Böylesi iş adamlarına dünyada bitek Giresun'da rasgelinir. Orta büyüklükte tükkanları vardır genelde, ama ne iş yaptığı tam bilinmez bunların. Daha önceyi anımsamam mümkün diğil, ama en az benim sünnetimden beri hep aynı yerinde, aynı açıyla oturup işyerlerinin, asla eve barka gitmez gibi görünürler hepbir. Vitrinden içeri doğru bak bi, belden altları görünmez hiç. Bi nevi televizyona benzer, yaşamdaki yerleri. Nasıl diyim şimdi, üstte gömlek kravat, altta doncak oturuyo olsalar misal, kimsenin haberi-maberi de olmaz. Bi masa, iki koltuk, bi miktar sandalye ve büyükçe bi eskimiş kasadan ibarettir, bu tür adamların işyeri dekoru. Gereğinden fazla simsiyah duran kasa, kısaca; ''Ben zenginim ulan, siz fakirsiniz, çatlayın'' anlamına gelir. Gayet salak salak adımlarla bunlardan birinin önünden geçiyodum bigaç gün önce. Kimbilir aklımda ne var; annem beni biyere mi gönderdiydi, bizim Masal'da arkadaşlarla oturmaya mı söz verdiydim, sevdiceğimi mi düşünüyodum, nerden biliyim? El etti bana Abi.. Aaa, elleri var imiş meğer? Seslendi sonra; ''Gürsel'ciğim gelsene içeri, hiç uğramuyun yanıma''!! Sıkılgan herifin tekiyimdir bu tür zorlamalar olunca, ama mecbur; ''Merhaba Abicim'' diyip giriverdim tükkanına. **** **** Sevdiğim birinin mekanına gendim uğradığımda; ''Çay servisi derhal başlasın ve süreklilik arzetsin, beni yormayın'' demeyi severim. Bu kez diyemedim mesela. Yine de çay bekler bi ifadeyle ilişmiş olmalıyım ki koltuğun kenarına, ister istemez ayağa kalkıp çay söyledi Abimiz. Aaa, kıçı da var imiş, ne tuhaf, ilk defa görüyom?? Laf lafı açtı tabi zamanla. İlkin, babamı ve dedemi gonuştuk biraz. Sonra, sülalenin diğer tüm erkeklerini falan. Nerdeyse Hazreti Adem'e gadar uzattı Abimiz konuyu, ezbere biliyodu benim köklerimi… Horasan'dan mı gelmişiz, Kuzey Kutbundan mı ne, bi orasını tam çıkaramadım. Havadan-sudan boş gonuşmalarımız esnasında, birden çekmecesinden, benim ilk kitabım ''Baklava Desenli Ev'i çıkardı Abimiz. Kaç sene oldu, ben bile unutmuştum. Hülyalı gözlerle; -''Çok beğeniyom kitabını Gürsel, arada sırada yeniden elime alıyom valla, okuyup okuyup ağlıyom be yavrum yıllardır'' dedi niyeyse?? Hatta, geçen seferki okumasında, yanında iki üç arkadaşı daha varmış, hep beraber hüngür hüngür göz yaşı dökmüşler?? Bi tanesinin kalbi sıkışmış üzüntüden üstelik, doktor getirmişler?? Nasıl olur lan?? Gülmece kitabı yazdım ben. Her okuyan ağlıyo?? **** **** Yağmur şiddetini arttırıp, içeride iyice mahzur kaldığım sıra, şehrimin eskilerinden İsmail Abi de girdi tükkana, şemsiyesini dikkatle bi köşeye koyarak. Şemsiyesinin olması, arabası olmadığının bi nişanesi gibi ezik bi ruh haliyle oturdu, hemen yanımdaki koltuğa. Tanırım ezelden, severim gendisini, içli ve nezih bi adamdır İsmail Abi. O an tesadüfen masanın üzerinde duran kitabımı görür görmez gözleri doldu, kurban olayım; -''Ah be Gürsel'cim, üç yıldır, 25. sayfadan sonrasını ağlamaktan okuyamadım, ne guvvetli, ne dokunaklı bi galemin varmış be goçum'' demesin