'Açılım Süreci' başlatıldığında, sayın Cumhurbaşkanı “İyi şeyler olacak” demişti. İyi şeyler bunlar mı? Terör örgütünün idama mahkûm lideri artık 'sayın' olarak anılmaktadır. Daha düne kadar Apo'ya 'sayın' diyenler hakkında dava açılıyordu. Açılım bu hızla giderse Apo'ya 'sayın' demeyenler hakkında dava açılmaya başlanırsa kimse şaşırmasın. İmaj maker'lar devrede; Apo cilâlanıp, parlatılıyor! Tarikata girecekken, yanlışlıkla terör örgütüne girmiş! Aslında dini bütün bir Müslüman'mış! Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “Öcalan önemli bir aktördür. Geçmişte yaptıklarını bir yana koyalım” diyor! Peki şehitler ne diyecek bu işe? Onlar boşuna mı öldüler? Yeni anayasa anlaşılan, Apo ile birlikte yapılıyor. Anayasadan Türklüğü çıkarmakta anlaşmışlar! Peki, CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap'ın 'Öcalan'ın önerdiği vatandaşlık tanımının CHP'nin programında yer alan milliyetçilik tanımına uygun olduğunu' söylemesine ne buyrulur? AKP'nin terörle mücadele koordinatörü olarak görev yapan ve meseleyi en iyi bilenlerden biri olan E. Orgeneral Edip Başer 'İmralı Süreci' ile ilgili olarak şu uyarıyı yapmış: “Terör örgütünün talepleri aslâ sona ermeyecek; önce bir kitap, sonra da kütüphaneyi isterler!” Umarız dinleyen çıkar. Sağduyu hepten kaybolmadı ya! Apo'nun mesajları zehir zemberek! İstedikleri olmazsa 50 bin kişi ile halk savaşı yapacağı tehditlerini savuruyor! Kandil de esip gürlüyor: “Şartlarımızı kabul edin yoksa savaşırız” diyor! Şu küstahlara bakın hele! Başbakanın açıklamaları da yenilir yutulur gibi değil. Anayasamızda yer alan Türk Milliyetçiliği dahil bütün milliyetçilikler ayaklarının altındaymış! Bütün sorunların kaynağı Türk Milleti, Türk vatandaşlığı kavramlarıymış. Kemalizm bunları anayasamıza sokarak bugünkü sorunlara sebep olmuş! Sanki Türklük ve Türkiye Anayasamıza Kemalizm'le girmiş gibi! Yahu hiç mi tarih okumazsınız? Bu topraklara Türkiye ve halkına da Türkmen diyenler Batılılar! Lozan'da 'Türkiye halkı' değil, 'Türk Halkı' deniliyor! Anlaşmanın 39. maddesi: “Bütün Türk Halkı din farkı gözetilmeksizin yasalar önünde eşit olacaktır” hükmünü taşıyor! Sevr Antlaşmasının onlarca maddesinde de Türkiye, Osmanlı ile eşanlamlı olarak kullanılmış! Sevr'in 143. maddesinde şöyle bir hüküm var: “İşbu antlaşmanın yürürlüğe girişini izleyecek altı ay içinde Yunanistan ile Türkiye, Yunanistan'a aktarılan ya da Osmanlı kalan topraklardaki Türk ve Yunan Soylu Halkın karşılıklı ve gönüllü göçüne ilişkin özel bir anlaşma yapacaklardır.” Antlaşmanın 62. maddesi Kürdistan'a ayrılmış. 'Açılım ülkeye 'Barış' getirecek! 'Bölünme korkusu bir paranoyadır' propagandası yapan ekran bülbüllerine inananlar özellikle okusun! Bazı geri zekâlıların 'İmzalanmadı!' dediği Sevr'in 88. maddesi ile, Ermenilere bırakılan Trabzon, Van ve Bitlis'in güneyindeki bir bölüm Kürtlere bırakılıyor! 64. madde “Kürtlere bırakılan bu bölgeler halkı, bu bölgelerde, Kürt nüfusunun çoğunluğunun Türkiye'den bağımsız olmak istediklerini kanıtlayarak, Milletler Cemiyeti Konseyine başvururlarsa ve Konsey de, bu bağımsızlığı onlara tanımayı Türkiye'ye tavsiye ederse, Türkiye bu tavsiyeye uymayı ve bu bölgeler üzerinde bütün haklarından vazgeçmeyi şimdiden taahhüt eder. Bu takdirde, Kürdistan'ın şimdiye dek Musul ilinde kalmış kesiminde oturan Kürtlerin, bu bağımsız Kürt devletine kendi istekleriyle katılmalarına Başlıca Müttefik devletlerce hiçbir karşı çıkışta bulunulmayacaktır” hükmünü taşıyor. Yani amaç Batı'nın kuklası bir 'Birleşik Kürdistan!' Dün yapamadıklarını bugün yapıyorlar! APO, Kandil, BDP hepsi birer kukla! Asıl organizatörleri artık görelim! Siz