Mevzu derin.
Mevlevi'lerin giydikleri kolsuz-uzun entariye ''tennure'' denirmiş bilir misiniz? Tennurenin üzerine bi de kuşak bağlanırmış, ki etekleri yeri süpürmesin diyeymiş. Adı ''tığ bend'' imiş bunun. En son tığ bend yünden yapma bi kemerle sarmalanır, adı ''elif-i nemed'' diye söylenirmiş. Şeyh, üç tane düğüm atarmış bu tığ bend'e ard arda.
Eline, diline, beline sahip olmanın simgesi imiş.
****
Denk geldi üzerine, bunları okurken. Sevgili dostum, sokakların sanatçısı Derviş İbraam Abi'min dizeleri.
-''Yoksul Derviş'em / Tığ bendinden üryan / Yoksulluğum yokluğundan / Yoksulum yokluğunda''.
Düşüne-dinleye şad oldum.
****
Oysa baldan daha tatlı, sütten daha beyaz olduğunu anlatacaktım. Yok ula sevdiceğimden söz etmiyorum. Şu yazı bitene kadar bi müddet elime, dilime, belime hakim olacam mecbur, napim? Kudret helvasından söze girecektim.
İnanış bu ya; çölün ortasına İsrailoğulları için yüce Allah gökten helva ve bıldırcın indirmiş. Bana sorsanız söylencelerin en güzeli, en görkemlisi budur. Esirgeyen ve bağışlayan olmak budur. Gözlerimi her kapadığımda, tüylerim her ürperdiğinde bu düşer aklıma. Ne cenneti, ne cehennemi?
Kurban olayım.
****
Çok acıkmıştık geçen. Derviş ibraam Abi ile. Hem bu minvalde sohbet edip, hem de yahu ne yiyelim falan derken, ''Abi bizi bu saatten sonra anca kudret helvası paklar'' demiş bulundum.
Elazığ'lı Nimri Dede'nin sözleriyle yanıt verdi Derviş;
–''Meğerse aşk imiş canın mayası / Ona mihrabımış kaşın karası / Hakk'ın işlediği kudret boyası / Yüzde ben bir insan olmaya geldim''.
Gel de bu muhteşem dizeler var iken sahip ol galbine, beynine, eline ve diline.
Diyip diyip susturdum Derviş İbraam'ı.
****
Derviş Abim'in çizimleri süslerdi Masal'ımızın duvarlarını. Şimdi, yeni kurulmkta olana Bilgi Yurdu Derneği'mizin duvarlarına asacağım tabi o tabloları, aksi düşünülebilir mi?
Yeni yerimizi gezer iken;
-''Abi şu boya badana bitsin, ilk senin yapıtlarını asacam'' diyiverdim.
- ''Oolum senin bu duvarlarına kudret boyası anca yeter'' dedi cevaben.
****
Kudret sözcüğü hep anneannemi anımsatır bana. Harbiden kudretli bi kadındı rahmetli.
Bigün Ayder'de bi otele gittikti hafta sonu tatili için, yıllar evvel. Nedense ben de Giresun'dayım, o vakitler Ülker'de prenstim oysa. Anneannem ilk iş, otelin kaplıcasına giriverdiydi koşar adım. Oldum olası hayalimdi benimse; dışarıda kar yağarken ve ben bunu pencerelerden görür iken, bi otelin sıcak havuzunda sevdiceğimle çimmek. (Elbette hakimim o 3 şeye, susun az gardeşim)
Bu hayalin de etkisiyle hızla atladım anneannemin yanına. Ve büyük ölçüde haşlanarak derhal çıktım sudan, yine aynı hızla.
Anneannem. Canımın içi. Kim bilir nasıl bi derdi vardı ki bedeninde. O sıcak suyun derman olacağına nasıl inanmıştı. Bi şekilde dayanıyordu işte, o kaynarlığa?
Ve sonradan düşündüm ki, beni bebekken anneannem yıkardı haşlaya haşlaya. Ne kadar sıcak bi suyla yıkanırsam o kadar temiz olacağımı düşünürdü besbellim. Çok kaçtım elinden. Çok dolandım evin içinde anadan üryan. Hepsinde de gelip yakalardı anneannem.
Meğer büyüyünce Ayder kaplıcasına alışmam içinmiş.
Meğer büyüyünce Derviş'in tığ bendinden üryan sözcüklerine ermem içinmiş.
Yoksulluk güzeldir.
****
( Yazıyla alakası yok, idare ediniz.. Cumhuriyet'in o asla çözülmez bulmacasıyla boğuşurken öğrendim.. Soru; ''koyu gri renk'' idi.. Yanıtı; ''vapur dumanı'' çıktı.. Epeydir bu kadar güzel bi renk duymamış, epeydir bu kadar mutlu olmamıştım.. Çok türküler söyledim o gece bi başıma sazımla.. ''Altın hızma mülayim / Seni haktan dileyim'')
****
Hadi şunu da anlatıp da öyle bitireyim.
Ömrümün en kudretlisi Timur Selçuk Hocam çok ciddi gibi görünse de aslında pek komik bi adamdı. Şarkı söyleyişte, hecelere göre ağzımızı nasıl açmamız gerektiğini öğretirken, zaman zaman tebeşirle tahtaya çizdiği de olurdu bunu; ''Bakın, işte böyle olacak ağızlarınız'' falan diye. Bazen de bi bıyık kondururdu çizdiği ağızların üzerine. Gülerdik.
Timur Selçuk kaytan bıyıklıydı.
****
İnanır mısınız, kaytan bıyıklı türküler ayıp diğildi bi zamanlar memlekette. İbrahim Tatlıses az mı söylerdi.;
- ''İndim derelerine / Bilmem nerelerine / Kaytan bıyıklarımı / Sürsem memelerine''.
Bu memlekette hiçbi şey ayıp diğildi. Sonradan sonradan bozdular modernler moderni ülkemizi. Bunun vebalini asla ödeyemeyecekler öte tarafta.
Cennette kudret helvası vermeyecek onlara yüce Yaradan.
****
Geçen haftaki yazımda yeni yılınızı erkenden kutlamışım meğer. Bugün gazetemizin tatil olacağını sanarak. Zaten yılbaşı dolayısıyla şarkılı-türkülü bi yazı oldu, gelin Ahmed Arif'in bi şiiriyle bağliyim sözümü bari;
–''Bacım, iki canlı, ağır, / Güzel kızdır, bilirsin. / İlki bu, bir yandan saklı utanır / Ve bir yandan korkar / Ölürüm deyi. / Bir can daha çoğalacağız bu kış. / Bebeğim, neremde saklayım seni? / Hoş gelir, / safa gelir, / Ahmed Arif'in yeğeni'' (Adiloş bebenin ninnisi)
****
(Tüm okurlarıma, dostlarıma, sevenlerime 2020'nin uğur getirmesini diliyorum. Saat tam 00:00 olunca Eşref türkümüzü anımsayalım.
–''Giresun üstünde vapur bağrıyor / Eşref'in annesi yanmış ağlıyor''.
Tahminen koyu gridir, o vapurun dumanı.
Yazıyla alakası çok)
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.