Her dost ortamında dile getirdiğim bişeydir, yıllar yılı.
Evren- Özal dönemi sonrası şair / yazar olmuş hiç kimseyi önemsemediğim, eksik bulduğum, okumadığım.
Bilen bilir. Herkese, salık veririm bunu. Kirlenmeden ölmenin başka yolu yoktur bu ülkede. 1980 sonrası memleketin kimyası bozuldu. İnsan kalitesi düştü falan. Eğitim sistemi zedelendi ayrıca. Bu tarihten sonra piyasada dolanan tüm yazar tayfası ''soru işaretidir'' göynümde.
Ve... Kendilerine kalsın fikirleri der geçerim.
****
Bi faydası da şudur, mevzunun;
Dönüp dönüp bi daha okumak eskileri.
Daha 5-6 sene oldu olmadı, misal, dünyanın en komik adamı Aziz Nesin'deki gizli hüznü keşfedeli. Örneğin, Ömer Seyfettin'in aslında muhteşem bi gülmece yazarı olduğunun ayırdına ereli.
Naçizane, herkes böyle yapsın derim, başka ne diyim?
Dünya, o sandığınız şey diğil, Aziz Nesin salt güldüren yazar diğil.
Lütfen bi daha gözden geçirin bu yaştaki aklınızla kendinizi. Kirlenmeyin.
****
1934 basımlı bi dergi elimde.
Giresun Dergisi. Gandi ve Tagor'u konu edinmiş biri, aylık makalesinde.
Özetle; Gandi'nin halkçılığı ve Hindistan'a sağladığı çağdaş katkı, Tagor'unsa entelce ukalalığı, filozofça tepeden bakıcılığı. Derdi bu yazar abimizin.
Adını yazmamış ama. Belki de başyazardır, bilemem?
****
Makalenin tamamında Gandi'yi yere göğe komamışken abimiz, Tagor'u;
-''Sirkesi alınmış odun talaşı posası'' sözcükleriyle yermiş.
Okuyalı yaklaşık 20 saat olsa da, hayat durdu benim için orada.
-''Ula bu nasıl bi eleştiri'' diyip diyip bekliyorum öylece. Yürüyorum, aklımda bu. Duştayım, aklımda bu. Yemek yiyorum, aklımda bu? Değişik bi herif oldum yahu??
Acep nasıl bişidir, sirkesiz odun talaşı??
Bi de, talaş olsa dert diğil hadi??
Talaşın da posası??
Allah Allah??
****
Giresun'da filozof olmak zordur.
Turşu diblesi yemeyi iyi bilecen önce. Her şeyin başı turşu diblesidir.
Ayrıca, bilim insanlığı da kolay diğildir bu şehirde. İyi bi kiraz duzlaması yapmanın formülünü bilmeyenden bi halt olmaz, ne bilimi? Bu yüzden Giresunlu eski bi yazar, Tagor'u beğenmiyorsa bi bildiği vardır.
Karışmayalım.
Benim de sizin de akıllarımız ermez.
****
Giresun Dergisi'ndeki yazısında;
-''Okuyun'' demiş aynı abimiz.
Ne yapın edin, mutlaka okuyun diye yinelemiş. Bu topraklar için okuyun, bu vatan için okuyun, Gazi için okuyun diye adeta vasiyet etmiş. Bakın işte bu kısmını çok sevdim yazının. Özgeçmişine bakın, 80 sonrası yılların yazarı diğilse, Mutlaka okuyun.
Gazi'ye gönül borcudur.
****
(Destan da odur, Bayram da odur, Kahramanlık da odur. Tüm sevenlerimin 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINI kutluyorum. Tüm şehitlerimiz nurlarda uyusunlar. Tıpkı kendileri gibi, ''gerektiğinde geri dönmeyi düşünmeyen'' torunlarının halen bu vatanı beklediğini bilsinler)
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.