizm dünyası bugüne kadar görülmemiş bir skandalla sarsıldı.
Rus atlet Ksenia Savina, doping nedeniyle ülkesinde uygulanan yarışmalara katılmama cezasını Ukraynalı çocukluk arkadaşının pasaportunu kullanarak aşmaya çalıştı. Kalina Syshko adıyla üç yılda 11 yarışa katılıp madalyalar kazanan sahte şampiyonu doping şüphesiyle yapılan testler ele verdi.
Galina Syshko ve Ksenia Savina yüz ve vücut olarak da birbirlerine benziyor. Savina işte bu benzerlikten yararlandı.
Sahte şampiyon tam 11 yarışta Syshko adına yarışmış.
Ksenia Savina, skandal ortaya çıktıktan sonra atletizmi bıraktığını açıkladı.
Rusya'da da hakkında ceza soruşturması açıldı….”
….
Bence cezayı her ikisi de hakediyor.
Pasaportu alan kadar veren de işin içinde.
Bakalım bu ilginç ancak tatsız olay nasıl sonuçlanacak….
….
Sevgili okurlar bugünlük bu kadar.
Haftaya yeni konularda buluşabilmek dileğiyle,
Şimdilik,
Esen kalın, hoşça kalın…
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.