Bir gazete, ABD'deki güneş tutulmasına “Akıl tutulması” olarak başlık atmış.
Nedenini hep beraber görelim.
ABD'den görülen ve “Tam Güneş Tutulması” denilen olay, Ay'ın Güneş ile Dünya arasına girmesiyle oluşuyor.
Dünya yüzeyinde dar bir koridorda gözlenebilen bu olayda hava, parlak yıldızlar ve gezegenler kararıyor. Bir sonraki tam güneş tutulması, 2019'da yine Amerika'da gözlemlenecek.
Türkiye'den izlenecek tam güneş tutulması ise 2060 yılına denk geliyor.
Yüz iki yaşıma rastlayacak bu olayı sanırım göremeyeceğim.
Neyse konu, benim bu olayı izleyemeyecek olmam değil elbette.
Konu ABD'den izlenen “Tam Güneş Tutulması”nın nasıl ranta dönüştürüldüğü.
Habere göre, ABD'de otuz sekiz yıl sonra ilk kez gerçekleşen bu tutulma nedeniyle milyonlarca kişi sokağa dökülürken, pek çok yolda kilometrelerce trafik oluştu.
“Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen tam güneş tutulması, Türkiye saatiyle 21:25'e denk geldiği için ülkemizde bu olay incelenemedi.
Ancak otuz sekiz yıl sonra ABD'den görülebildi.
Yalnızca ABD'den izlenebildiği için “Büyük Amerikan Tutulması” olarak isimlendirildi.
Herkes tutulmanın en iyi izlendiği, Oregon'dan Güney Carolina'ya uzanan tutulma hattına akın etti.
Güneş tutulması çılgınlığı nedeniyle Amerika'nın en büyük otoyollarında trafik oluştu. Yalnızca iki dakika kırkbeş saniye süren doğa olayını izlemek için otuz bin kişi, Oregon'da kurulan bir festival alanında kamp yaptı.
Güneş tutulması turizmi nedeniyle bölgedeki otellerde fiyatlar 10 katına çıktı. Amerika'nın yerel saatiyle 10:16'da başlayan tutulma için yüz milyon adet özel gözlük satıldı.
Bu olayın turizme getirisi 10 milyar lira.
Ancak Amerika'da 87 milyon çalışan güneş tutulmasını izlemek için en az yirmi dakikalarını ayırdı.
87 milyon çalışanın toplam verimlilik kaybı ABD ekonomisine 2.4 milyar lira kaybettirdi.”
Gazete, bu izleme olayının abarttıkça abartıldığını, ABD ekonomisini zarara uğrattığını yazıyor.
Doğa olayından çok ilgimi ABD'de yaşanan bu abartı çekti.
Otuz bin kişinin bir yere toplanması, özel gözlükler, on kat artan otel fiyatları büyük işgücü kaybı.
Hepsi birkaç dakikalık görüntü için anlayacağınız.
Basın tarafından körüklenen ve ABD'lilerin katılımıyla adeta bir festivale dönüşen bu tutulma olayı, yerelde kazandırdı, genelde kaybettirdi.
Bu haber beni yıllar önce gerçekleştirdiğim, ABD yolculuğuna götürdü.
Gerçekte “Abartı” bu ülke insanının lakabı olmalı, öyle ki ABD'de her şey abartılı.
Dev tabaklar, devasa tavuk kızartmaları, dev mobilyalar, buzdolapları, kullanılan ve yenen her şey abartı içinde.
Yollarda hindi, tavuk vs. satan el arabaları, dev porsiyonlar, sonuçta dev insanlar.
Biz de ince bir ırk olmasak da, ABD'de durum daha da vahim.
“Buradan ne çok özürlü var” demişim tekerlekli sandalyede gelen insanları görünce, yol, sokak hep bu görüntüyle dolu.
Oysaki konu, özürlülük değil, obezlikmiş.
Yani birçok insan sakat olmadığı halde kilosundan dolayı yolda yürüyemiyor, tekerlekli sandalyeye geziyor.
ABD'lilerin, abartma huyunu bildiğimden, bu tam güneş tutulması çılgınlığı, pek de garibime gitmedi.
Ekonomik zararını onlar düşünedursun, biz de bu tutulma olayını kapatalım.
Dünyanın en büyük ekonomisini kendi abartılarıyla başbaşa bırakalım.
Aşağıda anlatacağım konuyu, ele alışımın nedeni artık çok sık rastlanır olması.
Örneklerini defalarca basından izlediğimiz olay şöyle gelişiyor:
“Şanlıurfa Bağlarbaşı Mahallesinde halk minibüsü kullanan Şükrü Doğan ve arkadaşının motosikletinin arkasında oturan Fırat, Daharoğlu arasında yol verme nedeniyle tartışma çıktı.
Fırat Daharoğlu kurusıkıdan bozma tabanca ile minibüse ateş açtı.
Minibüs sürücüsü Şükrü Doğan yaralandı.
Motosiklet sürücüsü kaçarken, Fırat Daharoğlu'nu Şükrü Doğan'ın yakınları linç etmek istedi.
Bölgede devriye gezen narkotik şubeden bir sivil polis havaya ateş açarak linç edilmek istenen kişiyi kurtardı.
Linç edilmek istenen Fırat Daharoğlu'nun üzerinde uyuşturucu hap çıktı.”
Hep böyle miydi bu insanlar, yoksa bu nesil sonradan mı türedi?
Trafik magandalarından bahsediyorum.
Ben de sürücü olduğumdan hep rastladığım olay; kırmızı ışığı takmayıp geçenler, arabalar arasında adeta, kaykay yapan sürücüler, bir sola bir sağa dalış yapanlar, gürültülü müzikle mahallelere sokaklara yayın yapanlar… yaz yaz bitmez.
İşi daha da ileri götürenler, kendilerini geçmek cesaretinde (!) bulunanlara bıçak, silah çekiyor.
İşin tekelinde yatan ise bencillik.
“Beni nasıl geçersin” sendromu.
Maganda tiplemelerine yazmak, sınıflamak ansiklopediler doldurur da ben şimdilik trafikte olanlardan bahsediyorum.
Gün geçmiyor ki, korna çalma, araba geçme yüzünden bir vukuat çıkmasın.
Geçilmeyi gururuna yedirememek ne demek anlamış değilim.
Bu, Fırat Daharoğlu gibiler de zararlı mantarlar gibi sonradan türeyenler.
Önümüze, yolumuza çıkmamaları dileğiyle…
Sevgili okurlar, hafta yeni konularda buluşmak dileğiyle
Şimdilik
Esen kalın,
Hoşçakalın.
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.