Zor günlerdi. Epeyce uzun sürmüş bi öğrencilik yaşamı sonrası bi türlü hayata atılamıyodum. Hayır, bi atılsam daha zaptolunmayacam, ama olmuyodu işte. Durup dururken, hiç aklımızda yoğiken babamızı yitirdik misal… Üst üste bigaç tane selvi boylu yardan ayrılıp ayrılıp yüreğim yarelenmişti sonra bi de.. Bakanlar Kurulu'nca yapılan; ''Lütfen askerliğini Genelkurmay Başkanı olarak yap, bizi kırma'' teklifini elimin tersiyle reddedip, gafamdaki görünmezlik iksiri, zaman makinesi ve atom bombası projelerimi yarıda bırakma pahasına, en verimi çağımda askere de gitmiştim üstelik. Bu süreçte, bayisi olduğum Karadeniz'in dev fındık şirketi batmış, birincil nedeni ben olmasam bile işsiz de kalmıştım. Bitek işgal kuvvetleri komutanı Lord Herringtın bizim Ortaköy'deki eve yerleşmemiş, bi de ekmek karneyle diğildi. Daha 25 yaşımdaydım, ama herkesler; ''Son şansın Gürsel'' dediydi nedense… Hayata tutunmak üçün son şansımmış??? Gabul ettim mecbur, Ülker'de işe girdim. Orada büssürü güzel icraata imza attım desem, ''Bak gendini övüyo'' der şimdi pusuda bekleyenlerim, o yüzden hiç öyle bişi demiyom, kimseyle uğraşamam. Allah bilsin yeter. **** **** Artık 30 yaşımda bi herif idim. Büyük bi şirketin yöneticileri arasında yer almış tecrübeli bi profesyonel falandım… Yaani öyle diyolar idi hakkımda, benim bişiden haberim yok, salak salak işe gelip gidiyom, hepsi bu. Gima'ya transfer edilişim hiç de zor olmadıydı bu yüzden. Annemin; ''Ula oğlum, herkesle iyi geçin, kimseye diklenme, artık çocuk diğilsin, bak bu son şansın'' şeklindeki ısrarlı telefonları eşliğinde işbaşı yaptıydım, yeni sektörümde. Hemen hemen aynı döneme rasgelmişti eşimle tanışmamız da. Ruh haalim özetle; ''Vallahi billahi ben dememişem / Haçan gördüm o yari çok beğenmişem'' türküsü kıvamına erişmişti derhal... Yakın dostlarım aklımı çeliyodu bi yandan; ''Goçum nerdeyse 35'ine geldin, evlenmek üçün son şansın bu gız, sevip sevip ayrılmaktan verem olacan lan''. Madem çok ısrar edildi, kabul ediyim bari dediydim ben de bu kez, napim? Ehhh, o zaman hakkımdır artık; gelini öpebilir miyim? Yanlışlıkla nikah memurunu öpsem de, sevdüğümü aldıydım nihayet. **** **** Tanrı baba nazarlardan esirgesin, çok iyi gidiyodu evliliğimiz. Arkadaşlar her gece bizdeler falan, gırgır-şamata bi yaşam işte… Birileri kulağıma fısıldıyodu sık sık; ''Bak gardeşim, artık garta kaçmaya başlıyon, bi çocuk yapmanın tam zamanıdır, bu sene yaptın yaptın bu işi, inan valla son şansın'' diye. Baba olma mertebesine de erdiydim bu sayede bi güzel. Damdan düşmemişler nerden bilsin, zor zanaattır süpermarketçilik, hiç de doğru düzgün göremeden kızım büyüyodu gendi gendine. Bigün, mavi önlükleriyle marketteki odama girdiğinde, anca algılayabildiydim okula başladığını. İlk harçlığını verip, bağrıma basıp okuluna yolladıydm. Bazen duygulanıp ağlamak ne güzel olur. Eşimi-çocuğumu ihmal edecek denli forma aşkıyla çalıştığımız Gima, Fransız firmaya satılınca, anlaşmazlıklar başladıydı üst yönetimdekilerle aramızda. Ablamın; ''Yavrum dayan biraz, Carrefour senin son şansın'' demesini dinlemeyip bastım idi istifayı. **** **** 40 yaşında bi adamdım artık, döndüm gerisin geri gendi şehrime. Bıkmışım ulan başkasının hayatını yaşamaktan. Doğduğum sokakları istiyodum artık.. Sonuçta piyasanın konsomatrisi gibi bişi olmuşum, namım duyulmuştu helbet, şehrimde ne gadar yerel süpermarket varsa peşime düştüydü... Rahat bırakmıyolardı bigün olsun, telefonum susmuyodu. Sanırsın, ben geri dönmemiş olsam, Giresun'da marketçilik hayatı ha bitti, ha bitecek, tövbe estafurullah. Abime danıştıydım telefonla, ''Napiyim abi'' diyip. İnanın 24 saat beni düşünür abim, hele ki yurt dışına gideli beri, rüyasında bile bitek beni görür yıllardır. Çok heyecanlanıp ister istemez; ''Gardeşim, teklifleri şöyle bi değerlendir beyninde, en iyisi hangisiyse gabul ediver, zaten son şansın bu'' dediydi bana. Bi sene gadar çalıştım idi bunların birinde… 6 ay gadar da bi diğerinde… Zor oluyodu tabi, profesyonelliği tatmış bi yönetici ile, Karadeniz'in andır gafalı patronlarının uyuşması. Yüce yaradan ve Hz Muhammed'den sonra, kainattaki en önemli varlık olarak gendilerini görüyodu bu herifler. Sonuçta; ''Hadiyin be, ne haliniz varsa görün'' diyip içimden, bastıydım istifaları. Sevinecek bi durum diğil, ayrınıtısı bende galsın. Bazen haklı çıkmak çok acı oluyo. **** **** Yine çok sürmedi boşta gezerliğim. Şehrimin göbeğindeki bi AVM beni görüşmeye çağırdıydı. Genel Müdür lazımmış başlarına… Geçmişten gayet iyi biliyodum, genel müdür denen adamın aslında hiçbi işe yaramadığını. Yorgundum zaten... Yıllar örselemişti iyice galbimi. Amcamın ve dayılarımın ayrı ayrı öğütleri halen kulağımdadır; ''45'ine bişey kalmadı, gir ve çalış orada, son şansın bu'' diyolardı. Saygılı bi veletimdir, dinledimdi sözlerini büyüklerimin. Hatta 2 yıl falan çalıştım bile burada. Bu AVM'de çok güzel işler yaptığım kanısındayım bak, Bunu göğsümü gere gere söylüyom işte, kimsenin ne diyeceği umrumda diğil. Çünkü, hayatta en çok bu işimi sevdiğimi biliyom bugün bile. Ama her ne olursa olsun, o adam ben diğildim işte!!! Bişiler eksikti hep içimde!!! Yazılar yazmalıydım. Çıkıp türküler söylemeliydim... Şiirler döktürmeliydim… Doğduğum sokaklarda, kendim olmalıydım. MASAL'ımı açmalıydım. Giresun'u, eski Giresun gibi yaşamak hepimizin son şansıydı çünkü. Ben öyle yaşıyom, Allah bilsin yeter. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.