Hiç mi normal telefon gelmez bi adama.
Ne bileyim; ''Doğum günün kutlu olsun'' gibi, ''Akşam tiyatroya gider miyiz'' gibi, ''Eve gelirken markete uğra'' gibi... Gündelik, sıradan şeyler işte.
Hayır!!! Bana asla böyle olmuyo. Cep telefonum her titrediğinde, mutlaka esrarengiz bi olay geliyo başıma.
Sevgili Merih Ablam idi en son arayan. Kısa bi hoşbeşten sonra; ''Seni pancar çorbası içmek üzere Umut Derneği'ne bekliyoz Gürsel'ciğim'' dedi özetle.. Sever beni bilirim, ellerinde büyüdüm sayılır bi nevi.
Aklı başında her adam gibi, sırf rahat rahat pancar çorbası içebilmek üzere bi dernek kurulmuş olmasını pekbi doğru buldum helbet ilk duyduğumda. Hatta içim içimi yedi; ''Ulan nasıl aklıma gelmedi, böyle bi derneği ben kurmalıydım'' diye hayıflandım da..
Evden yemeğimi yiyip de henüz çıkmış olmamın hiçbi önemi yoktu. İsterse büyükçe bi danayı yeni yemiş olsun, her Giresun'lunun midesinde pancar çorbası için hazırda bekleyen boş bi bölüm vardır.
''Adresi söyle koşarak geliyom Abla'' dedim.
**** ****
Biemiyom, benim cahilliğim midir, yoğusa bu derneğin değerli üyeleri tanıtımda bi noksanlık yaptılar, hiç duymamışım etkinlik alanlarını. Çok şaşırdım içeri girdiğimde. İstemeden pot bile kırdım üstelik; ''Yahu ben nereye geldim, burası butik mi, kuru temizlemeci mi nedir''?
Simaen bi yerlerden tanıdığım, ama adlarını bile bilmediğim dernek üyesi dostlar, önüme büyükçe bi tabak pancar çorbası koyarak anca dizginlediler ardı arkası gelmez manyakça sorularımı.
İhtiyacı olanlara giysi yardımı yapmayı işlev edinmiş bi kuruma konuk edilmişim meğer. Olayın güzelliğini anlayınca nasıl da utandım.
Kimisi raflara bölüm bölüm istiflenmiş, bazısı askılara sıra sıra asılmış yüzlerce kıyafeti görünce, bi kuru temizleme tükkanına geldiğimi sanmak çok da hata sayılmaz düşüncesiyle geçiverdim, dördüncü kase çorbaya.
**** ****
Dernek başkanı Müge Aksu, gencecik bi kardeşimiz.
İyi niyetini, çalışkanlığını, kendini bu derneğe adamışlığını görmemek elde diğil. Bendeki iştahı görüp, bi yandan bi kamyon yeni pancar siparişi verirken, diğer yandan da derneğin işlevlerini, amaçlarını anlatıyo bana.
İnsanlar, kullanmadıkları, gereksinim fazlası giysilerini gelip Umut Derneği'ne bırakıyo imiş. Genellikle dar gelirli insanlara, kimi zaman öğrencilere ulaştırılmaktaymış bu giysiler. Her iki taraftan da yoğun bi ilgi gözlenmekte imiş.
İnsanın aklına, Van depremi örneğinde olduğu gibi, yağmalanan, yerine ulaşmayan yardımlar gelince, kendi şehrimizde bire bir elden giysi teslimi yapmayı görev edinmiş bi kurum olmasının değeri daha bi anlaşılır hale geliyo kuşkusuz...
Siyasete bulaşılmadığı sürece, ki öyle gözüküyo, Umut Derneği çok özel bi yer edinecek bu şehirde.
**** ****
Konuştukça yazılarımın takipçisi olduğunu anlıyorum Müge Hanım'ın. Sözlerini; ''Gerçi siz muhalif yazarsınız, ama bakalım bizim derneğe ne diyeceksiniz'' diyerek bitiriyo mesela.
Gençlik yıllarını Beşiktaş Çarşı'sında geçirmiş bi herif olarak, hiç şüphesiz ''her şeye karşı'' muhalif bi yazarım, bunun değişmesi elimde diğil.
Kimlere muhalifim söz gelimi?
Mevcut iktidarın, ülkeyi götürmek istediği yeri kabul edemediğim için karşısındayım.
Mevcut muhalefetin, bu kötü gidişi durdurmaya niyeti ve gücü olmadığını gördüğüm için karşısındayım.
Mustafa Kemal'e ihanet edenlerin olduğu kadar, mirasına sahip çıkamayanların da karşısında dimdik duracağım son soluğumu verene değin.
Giresun özeline gelirsek; dünyada yalnızca 35 kente nasip olabilmiş bi kültürsanat ve sosyal yaşam geçmişini yeterince değerlendiremeyen, dahası bu konunun yönetiminin çoğu şeyden haberi bile olmayan düz adamlara teslim edilmesine tepkiliyim şehrimde. En doğal hakkımdır, kimse kusura bakmayacak.
Muhaliflik buysa, övünmek gibi olmasın, sapına kadar muhalifim.
Ama böyle kutsal bi amaçla yola çıkmış bi derneğin karşısında nasıl durayım? Aksine, bundan sonra en büyük destekçisiyim Umut Derneği'nin.
**** ****
Tüm güzel sohbetlerin, tüm çorba kaselerinin helbet sonu geliyo. Üzülerek izin istiyom artık.
Dernek Başkanı Müge Hanım sözlerini; ''Mutlaka kız öğrenciler için bi yurt yaptırmak gibi bi hedefi de olduğunu'' vurgulayarak tamamlıyo.
Ne yalan söyliyim, günün birinde gücüm yeterse eğer, benim de yaşamdaki iki büyük hedefimden biri bu. Kızlarımızı, çocuklarımızı karanlık ev'lerden kurtarmak boynumuzun borcu olsun hepimizin.
Yolun açık olsun Umut Derneği.
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.