Geçen iki hafta yazılarımı okuyanlar bilir, bu bir gezi yazısı serisi. Rotamız Baltık ülkeleri, gemimiz Costa firmasının Pacifica adlı 3.560 yolcu 1.100 mürettebat taşıyan Cruise gemisi. Bu yazı dizisine başlarken olduğu gibi tekrarlayayım; ne yazık ki gezi de, yazı dizisi de yüreğimizi yakan şehit görüntüleri ile aynı döneme denk geldi. Lütfen aktaracaklarımı bir sorumsuzluk olarak algılamayın ve bir insan ve bir anne olarak yaşanan tüm acıları yüreğimde hissettiğimi bilin. 5 Ağustos'ta Hamburg’a bir buçuk saat uzaklıktaki Kiel Limanından yola çıkmış bir gün açık denizde kaldıktan sonra Polonya'ya ulaşmış ve turistik şehri Gdansk'ı gezmiştik. Tekrar yola devam ediyoruz, Litvanya kıyılarına ulaşıyoruz. Klaipeda şehrine geleceğiz. Bu şehirle ilgili bir ön bilgi vereyim. Klaipeda Litvanya'nın en kuzey şehri olup eski kasaba merkezi ve liman alanı neredeyse tamamen yeniden inşa edilmiş, ancak tarihi bir kalenin kalıntıları da görülüyor. Klaipeda Limanı Litvanya'nın İsveç, Danimarka ve Almanya'ya bağlantısı olan tek limanı. Bu nedenle bu ülke için önemi büyük. 8 Ağustos Cumartesi sabah sekizde limana demirliyoruz ve yürüyerek şehre iniyoruz. Şehirlerde tur alıp almama olayı şöyle gelişiyor. Bir limana inmeden önce gemideki görevli iki Türk'ten biri olan (diğeri restaurant şefi Süleyman bey) Melike'den tur gerekip gerekmediğini öğreniyoruz, ona göre tur satın alıyoruz. Klaipeda, şehir merkezi limana çok yakın olduğundan ve kendi başımıza gezme olanağımız bulunduğundan Melike'nin önerisiyle tur almadan gezmeye karar veriyoruz. Yürüyerek ilk önce limana yakın olan eski şehiri geziyoruz. Gezdiğim gördüğüm ülke ve şehirlerden vardığım kanı şu ki; yerleşim birimlerini asla bozmamışlar, yeni ve modern binaları ayrı bir tarafa kurmuşlar, turistler geldiğinde mutlaka gezdirecek bir eski şehirleri (old city) oluyor. Keşke Giresun'un eski hali de olduğu gibi kalsaydı, yeni binalar yeni semtlere kurulsaydı, ne yazık ki bu öngörüyü zamanında gösterememişiz. Evet, Litvanya Klaipeda eski şehiri geziyoruz, gözümüze çarpan çiçeklendirme o kadar güzel yapılmış ki bakmaya doyamıyoruz. İkiyüzellibin nüfuslu bu şehri epeyce dolaştık-tan sonra faytona binmeye karar veriyoruz, çünkü bir de fayton turizmi var, yalnız benim burada bir sıkıntım var televizyonda at yarışlarına falan hiç bakamam, hani atların sırtına kamçıyla vururlar ya işte o kamçı sanki benim sırtıma vurulmuş gibi olur, şimdi ata vururlar ben dayanamam dediysem de dinletemedim, neyse faytoncu bayanmış kendisi de ata biniyormuş güzel güzel nazik nazik yönlendirdi atını yarım saat kadar gezdik. Faytonla Klaipeda'yı gezerken en çok dikkatimi çeken şey her tarafta gelin-damat görüntüleri adeta her sokaktan gelin-damat fırlıyor desem o derece yani. Dayanamayıp faytoncu bayana soruyoruz “Bugün toplu evlenme günü mü, bu nedir” diye, meğer Litvanya'da Çarşamba ve Cumartesi günleri evlenilirmiş, o gün de Cumartesi'ydi, o yüzden böyleymiş. Hatta gemiye döndüğümüzde bile limanda beş-altı tane gelin damat vardı, gemi önünde resim çektirmeye