Cep telefonum ''falanca'' hatta ait diğil.
O falanca kurumun bayii, arkadaşım filan da diğil.
Kendimi birden, o bayiide, patronla çay içerken buldum geçen.
Hangi tesadüflerin beni oraya düşürdüğüne dair hiçbi fikrim henüz yok.
Neden gittim, ne yapmaya uğradım, niye oradayım?
**** ****
Havadan sudan, işlerin nasıl da kötü olduğundan, 1948'den beri siftah yapamadığımızdan konuştuk önce.
Sonra veresiye derdinden. Şehrimiz insanının para denen şeyi asla kullanmadığından.
Muhasebecilerden ve vergi denen şeyden bayaa bi dert yandık sonra.
Elektrik faturası desen, konuşulmasa olmaz; bu arkadaşınki de pek yüksek imiş.
- ''Hiç sorma gardeşim, ben de her gün mutlaka Aksa'ya uğruyorum bi şekilde, anlamadım gitti'' dedim cevaben.
Konu ne zaman zabıtaya gelecek diye kendimi hazırlarken,
İçeri bi abi giriverdi.
**** ****
Din görevlisiyim dedi ansızın. İlçelerimizden birinde imiş.
Hangi ara çay alıp yanıma ilişti bilmiyorum. Cep telefonlarına bakınıyordu oysa en son, raflarda.
Şaşırdım ve sevindim ama. Gayet ''çılgın'' giyimliydi abimiz.
Güzel ve spor bi mont, şık bi gözlük, kot pontul, son moda ayakkaplar falan.
Helal olsun sana be Hocam der gibi baktım yüzüne.
Kaynaştık derhal.
**** ****
Oğlu, buna her sene yeni bi cep telefonu alırmış.
Tööbe estafurullah demedim tabi? İlgiyle dinlemeye başladım. Elindeki de yeni gelmiş, özelliklerini sordu bana. Demek, görüntü itibarıyla bu yeni teknolojik işlerden anlayan birine benziyordum.
Hiç anladığım bi konu diğildir aksine;
-''Eeeee, şimdi şöyle Hocam, telefon tabi, şey olur biraz, ayarlar kısmının tuşlarını şeyedersen, özellikler tabi, hele ki bu yeni modeller, harika şeyler, eeee, yaani, nasıl derler, 8 megabayt + 3 cigabayt, şeyy piksellik de var tabi bunlarda bi yandan, bildüün gibi diğidir bu modeller Hocam''…
Mübarek adam, teknolojiden tiksindi muhtemelen.
**** *****
İmam Hatip'ten sonra, iki üniversite bitirmiş Hoca'mız.
Hem öğretmenlik. Hem mimarlık.
Sonra, inadına, İlahiyat Fakültesini de bitirmiş.
-''Dinimizi yalan yanlış öğretiyorlar.. Sonra da sen İmam Hatiplisin, biz İlahiyatçıyız diye bizleri küçümsüyorlar kardeşim''.
Gözlerimin elifi ışıdı resmen.
**** ****
Bu sırada telefon bayii kardeşimiz nerde?? Ben neden hala oradayım?? Tahminen imam olan bu abimizle neden ben ilgileniyorum?
Bilmiyorum arkadaş!
Kalkma da kalkamıyorum!
**** ****
İçin için mutluyum da.
-''İşte, Atatürk'ün din adamı'' diye geçmiyor mu kalbimden, hey gidinin efesi!
Ben de Mustafa Kemal'in evlatlarındanım abi, diyip, yanaklarından makas alma aşamasına girmek üzere bulunmama ramak kalması yoluna koyulmak gibi bi planı kafama sokma öncesi hazırlıklara girişme tasarıları evresindeyim adeta.
(Yalçın Pekşen üstadım, 30 yıllık bi espri kalıbını kullandım, kulakların çınlasın)
**** ****
Allah temizlikten, doğruluktan, ahlaktan ayırmasın biçiminde yeni bi konuya girince Hoca'mız, ben de Türkiye topraklarında daha önce bi benzeri hiç duyulmamış bi iştahla amin demiş bulundum, napim?
Olay kontrolden çıktı artık.
İyice birbirimize sokulduğumuz bi anda, ansızın alnını gösterdi Hoca'mız. Belli belirsiz bi morluk vardı.
Göstermese görmeyecektim, o derece.
Secdeye varmaktan olur imiş. Herkeste olmaz imiş.
Vedalaştık artık. Kucaklaştık.
-''Allah sana da nasip etsin kardeşim''.
-''Sağolun hocam, amin''.
**** ****
O morluk, harbiden pek ilginçti, aziz ve muhterem kardeşlerim.
Daha önce hiç görmedimdi; ''Secde Morluğu'' denen şeyi.
Belki de Allah'ın özel kullarına koyduğu bi işaretti, ne bileyim?
Bu konularda gırgır-şamata yapmayı sevmem, günah sayarım, tüm kalbimle diliyorum ki;
Allah hepimizin alnına ''Adam gibi adamdır'' işaretini nasip etsin.
**** ****
Özel kul olmak iyi bişidir.
Elbet bigün lazım olur.
Elbet bigün değeri bilinir.
Elbet bigün anlamına erilir.
Ben, kendi payıma, bu memlekete gökten indirilmiş en özel insan olan Mustafa Kemal'in yolunda yürümeye devam edeceğim.
**** ****
(Değerli okurlarım, bu makaleyi 4 yıl önce, ulusal bi yayın organındaki köşemde yazmıştım. Son zamanlarda ülke gündemine oturan; ''Dinimizin Güncellenmesi Gerektiği'' tartışması, bana bu Hoca'mızı anımsattı.
Bikaç kendini bilmeze bakıp moralimizi bozmayacağız.
Dimdik duracağız. Rahat olacağız. Adam gibi adamlar daha fazla, hiç kuşkunuz olmasın)
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.