Eloğlunun ne güzeldir efsaneleri. Kahramanlık, bir iş başarmışlık üstünedir tümü. Sayıca çok küçük bir ekiple, dünyanın en korunaklı şatosu fethedilmiştir örneğin. Destanın en tehlikeli anında göğe yükselebilmiştir, gümüş yeleli bir at. Bir keskin bakışla dağın öte yanını görebilmiştir, kar altında bile belden üstü çıplak dolanabilen sarı-uzun saçlı lider. Bizde maalesef öyle değil. En büyük, belki de Anadolu'da varoluşumuzu simgeleyen efsanemiz sakarlık üstünedir her nedense. ''Gelirken yolda kaybolmuşuz. Anadolu'yu bulamamışız''… Bize bi kurt yol göstermiş?? Böyle efsane mi olur yahu?? Yine de saygı duyalım, kimseyi incitmeyelim. Kurt, soylu bi hayvandır. **** **** Kediler de öyledir gözümde. Giderek tutsakhaneye dönüşen mapus evlerimizde bi kediciği can yoldaşı yapmak yasak iken, örneğin kuş beslemek serbestmiş meğer. Yeni öğrendim bunu. Ve; Bi kedi dostu, dost da neymiş, ne diye lafı kıvıracakmışım, bir kedi babası olarak çok hüzünlendirdi beni, yazılı basında gözüme çarptığında bi gazeteci büyüğüm'ün sözleri: -''Bir kedinin pekala koğuşta kalabileceğini düşünüyorum. Kuşa mesafeli durmamın nedeni malum. Zaten biz kafesteyiz, onu da kafeste görmek istemiyorum. Bir kedim olsa, okşar, sever, canıma can alırım''… İnsanı can evinden vuran sözcükler bunlar. Hangi anayasa, hangi kanun, hangi madde, hani bend bundan yücedir? **** **** Ne yalan söyliyeyim, eskiden de hayvanları severdim. Çocukluğumda tekbi kedinin kuyruğuna teneke bağlamışlığım yoktur misal. Kıyıp, pis bi fareye tekme de atamadım hiç. Serçeleri ürkütmedim, güvercinlere doğru koşmadım hiç saygımdan. Sivrisineklere bile korkunç bir sempati duyan, hatta onları nüktedan da bulan yegâne adamıyımdır şu gezegenin. Büyüdüm. Bugün dahi en yakın arkadaşlarım martılardır. Hallaşırız arada bi balkondan. Tek tek tanırım Karadeniz'in martılarını. Hepsi de çok sağlam çocuklardır. Sırlarımı kimseye anlatmazlar. 40'ımdan sonra tamamen azıp, bi de siyam kedisi aldım evime. Yaklaşık 10 yıldır bi hayat paylaşıyoruz ailecek. Hayvan sevgisi taşımayan insanları da sevmez gibisinden beylik ve boş laflar edecek değilim. Daha öte birşeydir, bi kediyle yaşamak… **** **** Kendi payıma anlatıyorum. Herkes için böyle olmayabilir. Ben, Allah'ın varlığına, bu siyam kediciğinin maviş gözleri sayesinde iman ettim. Ellerime doğum yaptı günün birinde. Önce saklandı, belki utandı, belki korktu. Sonra yardım isteyen gözlerle beni yanına çağırdı. Suyu geldi canım kedimin, gözlerimin önünde. Doğum uzmanı değilim, elim ayağıma dolandı, ne edeceğimi bilemeden yalnızca sırtını okşayabildim hiç durmaksızın. 4 tane dünya şirini yavrumuz oldu, çok sürmedi. Ağladım sevinçten, başka ne yapayım? İzledim, yalnızca izledim gelişmeleri. Şimdi bu yazıyı okuduğunda annem bana kızacak, ama annelik duygusunu da orada öğrendim ben. Temizledi, doyurdu yavrularını. Kendince daha güvenli bi yere taşıdı daha sonra bir bir. Leoparlara özgü büyük bi coşkuyla miyavlayarak beni yanlarına götürdü en son. Bi kedi, bi insana; ''Evlatlarım burada büyüyecek, sakın dokunmasın kimse, 4'ü de sana emanet'' der gibi bakar mı? Ben o bakışı gördüm. Kalbimdeki Tanrı inancını bi kedinin sevgi-minnet dolu bakışlarına borçluyum… Bunları yaşadıktan din tüccarları faso fisodur gönlümde. **** **** İnsanlık tarihinin en büyük palavrası, kedilerin ''nankör'' olduğu iddiasıdır. Yıllardır o pazaryeri senin, bu çay ocağı benim türünden dolanıyorum ortalıkta. Gezmediğim sahil yolu, tatmadığım yayla rüzgârı kalmadı. Kurtuluş Savaşı'mızı inkâr eden tekbi kedi görmedim. Mustafa Kemal'in ardından ''Diktatör'' diye miyavlayanına rasgelmedim hiç. Çöp tenekesini eşeleyen tekirlerden bi tanesi olsun Cumhuriyet Devrimlerine ihanet etmedi. Ülkemin varını yoğunu satan, varlıklarımızı en olmadık yerlere peşkeş çeken tekbi sarman tanımadım asla. Dünyanın en bereketli tarım topraklarını yok edip, her şeyimizi dışardan alır hale gelmemizin baş sorumlusu olmanın utancıyla yaşayan bi Van kedisiyle göz göze gelmedim henüz. Bi tanecik olsun Ankara kedisi yoktur şu alemde, Mustafa Kemal'in kahraman ordusunu kevgire çeviren. Siz gördünüz mü? **** **** Nankör, bunların yedi ceddidir. Nankör, bunların cibilliyetidir. Nankör, bunların 40 sülalesidir. Kedilerin kıymetini bilsinler. Bigün lazım olur herkese, o merhamet dolu gözler. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.