Böyle bir başlık attım ama kayıp bir tane veya bir çeşit değil elbette, tümünü ele almak ayrıca bir araştırma ister ve muhtemelen bir kitap yazacak kadar uzun bir çalışma gerektirir. Bunu da birileri umarım yapıyordur ama biz konumuzun özünü teşkil eden meseleye girelim…
Birkaç gün önce bir dost meclisinde, şehirlerin kendine has geleneklerinden- eğlencelerinden bahsederken aklıma geldi: Giresun’da, Hacı Miktat Camii’nin yanında, sadece adına muhalefet ettiğim “streetball” turnuvası düzenlenirdi. Şu an için bu organizasyonun aynı yerde yapıl(a)madığını biliyorum ve buna çok üzülüyorum. Zaten Atapark’ın yeni şeklini beğenen veya onaylayan biri olmamakla birlikte, turnuvayı da o güzel ve renkli yerinden ettiğini bildiğim için daha da üzülüyorum.
Nasıl bir hava yaratırdı o organizasyon! Zaten yaz mevsiminde düzenlediği için, özellikle akşamüstü denizden dönen gençler ve her yaştan sporsever akardı oraya. Şehrin merkezi olması sebebiyle hemen herkesin yolu meydandan geçer ve insanların çoğu mutlaka basketbol maçlarına bir göz atardı. Bazı maçlar kıyasıya mücadeleyle geçerdi ve seyirci de ayrıca coşardı. Hatta bir efsane takım vardı ki soyadlarını hatırlamadığım için özür dileyerek, sahaya çıktıkları üç as’ı hala söyleyebilirim: İbrahim, Oğuz ve Barış. Uzun bir süre “rakip tanımaz” şekilde bu turnuvada yer aldılar. Bugüne geldiğimizde maalesef o saha yok, alternatif olarak Cumhuriyet Parkı’nda yapıldığını duydum ama yine birkaç eşe dosta sorup, eski havasının olmadığını öğrendim.
Ve Kaybolan Agora Kültürü
Bizim Milletimize muhafazakâr demenin zor olduğunu bundan önceki birkaç yazıda da belirtmiştim çünkü muhafazakârlık, sadece dindarlık demek değildir. Birçok alanda, sanatta, siyasette, mimaride vb mecralarda muhafazakâr bir ülkenin geçmişinden izler görürsünüz. İşte olumsuz bir örnek olarak, şehirlerimizin bu geleneklerini ya da gelenekleşmiş bu gibi eğlencelerini bilerek veya bilmeyerek yok etmek gösterilebilir. İçimden geçen ilk duyguyla, “Ne istediniz o küçük basket sahasından ve şehrin naçizane eğlencesinden?” diye sorasım geliyor… Kime sorarsanız sorun, bir faydası yok. Geleneklerin altını, sadece Giresun’da değil, her yerde müthiş bir inşaat arzusuyla kazıyoruz. Belki Giresun ile metropollerdeki yıkım amaçları bire bir aynı değil ama birçok yönden benzer olduğu aşikâr.
Memleketin dar ve ekseriyetle yokuş olan sokaklarında, caddelerinde gezerken sık sık bir tanışa, bir dosta rastlamak, büyük şehirlerde pek mümkün olmaz, haliyle insanlar birbirleriyle iletişim kuramaz. Bu manada, büyük şehirlerin Agora’sı kaybolmuştur diyebilirim. Bunda tuhaf olan bir nokta yok ama Giresun için şehrin yapısını bozmak, bir Agora’yı da silmek olabiliyor. Çok net şekilde herkesin gözünde canlanacak bir örnek vermek gerekirse, çoğunluğu orta yaşın üzeri ve emekli olan eski Atapark sakinlerini anımsayabilirsiniz. Şimdi Atapark gündüzleri Güneş’in altında yandığı için yaşı 50’nin üzerinde olanların tercih sınıfına girmeyebiliyor. Şehirdeki gözlemlerim de bu yöndeki düşüncemi destekliyor. Dolayısıyla insanların siyaset-ekonomi-spor konuştukları bir meydan da tarihe gömülmüş oluyor. Buna çeşitli şekillerde itiraz gelebilir, onlar yerine cafe vb var denilebilir ama bahsettiğim insanların yarattığı “yerli” havayı, hiçbir şey sağlamaz.
Toparlarsak, yerli olmak her perspektiften önem arz ediyor çünkü geleneksel hiçbir aktivite büyük şehirlerimizde yeterince veya aynı lezzetle uygulanamıyor. Bizim şehrimiz gibi küçük ve şirin kentlerde ise bunu korumak gerekiyor. Şehrin genelinin nezdinde kabul görmüş olan bir eğlence veya herhangi bir aktivite, özdeş olan mekânla birlikte yaşatılmalı. E tabi basketbol turnuvamız için de böyle olmalıydı. Ne diyelim, yazık oldu.
Her şeye rağmen bu isimlerde yanıldığım olmuşsa özür dilerim. Ayrıca o organizasyona katılan ve emek vermiş olan herkese bir teşekkürü borç biliyorum.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.