Çok garipserdik, biz torunları… Anlayamaz, net bi anlam veremez, şaşakalırdık rahmetli anneannemin dünyaya bakış açısına.
Saat 21:05 iken henüz geceleyin, dertlenir, iç çekerdi kendi kendine o gül yüzlü ihtiyar;
-''Saat de 10 olmuş!!!''…
Diyemezdik ki hiç;
-''Yahu ne 10'u be annanne, daha dokuzu beş geçiyo ''…
Öğrenci falandım o zamanlar. Aklım tam ermezmiş demek. Çok uzun yıllar sonra, baba olduğumda anladım idi yalın gerçeği. İlkokula yeni başlayan kızım, bir türlü yanımızdan ayrılıp uyumak istemiyordu. Anasıyla ben, 21:59'larda seyreden saati işaret edip;
-''Kızım yarın sabah okulun var, yatıp uyu artık'' dedikçe itiraz ediyordu;
-''Hayır, daha saat dokuz, yatmayacam!!!''…
Ölümle derdi olan sona doğru, yaşamla işi olan başa doğru abartıyordu akreple yelkovanı işte. Başka bişey değildi olup biten, şu yalan dünyada.
Peki ben?
Geçtiğimiz yıl bu günlerde ''suçüstü'' yakaladım kendimi. Bir gece, 21:15 civarı saate bakıp;
-''Ula saat ne çabuk 9 buçuk olmuş'' diye düşündüm bi an. Ve sonra, anneannemle kızımı anımsayıp gülümsedim uzun uzun.
Orta yaşa gelmiştim.
****
Yalnızca ''saat'' değil kişiliğimize etki eden.
Büyüdükçe değişiyor, dönüşüyoruz. Kimimiz ileri doğru, kimimiz geri, ne yapalım? ''Takvimler de'' önemli galiba ömrümüzde.
Gençlik yıllarımızda hepimiz ''dünya vatandaşıydık'' misal. Savaşsız, sömürüsüz, sınırsız, emekten yana bir dünya için canımızı verebilecek denli ateşliydik.
40'ı dönünce bir nebze dinginleştik. Salt ''Anadolu vatandaşı'' olmayı bile yeterli bulanlardan olduk çoğumuz. Yeraltı yerüstü zenginlikleriyle, doğasıyla iklimiyle, tarihiyle coğrafyasıyla, kurduyla kuşuyla, ozanıyla evliyasıyla bulunmaz nimetti bu topraklar bizim için. Başka hiçbir millette görülmemiş bir tutkuyla bağlandık buralara. Yalan mı?
Benim gibi 45 yaşı aşanlar ise, biraz daha kabuğuna çekilir oldu sanki, git gide. Yaşadığımız ''şehrin vatandaşı'' olmayı yeğledik, eşi benzeri az bulunur bi alçakgönüllülükle. Doğup büyüdüğümüz kentin kendine özgü nitelikleri, mutlu etmeye yeter oldu bizleri her nasılsa?
Kuşkusuz, garip bi durumdu bu… 50 yaşımızdan sonra oturduğumuz mahalleyi, 60'tan gün aldığımızda ise, sadece yaşadığımız apartmanı önemseyeceğimizi gösteren bi gidişatın işaret fişekleri gibiydi adeta.
Mutlaka, bi zamanlar anneannem de dünya vatandaşıydı. Büyüdü, yaşadı, yaş aldı, yaşlandı. Duvardaki saatin, geceleyin 10 olmasını hiç istemedi kendince.
Belki de 22:01 demek, bi avuç kara toprak demekti…
****
Çok şükür, benim kişisel saatim 9 buçuğu geçmedi henüz.
''Anadolu vatandaşlığının'' çok muhterem bir kolu olan ''Karadeniz vatandaşlığı'' payesiyle sürdürüyorum ömrümü. Deniz kıyısında, çok güzel bi şehirde soluk alıp veriyorum nicedir.
Burası, düşman işgaline uğramadığı halde, Kurtuluş Savaşı'na gönüllü alaylar göndermiş bi il… Mustafa Kemal'in yakın korumalığını yapmış askerlerin şehri burası… Genç Cumhuriyet'in ana borcunu, sırf fındığıyla ödemiş bi güzelce parçası Anadolu'nun. En az Antep kadar gazi, Maraş kadar kahraman, Urfa kadar şanlıdır söylemesi ayıp…
Bi Cumhuriyet Bayramı kutlaması oldu burada dün akşam, anlatsam oturur ağlarsınız hepbir. İnsan seli, sevgi seli, bayrak seli, kırmız beyaz bi şelale, aktı gitti denize doğru. Yürüyüş diyemem. Miting diyemem. Kortej diyemem. Gövde gösterisiydi resmen. Yalnızca sokaktakiler değil. Bütün evler, bütün balkonlar, bütün esnaf, inim inim inletiyordu yeri göğü;
-''Mustafa Kemal'in askerleriyiz''…
Bütün bi şehir, onbinler, Atatürk'üne ve Cumhuriyet'ine sahip çıkıyordu. Genci yaşlısı, türbanlısı mini eteklisi… El ele, omuz omuza…
Sanıyor musunuz ki, Cumhuriyet düşmanı bilcümle döküntü herifler rahat uyku uyurlar bundan böyle?
****
Aynı Karadeniz'in, aynı ilinin, aynı caddesinin, aynı sokaklarının insanları seçim sandığı vakti gelince bi anlaşılmaz olurlar ama?
Ne hazindir, sokaklara sığmayan o kalabalık kayıplara karışıverir?
Ata'mızla, Andımızla, Ordu'muzla, Cumhuriyetimizle ''derdi'' olan zihniyete kayıp gider bütün oylar.
Anlayamayız? Nedendir?
****
Bunun bi anlamı olmalı.
Atatürk'ün partisinde kim var kim yok, başlarını iki elleri arasına alıp düşünmeli. Atatürk'ten ve Cumhuriyet değerlerinden ödün vererek siyaset yapmanın, bu sayede oy toplamayı planlamaktaki yanılgıların bedelini kim ödeyecekse yarından tezi yok ödemeli…
Vatandaşın Ata'sıyla, Cumhuriyetiyle bi sorunu yok.
Sorun siz'siniz.
Gereğini yapın.
Saatler, hepimiz için 22:01 olmadan..
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.