gelmişlerdi. Yalnız Litvanya'da Çarşamba-Cumartesi evlenme bir gelenek mi, yoksa resmi bir zorunluluk mu işte onu sormayı unutmuşum. Fayton süremiz olan yarım saatlik gezinti bitiyor ve halk pazarını dolaşmaya başlıyoruz. Tüm Baltık ülkelerinde halk pazarları çok yaygın ve el sanatı ürünler satılıyor. Aralarında çok yaratıcı ürünlerde var. Klaipeda Halk Pazarı bana Ankara'nın Beypazarı'nı hatırlatıyor. Halk pazarını gezmeye devam ediyoruz. Litvanyada Euro geçerli Polonya'da ise hem Euro hem de kendi paraları geçerliydi. Litvanya'da da amber diğer adıyla kehribar çok meşhur, işlenmiş hali ile satılıyor ve turistler için oldukça revaçta, üstelik Polonya ile kıyaslandığında çok daha uygun. Amber hem takı objesi olarak hem de heykelcikler, kase, çanak, hayvan figürleri vs. şeklinde tasarlanıyor, yüzeyi büyüdükçe fiyatı da artıyor. Klaipeda'daki halk pazarı o derece geniş kapsamlı ki çadırların içinde ne ararsanız var, bir çadır dikkatimi çekiyor, giriyorum, kürk satılıyor, baya bildiğiniz kürk, pazarda kürk ama fiyatlar 1400 Euro'dan başlıyor, pazar ama sonuçta kürk yani. Canlı canlı derisi yüzülen hayvanları düşünerek çadırdan çıkıyorum. Yalnızca bir günlük süre boyunca kaldığımız bir şehirde ve dolayısıyla Litvanya'da genel olarak insanların sakin huzurlu ve mutlu yaşadığına dair bir izlenim edindiğimi söylemeliyim. Biz millet olarak Baltık ülkelerini pek bilmeyiz, tanımayız bu geziye gitmeden önce ben de pek tanımazdım. Açıkçası ilgimi de çekmezdi. Baltık ülkelerine olan tek ilgim Eurovision Şarkı Yarışması'nda bize verdikleri ya da vermedikleri puanları dairdi. Ancak orada da bir dünya var, yaşam var, insanlar var, mutlu mesut yaşıyorlar, düzenleri var, kuralları var. Gidince görüyoruz tabii. Bize uzaklar, ABD'de uzak ama çok şeylerini biliriz. Popülerite olayı galiba. Mesela Baltık ülkelerinin, Finlandiya'nın, İsveç'in yüzde atmışının ormanlarla kaplı olduğunu bilir miyiz? Neyse gezimize dönelim böyle yazarken yazarken dertlerim depreşiyor, kopuyorum ve başka konulara giriyorum. Kliapeda'dan ve dolayısıyla Litvanya'dan ayrılmak üzere saat 16.30'da gemiye döndüğümüzde odamızda Kliapeda Turist Kurulu tarafından hazırlanmış bir anket buluyoruz. Anket doldurup güvertede belli bir yere teslim edeceğiz, onlarda Litvanya yetkililerine verilmek üzere bırakacaklar. Ülkelerine gelen turistlerin görüş ve önerilerini almak ve gelecek için yapılacak planların alt yapısını oluşturmak üzere yapılmış bir çalışma… Demek ki Klaipeda Turist Kurulu mesaisini boşa geçirmiyor. Bu önemli liman şehri de turiste iyi hazırlanmış; Üstü açık şehir içi tur otobüsleri, Çok büyük bir turistik halk pazarı, Düzenlenmiş ve çiçeklendirilmiş eskişehir, Tarihi kalesi, Fayton turizmi, Düzenli umumi araçları ile ulaşım kolaylığı… Şehrin limanına iç içe olmazsa Vs. vs… Klaipeda'dan ve Litvanya'dan mutlu anılarla ayrılarak Letonya-Riga'ya doğru yol almaya başlıyoruz. Haftaya Letonya'da buluşmak dileğiyle sağlık huzur ve mutluluk dolu günler sizlerin olsun. Esen kalın. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.