“Beni siz delirttiniz, Evet, evet, evet, siz, siz… Kırmızı ışıkta geçen şoförler ve boşverli türküler Sahil yolundaki kazalar, denize düşen şu uçak Beyaz camda hayvanlar ve reklamlar, Yeşilçam'da baldır bacak… Beni siz delirttiniz, Evet, evet, siz delirttiniz beni Uçaklar, rüşvetler ve mobilyalar ve ahlak üstüne nutuklar Günden günde ufalan ekmekler Pasta yesin efendiler ama Gaz teknesi ile su kuyrukları Ve bir başbuğun buyrukları.. Beni siz delirttiniz evet, evet, evet Siz delirttiniz beni hiç kuşkum yok bundan eminim Darılmaca yok ben bir deliyim, Ama beni siz delirttiniz… Gelin katılın siz de bize, Bizde herkese yer var Dostlarım hep Napolyon, hepsi Sezar, Bol miktarda Hitler de çıkar…” ** Ancak bizim kuşağın hatırlayacağı bu şarkı, bir Cem Karaca klasiği. 1976 yılında yapılmış ve o dönemin Türkiye'sini anlatıyor Cem Karaca'nın bakış açısından… Siyasi görüşlerine katılırsınız, katılmazsınız, o tamamen ayrı bir konu ancak şarkının sözlerindeki bazı cümleler gündeme dair iz düşümleri sunmakta zihinlerimize. ** Haftalık yazımı yazacağım zaman, biriktirdiğim gazeteleri önüme yığar, konu başlığı seçmeye çalışırım. Malzeme kıtlığından değil elbette, sıkıntı başka nedenlerden çıkıyor. Her neyse, yığılı gazeteleri alıp, çeviriyor, okuyor, okuyorum ve beynimde Cem Karaca'nın, benim öğrenciliğime rastlayan o yılların işte ünlü şarkısı ışık olup çıkıyor: “Beni siz delirttiniz… Darılmaca yok ben bir deliyim Ama beni siz delirttiniz…” ** Gündemdeki siyasi durumların yanı sıra, çalan, soyan, bilezik için kadın öldüren, boşanmak isteyen karısını infaz eden (ama aynı zamanda eminim ki evlilik yaşamı boyunca karısına neler çektirmiştir.) yıkımı durdurma kararı çıkmasına rağmen yıkılan bir bina ve bir engelli vatandaşın bitişik binadan kaçamayarak enkaz altında can vermesi. Doğuda bir babanın, kardan yardım gelmediği ya da gelemediği için kaybettiği oğlunun cenazesini sırtındaki çuvalda taşıdığını gösteren yürek yakan görüntüleri… İstanbul'da bir konferansta, 10. Yıl Marşıyla ilgili söylemler… Yeri gelmişken söyleyeyim, Türk Milleti Onuncu Yıl Marşı'na takılıp kalmamıştır, vatanını, milletini seven her Türk vatandaşı Onuncu Yıl Marşı'nı yüreğine takmıştır. Türk toplumunda hiçbir bir marş, müzik nağmesi ya da ezgi, Onuncu Yıl Marşı kadar coşkuyla söylenmemektedir. Bu da, bu toplumun yüreğidir sesidir.. ** Gazete ve televizyon haberlerindeki tüm bu başlıkları alt alta koyunca anımsadım bu ünlü şarkıyı ancak aradaki bir farkla. Günümüzün toplumunun sorunları sanki daha bir katmerlenmiş, daha bir ağırlaşmış. “Gaz tenekesi ile su kuyrukları” gerilerde kalsa da, “Beni siz delirttiniz” noktasından pek de ileriye gidememişiz anlaşılan… Gelelim gündemdeki bazı dikkatimi çeken haberlere. Ana konulara yoğunlaşmayacağım, onlar hepimizin malumu. Zaten bize aksettirilen kadarına vakıf olabiliyoruz. Detaylar aslında daha çok ilgimi çekiyor, bu haberler toplumu anlatıyor aslında. Tıpkı aşağıdaki haber gibi. Bir gazeteden: “Eğitim Sen'in suç duyurusu, büyük bir skandalı ortaya çıkardı. İddialara göre, İzmir İl Milli eğitim Müdürlüğü'nün Ağustos 2013'te müdürlük atamaları için yaptığı sınavın heyet komisyonunda, İnsan Kaynakları Şube Müdürü olan bir şahsın ismi de yer aldı. Soruları hazırladığı iddia edilen, daha sonra sınava aday olarak katılıp doksandokuz(99) puan aldı. Şahsın ataması yapıldı. Bu skandalı öğrenen Eğitim-Sen, dava açtı.” Bu olay, henüz iddia aşamasında. Ancak eğer gerçekse, pes diyorum, başka bir şey demiyorum. Olay doğruysa, elbette bu yalnızca o şahsın değil, buna göz yumanların da suçu. Bir puan eksik almasının nedeni de “dikkat çekmeme ” adına olmalı… Ha bilezik hırsızlığı yapmışsın, ha emek hırsızlığı, hiç fark etmiyor. İnsanların bunca vicdan yoksunun olmasını ve bunun da toplumu bir bulaşıcı hastalık gibi sarmasını anlamak mümkün değil. ** Gelelim vicdan zorlayan bir diğer olaya: İşkence yapılarak öldürülen Nazar kız olayı. Ayrıntılar şöyle: “Mersin'de iki yıl önce boşanan H.Y. ile S.A. çiftinin tek çocuğu olan Nazar Y., birlikte yaşadığı babasının rahatsızlığı nedeniyle on günlüğüne annesine teslim edilir. Nazar, 4 Eylül 2013'de feci şekilde dövülüp işkence edilmiş bir halde hastaneye kaldırıldıktan onüç gün sonra hayatını kaybeder. Olayın ardından gözaltına alınan anne S.A. serbest bırakılırken, çocuğu dövüp işkence yaparak ölümüne neden olduğu öne sürülen sevgilisi A.A., çıktığı duruşmada, çocuğa kendisinin değil, annesinin işkence yaptığını iddia eder. Bunun üzerine anne S.A. hakkında yakalama kararı çıkartılır.” Nazar'ın ölümüne kimin yol açtığı ise mahkeme sonucunda belli olacak… ** Nazar kız, artık hayatta değil. İşkence görerek öldürülmüş, çocuk yaşta yaşamı elinden alınmış. Cinayetten paçayı annesi mi kurtarır, sevgilisi mi hiç umurumda değil. Küçücük bir çocuğu annesiz bırakmak zaten ona yapılacak kötülüklerin en büyüğü olmalı. En çok evladına sahip çıkıp, bugüne kadar onu yetiştirip büyüten zavallı babasına üzüldüm. Nazar kızı geri gelmeyecek olsa da, adaletin yerini bulması vicdanları biraz olsun rahatlatacaktır… ** Bugünün başlığı, artık aramızda olmayan, bir döneme damgasını vurmuş ünlü şarkıcı Cem Karaca'nın 1970'lerde çok ses getiren “Beni siz delirttiniz” şarkısıydı.. O günlerin Türkiye'sinden bugünlere gelindi. Artık aramızda olmasa da, ünlü şarkıcı bir yerlerden bize bakıp fısıldıyor olmalı: “Bu şarkıya yeni bir düzenleme gerek!” Haftaya buluşmak üzere, esen ve mutlu kalın… Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.