Geçtiğimiz günlerin gazetelerinde ünlü sanatçı Leman Sam ile ilgili bir haber bulunmakta. Bu haber, kendisinin twitter'dan paylaştığı bir mesajıyla ilgili. Mesaj, her yıl Çin'de yapılan ve “Yulin” adı verilen köpek eti yeme festivali ile ilgili. Festival ile ilgili görüntüler kendisini o derece rahatsız etmiş olmalı ki;şu mesajı paylaşmış: -Çinli'lerin küçük bir kısmı hariç hepsi asalak bitkiler sınıfındandır;kötü ve anormal üreyen mikroplardır, doğa onları halledecektir… Neyse ki Çinli'lerin küçük bir kısmı paçayı kurtarmış!... Sayın Leman Sam'ın sanatçılığına saygım sonsuz ancak kesin olarak üslubunda bir sorun olduğunu düşünüyorum. Elbette twitter'da yayınladıkları kendisini bağlar ama Çinli'lerin geleneği de Çinli'leri bağlar. Bizim beslenme alışkanlığımıza uygun olmayabilir ancak unutmamalı ki dünyanın en kalabalık ülkesinden bahsediyoruz. Bazı geleneklerde domuz, bazı geleneklerde at, hele hele Uzakdoğu'da neler neler yenir. Bu kültürlerde değişen damak tatları gelenek olduğu kadar zorunluluktur da. Dünyanın en kalabalık ülkelerinden biri olan Çin'de (diğeri Hindistan) muhtemelen zorunlu olarak yenen köpek eti yine büyük bir olasılıkla yıllar içinde bir festivale dönüştürülmüş olmalı… Ancak Sayın Sam, bunu kendisine ya da köpeğine yapılmış bir hakaret olarak algılamış olmalı ki;bu derece ağır bir mesaj yayınlamış… Hayvanları hep seviyoruz, özellikle ben yazılarımda bunu sık sık vurgulayan konular işliyorum, seviyoruz ama, etleri, balıkları yiyoruz, yaylalarda kuzuların koyunların başını okşuyoruz, tabakta çatalı batırıp yiyoruz, doğanın kanunu böyle, durum bu… Diyelim ki Leman Sam vejetaryen et yemiyor, bitki, sebze yiyor, onlar da canlı, şimdi ne olacak? Yani bu işin sonu yok, fazla karıştırınca altından kalkamıyorsun… Kötü olan şu;hayvana, insana, kendinden güçsüzü yapılan işkence, verilen acı, zevk için öldürme, acı çektirme durumları, bunlar asla kabul edilemez. Köpek eti yedikleri için Çinli'leri “kötü ve anormal üreyen mikroplar” sınıfına sok-mak ve “doğanın onları halletmesini” dilemek Leman Sam'a yakışmadı. Bunu, çok sevgili Bo-xer cinsi Pascal'ın can dos-tu olarak ben söylüyorum. Zira bu geleneği, o kalabalık topluluğun bir zorunluluğu olarak görüyorum. Ve Leman Sam'a tavsiyem: Biraz yemek programı izlesin de, Istakozların nasıl pişirildiğini gözlemlesin; Tweet'lerini ondan sonra belirlesin… (Ne yazık ki bizim ünlü lokantalarımız da dahil olmak üzere dünyanın her yerinde ıstakozları, canlı canlı, elleri ayakları oynar vaziyette, kaynar suya atıp pişiriyorlar, işte vahşet diye ben buna derim… ) ** Şimdi tatsız bir konuya geçelim. Gerçekleri gözardı edemeyeceğimize göre, konuyu irdeleyelim; Bir gazeteden: “Diyarbakır'da ondört yaşındaki üç kızı evine götürdüğü, esrar içirdiği ve porno film izletip cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yüzelli yıl hapis istemiyle tutuklu yargılanan U.Ç. yedi ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Altıncı Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada Savcı Şaban Özdemir, yüzelli yıl hapsi istenen sanığa, üçbuçuk yıldan on yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi. Son celsede görüşünü değiştiren savcı, bu kez “çocukların rızası vardı ” ifadesini kullanmadı. U.Ç.'nin oniki yıldan kırksekizbuçuk yıla kadar hapsini istedi. Dosyayı inceleyen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı, gazete haberlerini ihbar kabul ederek U.Ç. hakkında yeni bir soruşturma başlattı. Soruşturmanın U.Ç.'nin bilgisayarında ele geçirilen bir videoda ondört yaşındaki başka bir kız çocuğuna istismarda bulunmasına ve çok sayıda kadınla cinsel ilişkiye girerken gizli kamera kaydı yapmasına ilişkin başladığı belirtildi. …” Elbette olaylar kanunların akışına göre devam ediyordur. Ancak sade bir vatandaş olarak bana göre bazı noktalar oldukça ilgi çekici: -Böyle bir suçta sanığın tutukluluk halinin kaldırılması -Yüzelli yıl ile başlayan hapis isteminin oniki ile kırksekizbuçuk yıla indirilmesi talebi -Her ne kadar sonradan kullanılmamış olsa da, gazetenin haberine göre önceki celselerde kullanılmış olduğu ima ediliyor: “Çocukların rızası vardı” ifadesi… Ondört yaşındaki çocukların rızası olsa bile,bu neyi değiştirir ki? Tam da kandırılmaya müsait bir yaş… -U.Ç. denen kişi, hem cinsel eylemde bulunuyor hem de kameralara kaydediyor, yani belki de ileri de cinsel suçla kalmayacak şantaj olayına girecek… İnsan neden böyle bir şeyi kaydeder ki_ İyi bir amaç için değil elbette… ** Yargı kararlarını eleştirmek değil niyetim. Dedektif olmak hiç değil. Ancak hepimiz insanız, Küçücük çocuklara karşı bu tür eylemlerde bulunanların ağır cezalar almasını ve toplumdan ayıklanmalarını diliyorum. Tıpkı sizler gibi. ** Son konu…Son satırlar… Çok ilgimi çekti, dip-bucak haberlerini pek severim. Canım babamı hatırladım, rahmetli babacığımı. Son nefesine kadar çok severek yaptığı avukatlık mesleğinde nice anı biriktirmişti. Ağır ceza avukatıydı babam ve şu sözü ondan çok duyardım: “Cezaevlerinde nice suçsuz mahkum var” Mesleki birikimi ve yaşadıkları söyletiyor olmalıydı ona bu cümleyi. İşte tam da bu haber, onu doğruluyor nitelikte: -ABD'de işlemediği bir cinayet nedeniyle yirmibeş yıl hapis yatan kişiye altı milyon ikiyüzellibin dolar (yaklaşık onaltımilyon yediyüzbin TL) tazminat ödenecek. Jonathan Fleming (53) 1989'da bir arkadaşının öldürülmesinden sorumlu tutulmuştu. Cinayet günü başka bir kentte olduğunun kanıtlanması üzerine Flemin geçen yıl serbest bırakılmıştı… … En azından “kusura bakma” deyip yollamamışlar, tazminat ödemişler. Ödemişler de, yirmibeş yılın bedeli ve “katil” yaftası tazminatla ödenebilir mi? İşin diğer ilginç yanı, ABD gibi dünyanın en büyüğü olduğu varsayılan bir ülkede, “cinayet günü bir başka kentte olduğunu kanıtlamanın” tam yirmibeş yıl sürmesi… Şaka gibi. Haftaya buluşuncaya dek sağlık ve huzur dileklerimle… Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.