Tüfekliler romanı 1974'te yayımlanmış. Yelatan'dan iki yıl sonra. Ümit Kaftancıoğlu adını bu romanlardan önce duymuştum. Belki de dergilerde öykülerini okumuştum. Belki de TRT'deki "köy izlencelerinde".
Yayım sırasına göre okumuş olmalıyım iki romanı da. Yelatan'ın çevresini, dilini anım, sıyorum iyice. Şimdi Ardahan ili içinde yer alan Hanak, Damal, Posof... Ulgar Dağları... yörenin konuşma özellikleri, sözcük vurgulamaları... Hiç bilmediğim bir yöreyi, doğayı, insanları, onların yaşam biçimlerini, çatışmalarını, üretim ilişkilerini, ekinlerini, inançlarını, duygularını, acılarını, sevinçlerini... onlardan biriymiş gibi yaşamıştım Yalatan’ın sayfalarında.
Okuyucu ya da kimi okuyucular yazarların köyünü obasını, yerini yurdunu, ilçesini kentini Öğrenmek ister. Anlattıklarıyla çocukluğunun, okul yıllarıyla ilişkisini arar. Bu dürtülerle Kaftancıoğlu'nun Kars'ın Hanak ilçesinin Saskara (Koyunpınar) köyünde doğduğunu öğrenecektim... öykülerden, romanlardan giderek doğayı, çevreyi... tanımak, solumak düşüncesi oluşur kişioğlunda. Bende de böyle duygular, düşünceler bırakır Öyküler Romanlar...
Tüfekliler'i okuduğumda Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü öğrencisi olmalıyım. Romanın çıkış yılı I974. Önceki okuduklarımdan tanıdığım yazar Tüfekliler'de kendi yöresini anlatmıyordu. Yapıtı Dost'tan satın aldığımda iyice ilgimi çeken Kars, Ardahan, Hanak, Posof... çıkacak karşıma sanmıştım.
Mardin. Mardin çıkmıştı romanın sayfalarında karşıma. Mardin'i anlatıyordu Tüfekliler. Bu yöre Cumhuriyet Dönemi'nde girmeye başlamıştı yazınımıza. Mardin belki de ilk kez doğal çevresiyle, toplumsal yapısıyla, insan ilişkileriyle tümden yansıtılıyordu...
Vurun Kahpeye, Yeşil Gece, Çalıkuşu... gibi birinci kişisi öğretmen olan romanlardandı Tüfekliler. Öğretmen Fevzi Mardin'e atanmıştı. Ne yolluğu ne de parası vardı. Borç aldı. Kars'tan trene bindi... Erzurum. Sivas. Çetinkaya. Diyarbakır. Adana. Toprakkale... Sıcak mı sıcak. Ağaçsız, çalısız, susuz topraklar. Köy öğretmeni Fevzi'nin görmediği, bilmediği, duymadığı, kitaplarda bir iki tümceyle geçiştirilmiş topraklar... Giyimi kuşamı bambaşka insanlar....
Mardin'e, Milli Eğitime ulaşmak için ancak katırla gidecektir ilkokul öğretmeni Fevzi. Yürümeyi göze alamaz.10 liraya tutar katırı. Milli Eğitimde yeni atanan kendisi gibi öğretmenler vardır.
Köy Enstitülüdür tümü de. Fevzi de öyle. O kendi yöresinin köy enstitüsünü, Cılavuz Köy Enstitüsünü bitirmiştir. Romanda Fevzi'dir ama o ümit Kaftancıoğlu'dur.
Derik ilçesine verilir. Derik'e giderler eski üskü bir otobüsle. Derik'i gören Fevzi'nin içi açılır: "Mazı Dağı eteği... Yıkık, ören görünümlü. Ama yeşil... Suyu var. Akşamları insanı serinleten yel esiyor..."
Mazı Dağı'ndan kışları esen yel korkunçtur. İşyerlerinin kapıları çığrışır, damlardan taşlar düşer... Yağmurlar sel olur... Böyle bir gecede. Böyle bir gecede tüfekler patlar. Tüfekler. Tüfekliler... Ortaya çıkar çatışma başlar...
Demokrasi, çok partili dönemdir. Dönemin iki büyük partisinin adamlarıdır çatışan. Ölenler yaralananlar olur. Okullar "tatil" edilir. Sokağa çıkma yasağı konur... Sık sık olur benzer olaylar. Fevzi de öteki öğretmenler de giderek alışırlar bu tür olumsuzluklara.
Ağalık yönetimi. Ağaya göre oy verme. Oy "tezgahları", çıkar için particilik, partiden partiye geçmeler, ağalık yüzünden değerlendirilemeyen topraklar, ağaya bağlı köylüler, aşiretler arasındaki çekişmeler... romanda gerçek gözlemlerle anlatılır. Tüm bu olumsuzluklar göçleri, iş bulma umuduyla çıkılan yolculukları doğuracaktır. İç göçe yurtdışı, dış göç de eklenecektir...
Köy Enstitülü öğretmenlerin çabaları, eğittikleri, bilinçlendirdikleri öğrencilerin çabaları... Boşa... Boşa gidiyordu...
Ümit Kaftancıoğlu Tüfekliler'de Derik ekseninde Mardin'in, Güneydoğu Anadolu'nun tarihsel, toplumsal, siyasal betimlemesini yapar. Bir döneme ışık tutar...
Öyküleriyle, Yelatan romanıyla ilgimi çeken Kars, Susuz, Cılavuz, Hanak, Damal, Posof 1976'da çıktı karşıma. İlk atamamda torbadan Kars Posof Lisesini çekmiştim. Kaftancıoğlu'nun doğduğu, okuduğu toprakları. 1977 seçimlerinde de yanılmıyorsam milletvekili adayı olarak lisemize uğramıştı Ümit Kaftancıoğlu. Tanışmıştık. Öğretmen arkadaşım, Posoflu Nihat Doğru aracılığıyla bir yerde oturmuş; öykü, roman, yazın, köy enstitüsü, Töbder söyleşileri yapmıştık... Kaftancıoğlu unutulan yazarlarımız İçinde olmasın...
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.