İnanılmaz bir tren kazası ülkenin gündemine bomba gibi düştü.
Facia üstüne facia.
Daha diğer tren kazasının yaraları sarılmadan, mahkemesi sonuçlanmadan bir yenisi ile karşılaşmak çeşitli soruları akıllara getiriyor.
İhmal mi, eksik sorumluluk anlayışı mı, dikkatsizlik mi, ne derseniz deyin giden canlar geri gelmeyecek.
Ancak bir yenisinin daha olmaması için gereken neyse yapılacak, yapılmalı.
Olayın meydana gelişi şöyle:
“Ankara Tren Garı'nda sabah 6.30'da Konya'ya hareket eden yüksek hızlı tren, 6 dakika sonra 10 kilometre uzaktaki Marşandiz Tren İstasyonu'nda rayların Güvenliğini kontrol eden lokomotifle 90-100 kilometre hızla çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle istasyondaki üst geçit de trenlerin üzerine devrildi. 2 lokomotifteki 3 makinist ile 6 yolcu yaşamını yitirdi.
12 Nisan'da açılan hatta, sinyalizasyon sistemi kurulmadığı için makinistlerin iletişimi telsizle sağladığı iddia edildi. TCDD yetkilileri :
- Sinyalizasyon sistemi olsaydı, kumanda merkezindeki görevli her iki treni de görürdü. Görevli, hattaki kırmızı ışığı yakarak hızlı treni durdurabilir veya makasın yönünü değiştirerek kazayı engelleyebilir
Dedi.”
Şimdi, olayın sorumluları saptanmaya çalışılıyor.
9 vatandaşımız artık aramızdan ayrılmış olsa da, en azından yenilerinin olmaması için bir ders niteliği taşıyacak.
Keşke bu durum hiç yaşanmasaydı.
Bu vesileyle ölenlere rahmet, yaralılara şifa diliyorum.
Ülkemin başı sağolsun.
x x
Beni duygulandıran bir başka haberi sizinle paylaşmak istiyorum.
SEVGİNİN DİLİ demiş gazete.
Şöyle devam ediyor:
“Manisa'da yaşayan Münevver Tuncer (54), 8 yaşındayken başına aldığı darbe sonucu duyma yetisini kaybetmişti.
Düzgün olmasa da konuşabilen kadının tek oğlu İsmail 13 yaşında.
İsmail, annesi ile kendi geliştirdiği işaret dili ile anlaşıyor.
İsmail annesine uluslararası işaret dili öğretmek istemiş, ama Münevver Tuncer oğluyla küçüklüğünden beri iletişim kurarken kullandıkları, İsmail'in geliştirdiği dili tercih ediyor. Çünkü o işaret dili ile rahat anlaşıyorlar.
İsmail Tuncer annesine çarşıda, pazarda hatta okulundaki veli toplantısında bile işaret diliyle anlatılanları aktarıyor.
-Annem beni büyük bir özveri ile büyüttü. Onun dili, kulağı olmaya devam edeceğim diyor”
İşte, gerçek sevginin çok güzel bir örneği.
Bir annenin ne fedakarlıklarla evlatlarını büyüttüğünün farkında olan bu genç, annesinin dili ve kulağı olarak evlatlık görevini yerine getiriyor.
Karşılıklı sevgiye dayalı çok güzel bir ilişki.
Sevginin Gücü, sevginin diline dönüşmüş.
Keşke hep böyle güzel haberler okuyup yazabilsek ama olmuyor.
İşte olumsuz bir örnek:
Bu konu ile ilgili olmasa da insanlıkla ilgili, daha doğrusu yok olan insanlıkla.
“Hüseyin Yaradan (74), 540 liralık yaşlılık maaşını çeksin diye yeğenini bankaya gönderdi.
“maaş ATM'den çekilmiş” denildi.
Yaşlı adam polise, birkaç gün önce yardım bahanesiyle bir kişinin yanına yaklaştığını, sonra ATM kartını bulamadığını söyledi.
Yaşlı adam kartın üstüne şifresini yazmıştı…”
x x
Adamcağızın belki de bir aylık nafakası olan bu parayı dolandırıcılık, kandırma yöntemleri ile çalan bu kişi de vicdan denilen mahkemeden eser olmasa gerek.
Neden bazı kafalar dürüstlükten ziyade sahtekarlığa çalışır anlayabilmiş değilim…
x x
İşte, olumsuz bir haber daha:
“İzmir'de sağlık çalışanı Şule Dinç (24), 8 Aralık'ta bir kişinin bileklerinde kesik olduğu çağrısı üzerine ambulansla bölgeye gitti.
Genç kız orada yaşadıklarını şöyle anlattı:
-Hasta alkollüydü ve sedyeden kendisini attı. Ayağımın üzerine düştü. Bu sırada hasta yakını küfür etti. Bilinç kaybı yaşadım. Gözümü açtığımda kafatasımda elleri farkettim. Dışarıda bir tutam saç olduğu söylendi.
Sonrasında saçımın koparıldığı ortaya çıktı.
Yaralarını sardığım eller beni bu hale getirdi
dedi
Genç kız:
-Ağrılarım var, saçlarımda kalıcı hasar olabileceği söylendi, şikayetçiyim
Dedi.
Saçı koparılan Şule Dinç, “Hakkımı yasal yolla arayacağım” diye konuştu.
….
Gerçekten taksiciler gibi sağlıkçıların da işi zor.
Her an ne ile karşılaşacakları belli değil.
İnsanlar çeşit çeşit, tip tip.
Karakter gelişimi ilk önce aileyle başlıyor, okul eğitimi ile devam ediyor. İyi, düzgün bir insan yetiştirmenin en önemli kriteri ise sevgi ve ilgi olmalı. Bunların eksikliği durumunda ise, yukarıdaki olumsuz örnekler gibi olaylar yaşanıyor.
….
Sevgili okurlar bugünlük de bu kadar.
Haftaya yeni konularda buluşuncaya dek,
Esen kalın, hoşça kalın…
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.