İki haftadır, bir Akdeniz gezisinden notlar aktarmaktayım sizlere. Yaklaşık bir ay önce çıktığımız bu gezi, daha önce de yazdığım gibi gemi ve deniz ağırlıklı olup, gündüzleri uğranılan liman ve ülkeleri gezme tanıma şeklindeydi. Cenova’yı, Portofino’yu, özellikle Barcelona’yı detaylı bir şekilde anlatmıştım. Bugünkü durağımız ise Kuzey Afrika – Fas. Akdeniz’in Afrika’ya uzanan kıyılarını, İspanya’nın Afrika bağlantısını Cebelitarık boğazını daha önce hiç görmemiştim, onun için epey heyecanlıydım. Ancak Cebelitarık geçişi düşündüğüm gibi olmadı. Hepimiz güvertelere doluştuk, buna karşın görebildiğimiz, uzaklarda yanan ışıklar, hepsi o kadar. Boğaz deyince galiba aklımıza muhteşem İstanbul boğazı manzarası geliyor. Ancak bu güzelliği dünyanın başka yerinde aramak abesle iştigalden başka bir şey değil. Bu yüzden Cebelitarık boğazından anladığım, uzaklarda yanıp sönen ışıklar, hepsi o kadar. Dedim ya, en muhteşemi bizde olduğundan diğerlerini beğenmek artık çok zor. Yine de bu ünlü geçitten geçtiğim için mutlu ve heyecanlıydım. Gelelim Fas’a. Önce bu ülke hakkında, yerel rehberden aldığım bilgileri ve kendi izlenimlerimi aktarayım sizlere. Ne de olsa, bizim için kapalı kutu bir ülke. Fas’ın en büyük limanı Casablanka. Eski bir Fransız sömürgesi olan Fas’ta Fransızca adeta resmi dil gibi. Faslılar karmaşık kabilelerin birleşiminden oluşmuş, bu kabileler ise Fenikeliler, Berberiler ve Emeviler’miş. Rehberimizin anlatımına göre, çok otantik bir ülke olan Fas’ın yemekleri ve müzikleri çok güzel, kültürleri çok renkliymiş. (Yemek kısmına ayrıca geleceğim.) Faslılar kültürleri gereği yemek yerken çatal kaşık kullanmaz, elleriyle yerlermiş, çünkü kültürleri böyleymiş. Bu ülke sömürgeden kurtulduktan sonra da Fransa ile iyi ilişkilerine devam etmiş, öyle ki şu anda yirmibin Fransız şirket Fas’ta ticari faaliyet yürütmekteymiş. Türk şirketler de yavaş yavaş Fas pazarına girmeye başlamış. Bir başka ilginç nokta, İspanya’nın Fas toprakları içinde iki tane şehri bulunmaktaymış. Nasıl olur demeyin, ben de bilmiyorum. Kuzeyi Akdeniz, batısı Atlantik olan Fas’ın yapı açısından ve coğrafi bakımdan zengin bir ülke olduğunu söylüyor rehberimiz Ali. Kraliyet olmasına rağmen burada diğer Arap ülkelerinden olan adına Arap baharı denilen halk ayaklanması olmamış çünkü halk kraldan çok memnunmuş. Biraz Fas’ın yönetim şeklinden bahsedelim isterseniz: Fas, anayasal monarşiyle yönetiliyor yani kral var ama bakanlar ve meclis de var, kararlar alınıyor, kanunlar çıkıyor, bunların hepsi en son krala geliyor. Son söz kralın. İş onda kilitleniyor. Fas halkı kralından çok memnun demiştik bunun nedenleri var, kral çok çalışkan aynı zamanda Atatürk hayranı, Atatürk’ün devrimlerini kendisine örnek almış. Fas’ta baş örtme zorunluluğu yok, isteyen örtüyor, isteyen örtmüyor. Kralın eşinin de başı açık. Fas kralı bizim ziyaretimizden kısa bir zaman önce kadınlara boşanma hakkı getirmiş, topluma kabul ettirebilmek için reformları yavaş yavaş yapmaya çalışıyormuş. Laik