“İyi hal indirimi” kararlarını hep yazıyoruz da, iyi hal indirimi durumları devam edip gidiyor.
Bugün asıl ilgilendiğimiz, kadına şiddet olaylarındaki iyi hal indirimleri.
Önce bu konuyla ilgili İstatistiklere bir bakalım:
“2015'in ilk 10 ayında erkekler 236 kadın öldürdü, 112 kadına tecavüz etti, 157 kadını fuhuşa zorladı, 319 kadını yaraladı, 179 kadını taciz etti.
Kadın cinayetleriyle ilgili Meclis'e verilen gensoruyu yanıtlayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, 2013'te 175, 2014'te 194, 2015'in ilk 6 ayında ise 112 kadının, kadına yönelik şiddet kapsamında yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Bakan, 2013'te 39.950, 2014'te 47.758, 2015'in ilk 6 ayında ise 23.500 kadının da yaralandığını ifade etti.
Bakan Gürcan, Türkiye'de kadınların 8'inin erkekler tarafından şiddete maruz kaldığını, bu alanın Litvanya'da yüzde 37, İngiltere'de yüzde 28, Almanya'da yüzde 25, İtalya'da ve İrlanda'da yüzde 14 ve İsviçre'de yüzde 10 olduğunu belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nun “Küresel Şiddet” raporuna göre ise Türkiye kadın cinayetlerinde 41, Avrupa bölgesi ülkesi arasında 13. Sırada.
Gelelim kadın cinayetleriyle “iyi hal indirimi” arasındaki ilişkiye.
İyi Hal İndirimi Türk Ceza Kanunu madde 62'de düzenlenmiş olup, birinci fıkrada fail yararına cezayı hafifletecek “takdirin” nedenlerin bulunması durumunda cezada indirime gidilmesi hüküm altına alınmıştır.
2. fıkrada ise takdiri nedenler, “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki olası etkileri gibi hususlar” olarak sıralanmıştır. Ayrıca “takdir nedenleri gerekçede belirtilir” ifadesi takdiri indirim nedenlerinin hakimce genişletilebileceği anlamına gelmektedir.
Ülkemizde medyaya yansıyan tüm kadın cinayeti davalarında “iyi hal” indirimine gidildiği görülmektedir.
Bu durum başta kadınlar olmak üzere toplumda çaresizlik hissini körüklemektedir. Zira Türkiye, kadını çeşitli yöntemlerle öldüren erkeğin, mahkemede giydiği takım elbiseyle daha az cezaya mahkum olduğu örneklerle doludur.
Peki, ne yapmalı?
“İyi hal indirimi” Çağdaş hukuk düzenlemelerinde olduğu gibi ülkemizde de uygulanmaktadır.
Ancak bu kavram çok iyi tanımlanmalı, kullanım alanı mağduru, bazı suçlar bakımından hukuk yoluyla daha sıkı korunmayı gerektiren suçlar “iyi hal” kapsamında çıkarılmalıdır. Veya ağır cezayı gerektiren suçlar bakımından uygulama daraltılmalı, indirim sebepleri hakimin takdirinden çıkarılıp başka kıstaslara bağlanmalıdır.
Ülkemizde “iyi hal” indirimiyle ilgili bir diğer problem hukuk uygulayıcılarının bu konudaki tavrıdır. Failin hakettiğinden fazla ceza alması adaletin tecelli ettirilmemesi anlamı taşıdığından, hakimler böyle bir karara imza atmamak adına her olayda iyi hal indirimiyle hüküm kurmaktadır. Böylece takdiri olarak hakime tanınmış bu hak standart bir uygulamaya dönüşmüştür.
…
Ayşe Nur Dil'in kaleme aldığı ve devam edip giden bu satırlar, ülkemizde çok sık uygulanan iyi hal indirimi durumuna epeyce açıklık getiriyor.
“iyi hal indirimi” çok geniş bir yelpazede uygulanmakla birlikte, bizim konumuz “kadına şiddet” olaylarıyla olan bağlantısı.
Ne yazık ki hergün bir yenisiyle karşılaştığımız bu duruma işte yeni bir örnek:
“Spiker Kübra Eken'i döverek beyin kanaması geçirmesine ve felç olmasına neden olduğu iddia edilen eşi Neptün Bülent Eken'in “kasten yaralama” suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi.
Kübra Eken, duruşmaya tekerlekli sandalyeyle geldi. Eken'in avukatı İpek Bozkurt, raporlarda müvekkilimin yaralanmasının uğradığı darptan meydana geldiği belirtilmektedir. Adli Tıp raporunda ise bu hususun kesin olarak tespit edilemeyeceği öne sürülmüştür.
Mahkeme, sanığa 12 Ay 15 gün hapis cezası verdi.
Avukat Bozkurt,
- Karar bizi tatmin etmedi. Benim müvekkilimin ömrü elinden alınmış, utanıyorum
Dedi.”
Başka bir gazetenin yorumu ise şöyle:
“Eşi Neptün Bülent Eken'den dayak yiyen spiker Kübra Eken, beyin kanaması geçirerek felç olmuştu.
Adli Tıp:
- Beyin kanamasının nedeni tespit edilemez diye rapor hazırlandı.
9 yıl hapsi istenen Neptün Bülent Eken'e önce “kasten yaralama”dan 1 yıl 3 ay hapis veren mahkeme daha sonra iyi halden bu cezayı bir yıl 15 güne indirdi…”
Sanırım “iyi hal” uygulamasının kamu vicdanını zaman zaman sızlattığına tam bir örnek bu olay.
Belki de Araştırmacı Ayşe Nur Dil'in saptadığı gibi, iyi hal indirimi uygulanmalı ancak bazı suçlar iyi hal kapsamından çıkarılmalı.
Herkese lazım olan adalet, o zaman tam tecelli etmiş olacak..
Sevgili okurlar haftaya yeni konularda buluşabilmek dileğiyle şimdilik
Esen kalın,
Hoşça kalın…
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.