mi.? Şah idim şahbaz oldum şimdi, tööbe!! Karşı kaldırımdan komşu Mahmut Abi, bizleri görüp geldi birazdan, elinde kitabım… - ''Selamın aleyküm, ula Gürsel sen buraya gelir miydin, biz de hergün şu masada oturup seni gonuşuyuz lan''diyerek oturdu solumdaki sandalyeye. - ''Abi sen böyle gel, sandalyeye ben oturayım'' bile diyemeden, kitabımı, büyük bi sevgiyle imzalattı bana ilk iş olarak. Aslında günde 5 kez görüyoz birbirimizi, demek ki, yıllardır bu anı beklermiş imza üçün. İnsan bi tuhaf oluyo gendi eserini elinde dutarken. Öylesine aralamışım sayfaları, ne göreyim, büssürü yerlerin altını çizmiş fosforlu yeşil galemle. - ''Eline zuçtuğumun oğlu, ne güzel yazmışsın'' diyip diyip övmüyo mu bi de beni?? Bak bak bak, nereyi çizmiş Mahmut Abim, özellikle o gısmı okuyo yüksek sesle, herkes pür dikkat dinliyo ağlamaklı birer yüzle, Giresunsporumuzun dışardan gelme topçularını nasıl anlatmışım, bak bak bak; - ''Bu çocukların bütün bi sezon boyu şehrin ana caddesi'nde hafif aksayarak gezinmeleri, sakatlıklarının ligler tarihi süresince asla düzelmemesi ne de ilgi çekicidir.. Yolu gurbete düşmüş bu gençlerin, biz sizin şehriniz için ne sakatlıklara katlanıyoz, siz de bize şefkat gösterin demek istedikleri kolaylıkla anlaşılır yürüyüşlerinden.. Şehrin en güzel genç kızlarının yüreklerinde yafır yafır yeller eser onlar sektikçe''.. Mutluluk ve gurur dolu bi surat ifadesiyle, geldiği hızla geri döndü Mahmut Abi… - ''Çok ağlattın bizi çocuk, çok, yafır yafır demişsin yahu, yafır yafır, daha ne diyecektin, Allah senden razı olsun'' diyerek çıktı kapıdan. **** **** Ne yapabilirim bilmiyom?? Kaldım öyle. ''Yarın çok acıklı bi kitap yaziyim de güldüreyim bari şu milleti'' gibisine düşünmeye başladım ciddi ciddi. Ama… O kadar garip bi şehrin çocuğuyuz ki, insan beş dagiga olsun gurur duyamıyo kitabıyla-esprisiyle falan. Dışarıdaki yağmurun şiddetini iyice arttırıp, Nuh tufanına dönüştüğü bi anda, siyah kasası olan zengin abimiz, itiraz eder gibi bi ses tonu takınarak; ''Yafır yafır diğil yahu, yıfır yıfır demen lazımdı Gürsel'cim, bak orada hatalısın, sana ağabey nasihatı'' demesin mi durduk yerde? Ben, pinpon maçı izleyen bi gerzek gibi bi sağa bi sola bakınırken, arabası olmayıp şemsiyesi olan nispeten fakir abimiz; ''Galbimiz heyecanlandığı vakit yafır yafır atabilir, ama rüzgar esti mi yıfır yıfır eser, arada muazzam bi fark var gaymaam'' şeklinde görüş belirtti bi dilbilimci ciddiyetiyle. Yan pasajda şemsiye satan seyyar satıcı gardeşimin gelmesi bi can kurtaran gibi oldu benim üçün. Sevindi görünce; ''Yaa Gürsel Abi, geçen hafta benden şemsiye aldın, parasını verdin, ama şemsiyeyi almadan gitmişsin, dur hemen getireyim abi''!!! Kalktım. Şemsiye kaybetme becerime yeni bi boyut katmanın sevinciyle veda ettim Abi'lerime. Giresun rüzgarıdır, yıfır yıfır etti esintisi içlerime doğru. Şemsiyeme sarıldım, nasıl olsa yarın yine kayedecem, duygulandım, yafır yafır etti kalbim. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.