bir görüşe sahip olan kral özellikle kadın hakları için var gücüyle uğraşıyormuş. Halen Fas’lı kadınların bir işyerinde çalışmasının yasak olduğu düşünülürse, kralın daha epey işi olduğu anlaşılabilir. Fas’la ilgili bilgilerin bu derece kadınları içeriyor olmasının nedeni, benim bu konudaki merakım elbette. Boş bir zamanımızda rehber Ali’yi bir köşeye kıstırıp Fas’lı kadınlar hakkında detaylı bilgiler topluyorum ondan zira benim kriterlerimde bir toplumun kadına bakışı, o toplumun aydınlanma derecesini gösteriyor. Bu kadar çok reform ve yenilik yapmaya çalışan kralın belli kesimler tarafından düşmanları olsa da büyük bir avantajı daha var ki, o da peygamber soyundan geldiğine inanılıyor olması. Bu arada kralın sarayının ve bakanların çalıştığı yerlerin etrafını geziyoruz, buralar halka açık, her isteyen gezebiliyor. Bu arada Fas’ta yirmi iki kraliyet sarayı olduğunu öğreniyoruz. Fas’ta üç şeyin tartışılamayacağını, sonunun hapis olduğunu söylüyor rehber Ali. Bunlar: 1) Allah 2) Batı Sahra konusu 3) Kral (Bu konular kökten gelen yapıdan dolayı eleştirilemiyor) Batı Sahra konusuna gelince; Fas’ın kendine göre yüz ölçümü 750.000 km2. Diğer Afrika ülkeleri ise Fas’ın yüzölçümünü 446.500 km2 olarak kabul ediyor, çünkü sorun Batı Sahra, Fas, Batı Sahra’yı kendisine ait görüyor, diğer Afrika ülkeleri ise öyle görmüyor. İşte bu nedenle Afrika’da olupta Afrika Birliği’ne üye olmayan tek ülke Fas. Sırf bu Batı Sahra anlaşmazlığı yüzünden. Bu ülkede camiler çok değişik. Emevi tazı yapılan cami minareleri kule gibi büyük, bunun nedeni camiler yapıldığında ilk ezanı önemli kişiler okuyor. Örneğin kral. Şu an ülkenin nüfusunu Araplar ve Berberiler oluşturmakta. Keçi ve koyunun çok yetiştirildiği Fas’ta nüfus 33 milyon civarında nüfusun %74’ü 15-64 yaş arası olduğundan, ülke nüfusundan “genç nüfus” olarak bahsediliyor. Eğitim önemli ama bu konuda daha aşılacak çok yol olduğu düşünülüyor. Fas’ta eğitim devlete ait olup 6-15 yaş arası zorunlu. 14 devlet, 6 özel üniversite bulunmakta ülkede. Bu arada Fas’tan Fransa’ya büyük bir beyin göçü olduğunu öğreniyoruz. Maaşlar ise vasıfsız işçiler için minimum ikiyüz elli – maksimum sekizyüz elli Euro civarında. Kiralar ise ikiyüz Euro civarında. Elbette kiralar Casablanca, Rabat ve Marakeş’te daha fazla. Bu ülkede ayrıca futbola ilgi çok. Fas anayasal monarşi ile yönetiliyor, kral son karar merci demiştik, aslında kral bunun kaldırılmasını istiyor ancak kralın peygamber soyundan geldiğine inanan dini kesim buna karşı (Rehber Ali bilgileri) oysaki son derece modern olan, kadın hakları savunucusu, reformist kral bir şeyleri aşmaya çalışıyor ancak belli ki bu epey zaman alacak. Bu arada Fas kralının genç olup kırk yaşın biraz üstünde olduğunu hatırlatalım. Haftaya Fas’ın devamında buluşmak üzere, bugünlük bu kadar sevgili okurlar. Bu arada yetkilerini devretmeye çabalayan böyle krala can kurban diyelim, haftaya yeniden görüşelim. Esen kalın… Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.