İnsanoğlunun en büyük mahareti, kendi eylemlerini bir şekilde meşru bir temele oturtabilmesi olmalı… Bu meşruiyet yine kendi vicdanını rahatlat-ma anlamında bir bahane bulma oluyor elbette. Konuya buradan girmemin nedeni, sosyal medyanın sosyopat veya hedonist fenomenlerinin psikoloji yapılarına bu açıdan bakmayı denemek.
Bilinir ki her insanın, hep neşeli görünenlerimizin de birçok derdi vardır; hayatın değişmez öğesidir bu. Pek tabii ki mutluluklar da böyledir… Ancak bu verili hayat öğretisini, instagram ve benzeri mecralardaki gösteriş sembolle-rini gördükçe sorgulamaya başladım.
Sorgulamaya başladım diyorum ama dertsiz insan var mıdır sorusuna yanıt aramıyorum; yine bu minvâlde şöyle soruyorum: Mevcut dertlerini-tasalarını umursamamayı, kendini gösterişe vurup başarabilen ve hatta ileri giderek başına gelen her türlü musibeti de bir ilgi toplama aracı haline getirip yaşamını aynı tempoda sürdürebilen insanlar var mıdır? Suâlin, doğrudan cevabını vermekten ziyade, gerçek hayattan alıntı yaparak devam edelim… Kadının birinin 11-12 yaşlarındaki oğlu küçük bir kaza geçiriyor ve bu kaza sonucu oğlunun kaşına bir iki dikiş atılıyor… Kadın da bu olayın meydana gelişini, hekimin teşhisinde yaşananları, dikiş atılışını, yaranın kapatılmasını, kısacası her lahzasını kendi hesabından an be an paylaşıyor… Takipçileri de milyonlarca “geçmiş olsun” ve benzeri dileklerini yağdırıyor. Takipçilerinin belki de kendi çevresinde yardıma, ilgiye ve şefkate muhtaç birçok akrabası, dostu mevcuttur ama bu takipçilerin ekseriyeti onlardan bihaber yaşamaktadır. Eminim kendi çevrelerine de birçok kalp ve “tatlı gülüş” emojisi yollayarak sun'î bir rahatlama yaşıyorlardır ama reelde kimin ne yaptığını Allah bilir! İşin daha acıklı ya da absürt tarafı ise söz konusu kadının veya benzeri insanların yegane marifeti süslü püslü ve erotik fotoğrafları olması, ilaveten kaynağı belirsiz (?) bir zengin hayatı sergilemeleri… Yoksa bir akademik, sanatsal, siyasî birikim veya bu yönde paylaşımlar zinhar görülmemekte.
Yanlış anlaşılmaları da önleyeyim, instagramın veya diğer internet araçlarının, insanlara fayda sağladığı taraflar olduğu yadsınamaz. Hele twitter'da verilen toplu tepkiler zaman zaman çok işe yarıyor ki o anlarda bu gibi programların “kurucusuna” duacı oluyoruz. Bu da dünyanın zıtlıklar üzerine kurulu olduğunu gösteren bir diğer kanıttır diyebiliriz. Bununla beraber her erkek, güzel bir kadına beğenisini sunmak ister veya herhangi bir kadın, yakışıklı bir erkeği beğendiğini dile getirmek arzusunu duyar fakat sürekli olarak bu amacın güdülmesi, beğenileni metalaştırır ve beğenileri sıradanlaştırır.
Böyle bir konuyu tartışmaktaki diğer maksadım, insanların giderek narsistleşmesinin ve samimiyetten daha da kopmalarının, kıyamet inancının manevi tarafını şekillendiren öğeyi teşkil ettiğini söyleyebilmekti. Şöyle ki; kıyamete inananlarımız için, dünyanın bazı büyük fizîkî felaketlere uğrayacağını beklemek normaldir fakat ben kıyametin sadece bu şekilde maddi değişikliklerle yaşanmayacağını, asıl olayın, insanların giderek daha da vicdansızlaşıp, bencilleştikçe ortaya çıkacağına inanıyorum. Öte yandan insanoğlu kendi servetini arttırmak için yıllardır dünyanın doğal kaynaklarını fütursuzca kullanıyor, tüketiyor; o halde zaten iklimi bozan da ve buradan kaynaklanacak olan büyük felaketlerin müsebbibi de yine bizatihi insan oluyor.
Şimdi kenarlardan vuralım ve hamu-ru kalıba sokalım: İnstagram ve diğer sosyal medya platformları bir nevî mikro kozmos oluyor ve biz orada tutarsız profillerin hâl-i pür melâlini izliyoruz… Geliyoruz gezegenimize ve onun da büyük şirketlerin güdümündeki devletlerin eliyle tarumar edildiğini seyrediyoruz. Sözün özü o ki birey kendini kaybettikçe, toplum ve doğa da harap oluyor ve dengesini yitiriyor. Artık bir ağacı herhangi bir zaruret olmadıkça kesmekle, instagram'da bir gösteriş ya da kibir saçan, başka hiçbir amaç ihtiva etmeyen fotoğraf paylaşmanın nüvesinin benzerliği hakkında ciddi ciddi düşünebiliriz.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.