Büyük Hint-Türk Devleti'nin kurucusu Babür Şah Çağatay Lehçesinin en önemli iki ozanından biriydi. Ünlü, önemli BABÜRNAME yapatı yanında Batı dillerine de çevrilmiş DİVAN'ı vardı. Çağataycanın öteki büyük ozanı Ali Şir Nevai'yle de arkadaştı. Fatih Sultan Mehmet; bilim, sanat koruyucusuydu. Din, felsefe konularına yakınlık duyardı. Ali Kuşçu'yu,Trabzonlu arkeolog Georgius'u, Bellini'yi koruyarak yakınında tutmuştu.Yaşadığı toplumun geleneğinde olmamasına karşın Bellini'ye portresini çizdirmişti. Fatih Sultan Mehmet'in, Arap, Fars,Yunan yazınını iyi bildiğini biliyoruz. Önemli yabancı dilleri de bilen Fatih Sultan Mehmet, otuza yakın ozana da aylık bağlamıştı. Ahmet Paşa, Melihi, Hamdi, Kabuli...bunlardandı. Divan şiirinin önemli adlarından Ahmet Paşa'nın, Şeyhi'nin şiirleri etkilemişti Fatih Sultan Mehmet'i. AVNİ "mahlasıyla" yazardı şiirlerini. Divanı vardı Fatih'in. Sanata, sanatçıya düşkün padişahlardandı Kanuni Sultan Süleyman.Trabzon doğumlu Kanuni'nin döneminde sanatçılar, bilimadamları korunmuştu.Fuzuli, Baki gibi önemli ozanlar, Zetabilli Ali Efendi,İbni Kemal, Piri Reis, Mimar Sinan gibi tanınmış adlar onun döneminde yetişmişti. Kanuni Sultan Süleyman'ın ozan adı MUHİBBİ'ydi. Yabancı dil bilen Kanuni'nin üç küçük divanında iki binden çok gazel olduğu yazılı kaynaklarda. Yavuz Sultan Selim, tüm yavuzluğuna karşın sanatla, bilimle ilgilenen yöneticilerdendi.Tasavvufa, tarihe, felsefeye ilgisi vardı. Bilgin Kemalpaşa Ali Çelebi'yi korumuştu. Yavuz Sultan Selim'in ozanlık adı SELİMİ'ydi. Şiirlerinden bir DİVAN oluşturmuştu.Ne ki divan dili Farsça'ydı. Şah İsmail de yabancı dil bilirdi. Farsça yazdıkları yanında yalın Türkçeye söylediği şiirler günümüzdede de "türkü" olarak söylenmektedir.Şah İsmail'in ozanlık adı HATAYİ'ydi. 4.Murat çok güçlüydü. Batılı yazarlara göre, idman yaparken iriyarı biri olan Silahtar Musa Paşa'yı kuşağından bir eliyle tutar, havaya kaldırır, öylece dolaştıktan sonra yavaşça yere bırakırmış. Güreş tutarmış, genç yeniçerileri bir şaplakla yere serermiş. Gürzünün 257 kilo olduğu da aktarılıyor. Onun "en ince ruhla en sert kişiliğin bileşimi olduğu" en doğrusudur belki de. Hammere göre binlerce kişiyi idam ettirmesi yanında şiir yazması bununla ilişkili olmalıdır. Şiirlerinde büyük dedesi gibi MURADİ adını kullanıyordu. Divan şiirinin en keskin "hiciv" ozanı Nefi'yi korumuştu. Nefi'yle şiir...söyleşileri yapmaktan mutlu olurdu. Buna karşın, Nefi'in okları ona dönünce;arkadaşı dostu, ünlü ozanı boğdurup cesedi Boğaz'ın sularına attırmaktan geri durmadı. Burada bir soluk almanın sırası. Divan şiiri AŞK, KADIN, ŞARAP, EĞLENCE...şiiriydi. Bu konular şiir yazan için de okuyan için de, dinleyen için de sakınca sızdı. İş "hicve, taşlamaya, yergiye" geldi mi tehlike çanları çalıyor demekti. Selim'e gelelim, 3.Selim'e...Kişiliği adı gibiydi:İnce ruhlu. Şiir, müzik, eğlence yaşam biçimiydi.Tambur da çalardı, ney de üflerdi. Ünlü müzikadamı Sadullah Ağa'yı korumuştu. Şeyh Galip'i severdi, dinlerdi. Hamparsun, Abdülbaki Nasır Dede onun zamanında nota sistemini oluşturdu. Böylece çok sayıda beste yitmekten kurtuldu. Döneminde saray müziğine yeni makamlar da eklendi. Üçüncü Selim şiirlerinde İLHAMİ adını kullanırdı. İlhami'nin DİVAN'ı da vardır. Konuyu tiyatroya getirerek güncelleştiriyorum.Bir iki aydır tiyatro konuşuluyor. Özellikle Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları... Bizde tiyatro devleteliyle,yöneticiler korumasıyla, desteğiyle kuruldu, gelişti. Bilinen ilk çağdaş oyunumuz Şair Evlenmesi Saray'ın ısmarlamasıyla yazılmıştır. Sultan Abdülmecit tiyatronun yerleşmesinde, gelişmesinde büyük çabalar harcamıştır. Saray tiyatrolarının başlangıcını yapan odur. Sultan Abdülmecit'in operaya ilgisi de olağanüstüdür. İzlediği oyunları, operaları sıralasam yazı çok uzar. Siz en iyisi Metin And'ın Türk Tiyatrosu Tarihlerine...bakın. Abdülaziz'in, 2.Abdülhamit'in tiyatro desteği de Metin And'dan okunabilir. Şehir Tiyatrolarının tarihi 1910'Iarda başlıyor. Deviet Tiyatroları Cumhuriyet Döneminde... 2.Mahmut'un tiyatro ilgisini de şuraya sıkıştırayım: "Sultan 1836'da Saray kitaplığına 500 tiyatro oyunu metni getirtti." 1884'te ünlü Gedikpaşa Tiyatrosu'nun Ahmet Mithat Efendi'nin Çengi ve Çerkez Özdenleri oyunu nedeniyle Saray'a jurnallendiğini, sonrasında da tiyatronun emirle, bir gecede 400 kişiye yıktırıldığını eklemeliyim... Cumhuriyeti kuranların; Kurtuluş Savaşı, eğitim savaşı, bilim-uygarlık savaşı verenlerin sanatla çok yakın ilgisini biliyorsunuz... Sorun;nasıl şiir, nasıl yazın, nasıl müzik, nasıl tiyatro, nasıl sanat? Sorunlarında gizli.. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Makale Yazısı-
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.