Çıtayı arşa çıkaran ve piyasa değeri uğruna niteliği körelten herhangi bir popüler basın- yayın organının ön kapağında nefes alıyor olmanız için “ölmeniz” gerekir. Yanlış okumadınız!
Toplum, aşılanmış ritüelleri gereği bir sanatçının “değerini” ancak ve ancak hiçliğe dönüştüğünde, yani yeryüzüne bırakılmış bir anahtarın gizemi çözüldüğünde idrak etmektedir. Nitekim sanatçının dünyaya bıraktığı o malum soru işaretini, günümüz insanı gün geldiğinde, herhangi bir vasat ticari maksada dönüştürebilir. Ve bundan hiç çekinmez!
Sanat ve edebiyatın yüzyıllardır sürdürdüğü bu mana arayışı ve sonsuz yolculuğu, insanlık tarafından daima “öteki” bir kuyu olarak algılanmıştır. Tabii şimdiki piyasada görülüyor ki kendini bir arınmayla var etmektedir. Katharsis denilen bu arınma, Aristo'nun Poetika adlı eserindeki tanımıyla özdeşiyor. En basit tabiriyle tiyatro sahnesindeki korku, acıma ve irkilme unsurlarının seyircide bıraktığı iz, kişinin bu olağandışı vaka ve etkilerini, bir anlık hezeyana kapılarak kendi başına geldiğini düşünmesinden kaynaklanmaktadır. Sanatçıya karşı olan bu yabani tutum aslen bilinç altında bir korku ve endişeyi barındırıyor. Çünkü hem sanat hem de edebiyat türü, insan varlığını obje/özne olarak eserlerinin baş karakterine dönüştürdüğünde, görünen yalnızca insanlığa tutulmuş bir aynanın yansıması olur.
Sonuç olarak, okumayan veyahut sorgulamayan insanın neden bu gerçekten kaçtığını “şimdilik” anlamamak mümkün değil.
Öte yandan görünmeyen emeğin simgesi olarak var olan sanat ve edebiyatın esir düştüğü bu popüler kültür sınıflandırılmasında, bağımsız birçok yayın organı, bahsi geçen örümcek ağından sıyrılmış bir biçimde karşımıza çıkar. Elbette bu ince detayı görmek için de o tozpembe ve de cafcaflı gözlüklerinizi çıkarmanız gerekmektedir:
“Şair oldun mu sürünürsün, süründün mü şair olursun.”
Bu alıntı doğrudan bir mesaj içermektedir. Nitekim ceket alacak parası olmayıp arkadaşının ricası üzerine emanet bir ceketi almak durumunda kalan şair Orhan Veli'nin cebinden, diş fırçasına sarılı bir kâğıttan şiir çıkmıştır. Bu şiirin de hazin bir hikayesi vardır: Ankara'da belediyenin açtığı bir çukura düşerek başından yaralanır Orhan Veli Kanık… İstanbul'a döndüğünde ise bir arkadaşının evinde aniden rahatsızlanır. Yanlış teşhis sonucu beyin kanaması geçirdiği anlaşılmaz ve cebinde yirmi sekiz kuruşla göçer bu dünyadan, sessiz ve yalınayak…
***
Görünmeyen emeğin bu doğru yönelimi, okuyucusuna da nitelikli bir okuma “fırsatı” sunduğu aşikardır. Zira bir oturup iyice düşünün, ilişkilendirildiği türle hiçbir benzerliği olmayan herhangi bir şahsiyeti, bardak altında ya da duvar saatinde kullanmak ne kadar etik olabilir ki?
İşte günümüzün popüler kültür stratejisi, insanlığa bunu sunuyor. Ve tüketim çağının çılgınlığı olarak nitelendirdiğim bu vaziyet, sosyal bilimlerin aydınlığa çıkan dehlizini gereksiz bir şekilde meşgul etmektedir.
Elini taşın altına koyarak salt “gerçek” bilim için tiraj yükselten basın ve yayın organları, kimi vakit ömrünün bitme korkusuyla büyük ölçüde tehdit altında kalıyor. Dijital yayıncılık her ne kadar kurtarıcı ve bağımsız bir platform özgürlüğü sunsa da gidişat piyasa değerine orantıyla engellenmektedir.
Vasat düzeyde, popüler kültürün alt kategorisi olan bu edebiyat ve dergicilik etiketiyle var olmuş olan ve görünenin gizemi diyebileceğimiz stratejinin işleyişi, köklü birçok yayın organına göre de birçok avantaja sahiptir (!) değil mi?
Şair ve yazarları bardak altlarına değil de hak ettikleri konumlara ulaştıralım, ne dersiniz?
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.