Dünya lisanları arasında, Giresunca'ya ait olmadığı halde, iyi-kötü bi anlam taşıyabilen yegane gonuşuk; ''Yelgürlük'' sözcüğüdür. Şimdik, bildiğim kadarıyla diye lafa girip de; ''Ben aslında o kadar çok şey biliyom ki, ama bazen birbirine karıştırıyom bu bilgileri'' havalarına girecek diğilim!! Çünkü nerden biliyosam, gayet iyi biliyom, kadarı-madarı yok, bu sözcük Kars yöresinde gullanılıyo. En az bencileyin (Aşık Gavlaki) derecesinde bi zırdeli olduğu izlenimi veren Aşık Tüccari Abi'miz yeni evliymiş bi vakıtlar. Çiçeği burnunda eşi, bi düğüne davet edilmiş'miş köylük yerde bi akşam üstü. Evden çıkarken eline bağlamasını alıp şöyle imalı bi deyiş döktürmüş Abi'miz; -''Güzeller bezenmiş toya gidirler Sizlere emanet yar oynamasın Ben bilirem rica minnet edirler Yelgürlük edip tez oynamasın''… Gayet kolayca anlaşılacağı üzere yelgürlük; ''Hafiflik'' anlamına geliyo. Yaani ben öyle anladım en azından. Gerçekte, pek de incitici bişi dediği yok Tüccari'nin. Bitek, Yenge'nin piste ilk çıkan gadınlardan biri olmasını istemiyo, hepsi bu. Ve bu duygusunu, türkünün ilerleyen gısımlarında; -''Demirem oynamasın, oynasın helbet / Yelgürlük edip tez oynamasın'' diyerek iyice anlaşılır da kılıyo. Daha naapsın gosgoca aşık?? Kıskanmasın mı taze gelin eşini?? Şimdi beni gızdıracaksınız. **** **** Yaz geliyo yavaştan. Aha bişi kalmadı, 2 ay, bilemedin 3 ay… Giresun'da düğün mevsimidir yaz. Gitmesen olmaz, minicik bi şehir burası. Kiminde sap olarak şöyle bi beş dagiga görünmek, kimine eşinle, kimisine de bütün sülalecek gitmek gerekir. Nasıl gidilmesi gerektiğini annem ayarlar genelde, biz bilemeyiz bu işlerde racon-macon. Lüks bi havuz başı olsun, sade bi köy düğünü olsun, efendime söyliyim restoran olsun, düğün salonu olsun, daha gitmediğim düğün çeşidi yok evelallah. Her niyeyse, tümünde de gendi düğünüm gelir aklıma. 16 yıl olsa bile, henüz dün gibidir zaman. Madem çok ısrar ettiniz, anlatıyom hemen; Sevgili eşimle kolkola giriyoz içeri, Kerasus Restoran'dan. Konuklar çılgınca alkışlıyo falan. Piyanist desen pek işgüzar, dans müziğine girişiyo hemen. Ben her ne gadar; ''Ula dur goçum, daha yeni geldim'' desem de iplemiyo. Adet böyleymiş, daha önce hiç evlenmişiğim yok, açılış dansını biz yapıyoz mecbur. Piyanistin çaldığı ilk slow şarkıya bakın az; -''Sonuna kadar geldim aşkın / Gavuşamadım ben sana''. Dansı bırakıp ters ters bakıyom bense piyaniste doğru. Konuklar gülmekten yıkılıyo. Yüz ifademle el-kol hareketlerim; -''Ulan daha nasıl gavuşacam, düğündeyiz işte, sevmişim almışım, başka ne yapmam laazım'' der gibi çünkü. İlaveten imam nikahı da mı istiyon nedür? Ey gidi günler. Gocamışız gardeşim. Nerdeyse ikinciyi alma zamanımız gelmiş!!! Böyle şeyler niye diyonuz? Şimdi beni 40'ımdan sonra azdıracaksınız. **** **** Gendi düğünümüzde hiç oturmadan oynadık tabi, ne yalan söyliyim. Bakın, açık konuşmalıyım, bi evliliğin temeli; nikah cüzdanı, evlilik akdi, ne bileyim saygı-sevgi-özveri falan diğil, yalnızca Giresun Garşılamasıdır. Kendinden geçmiş vaziyette, çılgınlar gibi, iki-üç saat kadar Giresun Garşılaması oynanmamış her evlilik bi gün mutlaka çatırdar. Demedi demeyin. Allahtan bizimkisi 4 saat 15 dakka sürdüydü. En son itfaiye üzerimize su sıkarak durdurmuş idi bizim ekibi. Eee, şimdi, kem-küm, orkestranın bildiğini kuldan saklayacak diğilim, başkalarının düğününde o gadar da çok oynamayı seven bi tabiatım vardır diyemem. Elin herifi gerdeğe girecek diye ben nüçün göbek atıyom lan, bana ne? O atsın!! En görünmeyen köşecikte oturmayı yeğlerim hep böyle durumlarda. Oynayan oynasın, zıplayan zıplasın, napim?? Bi an evvel kalkıp gidelim diye eşimin gözünün içine bakarım hatta… Ama, çarşı'nın çocuğu olmak da var serde. Pınarbaşı başlayınca dutamıyom gendimi bak!! Ne zaman piste fırladım, hangi ara bi halay oluşturup, elimde bi mendille halaybaşı oldum, bu ardıma takılmış diğer 79 gişi nerden çıktı aniden, büyükçe bi daire olduk da masaların etrafında niye dönüyoz, kimiz biz, beynimizden ne geçiyo?? Hiçbi fikrim olmaz. Şimdi bana; altını bozduracak / gerdana dizdireceksiniz.. **** **** Yazımın iki dane finali var, aziz ve muhterem gardeşlerim.. Birincisini şu şekil düşündüydüm; lafı bi yerinden tutup, gelin arabası konvoyuna getireceğidim. Bunların klakson seslerinden rahatsız olmamak gerektiğini yazacağıdım. Tam tersi, kaldırımlara dizilip gelinle damata el sallamak ne güzel olur diyeceğidim. Dedim gabul edin… Tamam, Allah da sizin dualarınızı gabul etsin. İkincisini ise şu şekil şeyettiydim; Neydi lan? Valla unutmuşum, tööbe. Şunu diyim u zaman; benim hiç mi hiç tanımadığım birileriydi, canım eşimin tek başına bi düğüne gitmesi gerektiydi geçen bi akşam üstü; -''Alo Gürsel, ben çıkıyom evden, düğün çıkışı dükkana gelirim''. -''Tamam canım, dikkatli ol, sakın yelgürlük etme''. Şimdi bana yeni bi final yazdıracaksınız. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.