Acı bir olay yaşadık geçen hafta.
Çekmeköy'de düşen askeri helikopter olayı.
Kısaca hatırlayalım:
“İstanbul Çekmeköy'de UH-1 tipi askeri helikopter, önceki akşam Parkverde Sitesi'ne zorunlu iniş sırasında düşmüştü.
Şehit pilot yüzbaşılar Semih Özcan ve Ümit Özerli ile astsubaylar İlyas Kaya ve Yakup Avşar son anda manevra yaparak helikopterin binalara ve yoldan geçenlere çarpmasını engellemişti.
Çekilen fotoğraflar, kahraman şehitlerin son anda yaptığı manevranın önemini ortaya koydu.
Sitenin boş olan bahçesine düşen helikopter, şayet binalara veya araç trafiğinin yoğun olduğu sokağa düşseydi felaketin boyutu katlanacaktı.
Düşüş nedeni teknik incelemeden sonra netleşecek.”
…
“Askerler helikopteri boş alana düşürerek büyük bir faciayı önledi” diye not düşmüş gazete.
…
Bu acı olay, insanı daha da duygulandırıyor.
Nedeni, askerlerin gösterdiği kahramanlık.
Düşeceklerini anladıkları anda uçaktan paraşütle atlamak yerine, boş bir arazi aramaları ne kadar da soğukkanlı ve kahramanca bir karar.
Kendi canları yerine başkalarının canlarını seçtikleri için bu konu üzerine ne yazılsa yetersiz kalıyor.
Gazetenin attığı başlık gibi bu olay, kahramanlığın fotoğrafıdır.
Ruhları şad olsun, aileleri gururla dolsun.
…
Yukarıda anlattığım vicdanın sesiydi.
Bir de vicdansızlığın sesi var.
O da böylesi:
O da soğuğa terkedilen bir bebek.
“Şanlıurfa'da çocuklar boş arazide top oynuyordu. Bebek ağlaması duydular. Araziye atılmış çuvalı fark ettiler. Ağlama sesi çuvaldan geliyordu.
Hemen açtıkları çuvalda yeni doğmuş bir bebek bulunuyordu.
Çocuklar ailelerine, onlar da sağlık ekibine haber verdi. Sağlık ekibi çuvaldaki kız bebeğin göbek bağının bile düşmediğini, üşüyen bebeğin ateşinin de yükseldiğini belirledi.
Bebek hastanede, onu sokağa atan vicdansızlar aranıyor.
Şanlıurfa'da hava sıcaklığı gece 2 derece civarına düşüyor.
Bebek bulunmasa donabilirdi…”
….
Ne yazık ki bu tip olaylara sık rastlanır oldu. Ancak hiç değilse bulunabilir bir yere, örneğin Cami kapısına filan bırakırlardı.
Ancak bu bebek boş araziye terk edilmiş.
Oyun oynayan çocukların bulması ise şansı olmuş.
Yani bebek, bulunsun ve bakılsın diye herkesin farkedeceği bir alana bırakılmamış, aksine kimsenin uğramadığı boş araziye terkedilmiş.
Donmaktan da oyun oynayan çocuklar sayesinde kurtulmuş.
Dünyaya getirilen bir canlıyı korumasız bir şekilde soğuğa terketmek tam bir vicdansızlık örneği. İnternette şöyle bir dolaştım da, bir sürü terk edilen bebek vakasına ulaştım.
- 3 günlük bebek ölüme terk edildi.
- 7 günlük bebeği ölüme terkettiler.
- Terkedilmiş halde bir bebek bulundu.
- Ölüme terk edilen bebek işkence görmüş…
gibi insanın içinin kaldırmayacağı haberler yer alıyor.
Kimi çiftler bir bebek sahibi olabilmek için yıllarca doktor doktor dolaşırken kimileri de bir canı sokağı bırakıyor.
Vicdan, yani kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişinin doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen içsel güç, ne yazık ki herkeste yeterince bulunmuyor. Ve sonuçta yukarıdaki gibi olaylar ve haberler gündemdeki yerini alıyor.
Sevilmeyen tip, vicdansız görüntüleri de böyle basına malzeme oluyor…
x x
Gelelim Alperen olayına.
“İzmir Çiğli'de 15 Ağustos 2017'de anaokulu servisinde unutulan Alperen Sakin (3) ölmüştü.
Tutuklanan anaokulu sahibi Yurdagül İşgören'e 5, servis şoförü kocası Taner İşgören ile tutuksuz yargılanan servis hostesi Dilara K.'ya 9'ar, diğer görevliler Arzu G.ye 6, Bekir G. İle Ahmet S.ye 5'er yıl hapis verilmişti.
Temyiz sonrası yeniden görülen davada cezası 6 yıl 8 aya indirilen Taner İşgören tahliye edildi. Yurdagül İşgören'in cezası 7,5 yıla çıkarıldı. Dilara K.nın cezası5, Ahmet S. ve Arzu G.nin cezaları 2,5 yıla indirildi. Bekir G.nin de cezası 3 yıl 20 güne indi.”
Başlık ise şöyle:
“Alperen'in ölümünde indirim şoku…”
…
Elbette hiçbir şey Alperen'i geri getirmeyecek. Ancak caydırıcı cezalar da belki yeni bir Alperen vakasını engelleyecek.
Ancak yorum bizden, son söz adaletten.
Gereği buymuş demek ki diyor ve bugünkü yazımızı noktalıyoruz.
Sevgili okurlar, haftaya yeni konularda buluşabilmek dileğiyle şimdilik,
Esen kalın, Hoşça kalın…
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.