hiç PKK'nın ABD ve İsrail karşıtı bir eylemini gördünüz mü? Ekranlara serpiştirilen GDO'lu aydınların görevi bunun görülmesini engellemektir! Anayasadan Türk ve Türk Milleti kavramlarını çıkaracaklarmış! Herkes şunu iyice bellesin ki, Türkler Anadolu'nun kadim halkıdır. Harran ovasının adı, Orta Asya'da Cu vadisindeki Harran Cuvan (Ak tepe) şehrinden gelmektedir. Hatay Başkurtların boy adıdır. Artvin öztürkçe bir kelime olup, anlamı 'Bin tepe'dir. Hopa ilçesi bir Türk boyunun adıdır (A.Tayyar Önder, “Türkiye'nin Etnik Yapısı” s. 244). Seyhan ve Ceyhan nehirleri bilindiği gibi Orta Asya'daki Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin adlarıdır. Bölgemizdeki bazı coğrafya parçalarının Türkçe adları da bu tespitleri doğrulamaktadır. Atalarımız Kuzeye 'Kara', Güneye 'Kızıl', Batıya ise 'Ak' demekteydiler. Buna göre Karadeniz kuzeydeki deniz; Kızıl deniz, güneydeki deniz; Akdeniz ise batıdaki denizdir ve bu adları verenler binlerce yıl önce bu topraklarda yaşayan Türk soylu atalarımızdır. Hititlerden kalan eserler, Yazılıkaya, Ayasuluğ, Karabel Âbidesi, Gâvur kalesi yazıtları dillerinin Türkçe olduğunu gösteriyor! Çatalhöyük'te bulunan 8.000 yılın üzerinde bir tarihe sahip kaya resimlerindeki kilim desenlerinin, bugün dahi Orta Asya'da ve Anadolu'da Türklerin kullandıkları desenlerle aynı olması bir tesadüf müdür? Bu desenlerin arasında Selçukluların da kullandığı çift başlı kartal ve kurt başı var! 1300'lü yıllarda inşa edilen Niğde'deki Sungur Bey Camii ile Kayseri'deki Bünyan Ulu Camii'nin taç kapılarında kurt başı var. Ayvalık'taki Lâle adasında bulunan kaya resimlerindeki kurt figürleri tahrip edilmiş! Diğer kaya resimlerine dokunulmamış! Geri zekalılar, kayalara kazınmış kabartma kurt figürlerini kazıyarak, Türklüğü bu topraklardan kazıyacaklarını zannediyorlar. Ankara'nın Güdül kazasında bir mağarada bulunan kaya resimlerinin aynısı Orta Asya'da da var. Kaz dağlarına, kaz ayağı şeklindeki Salur damgasını kazıyanlar da Türk Soylu atalarımız! Balballar Türk mezar taşlarıdır. İSKİTLER'de de balballar var; Mardin'de, Hakkari'de de balballar var! Vezirköprü'de eski Türk yazıları bulundu. Amazonların merkezi burası. Kraliçe Tomris muhtemelen İskit! Alper Tonga; hani şu, lise tarih kitabında 'Alper Tunga öldü mü? -Issız acun kaldı mı- Felek öcün aldı mı? -İmdi yürek yırtılır' şiirini gururlanarak okuduğumuz İskit hükümdarı Alper Tunga! Bunları Kürt sosyolog Mehmet Aksoy söylüyor (Ceviz Kabuğu programı 3 Ocak 2013)! Ürdün Kralının Anıtkabir'de döktüğü gözyaşlarının anlamı neydi? Söyleyelim: Kral, Atatürk'ün, Müslüman komşu ülkelerle nasıl dostluk ilişkileri geliştirdiğini biliyordu. Atatürk yaşasaydı Sâdâbat Paktı muhakkak ki, daha da gelişerek varlığını sürdürecekti; Türkiye, İran, Irak ve Afganistan'la birlikte Ürdün de, Mısır, Suriye ve Pakistan da bağımsızlıklarına kavuştuktan sonra bu paktın yeni üyeleri olacaklardı. Bölgemizdeki halklar barış ve refah içinde yaşayacaklardı. Ne yazık ki, Atatürk'ün ölümünden sonra Türkiye bölgemizde Batı'nın çıkarlarının savunuculuğuna soyunmuş ve bölgenin tümüyle ABD emperyalizminin kontrolüne girmesine yardımcı olmuştur. Ürdün Kralı, yaşanan gelişmeleri değerlendiriyor ve bölgedeki ABD ve İsrail projelerinin nelere yol açacağını tahmin edebiliyor. Peki, biz, Batı'nın 1939'dan beri ilmik ilmik ördüğü bir örümcek ağının içinde olduğumuzu nasıl göremiyoruz? Önümüzde iki seçenek var: Ya bu ağı parçalayıp, Ergenekon'dan çıktığımız gibi yeniden doğacağız; ya da herkesin önünde paspas olacağız. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Makale Yazısı-
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.