Bizim oynak türkü diye bi hakkımız yok aslında.
Hep hüzün doludur toprağımız.
Tarihin hiçbi döneminde göbek atacak durumda diğildik yani…
**** ****
Sayma tabi, ''Hoş Gelişler Ola''yı.
Milyon yılda bi olur, gökten bi adam iner.
Kalk oyna o zaman, o başka.
**** ****
Hayatımda hep, nedense, ''Gelişmeleri endişeyle takip eden'' yetkili rolü bana düştü.
Üniversitede de öyleydim, Öğrenci Derneği'ndeyken. Derse girdiğimi hiç bilmem. Kantinde, gelişmeleri takip ederdim hep.
Allah'tan, ''Ölü sayısının artmasından endişe duyan'' bi yetkili pozisyonum olmadı hiç.
Buna da şükür.
**** ****
Daha yeni yetme ''müzisyen'' adayıydım.
Namım yayılmış tabi ki kantin ahalisine;
-''Bakın ahabu gözlüklü çocuk Timur Selçuğun öğrencisiymiş''…
**** ****
Bi gün rica edildi;
-''8 mart kadınlar günü etkinliği yapacaz okul bahçesinde.. Şiir okurken bize fon müziği yapar mısın''??
-''Tabi yaparım''.
**** ****
Provadayız ertesi gün. Nihat Behram'ın ''Sürgün'' adlı şiiri çalışılıyor. Ki, muhteşemdir;
-''Uyandırın anamı
Söyleyin gidiyorum
Yolumu gözlemesin
Dönemem belki geri
Arkadaşlarım duysun
Kardeşim bunu bilsin
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri
Babama haber salın
Çiçekler onda kalsın
Sulasın günaşırı
Dönemem belki geri''..
diye başlar…
**** ****
Dinlerken;
-''Tamam yaa, buldum'' dedim. Her nedendir bilemiyom, bu şiir bana ''Sarı mavi çiçeğim / Sen doldur ben içeyim'' türküsünün ezgisini anımsattı, dedim.
Onunla eşlik edeyim, dedim…
Oynak ezgiyi yavaşlattım, çünkü türkünün içinde ''özlem'' var. Özlemle göbek atılmaz çünkü, dedim…
Fena da olmadıydı. Bayaa bi alkış aldıkdı. Şiir bitimi coşup, öyle prova almadığımız halde, türkünün sadece nakarat bölümünü seslendirdimdi de hatta;
''Sarı mavi çiçeğim / Sen doldur ben içeyim / Sana basma yaraşmaz / Mor kadifeden biçeyim''.
**** ****
Okul mokul bitti helbet bigün. Kantin falan terk etti hayatımı..
Yıllar yıllar sonra, Cumhuriyet Gastesi'nin Nihat Behram'la yaptığı bi kültür-sanat söyleşisini okurken, koltuğumda donup kaldım. Elimdeki çay bardağını yere düşürecektim az kalsın.
Epeyce dönemedim normal yaşama. Nihat Behram'ın kızının adı ''Mavi'' imiş… ''Sarışın'' bi fotoğrafı da vardı babasıyla.
Ben okulda bu dörtlüğü söylerken minicik bi gız olmalı Mavi. Belki de daha doğmamıştı falan.
Ne bilim ben, hissetmişim işte… Bazen olur öyle. O gün de bana kısmet olmuş.
**** ****
Sabah ''Toplantım var'' diye çıktım evden.
Yalan diğil. Mendirekte, karabataklarla toplantım vardı. Dertleştik biraz. Sorunlarını ''endişeyle'' dinledim yine.
Deniz soğuk, hava kötü, haklı çocuklar.
Onlara türkü söyledim cevaben;
-''Sarı mavi çiçeğim / Siz doldurun ben içeyim''…
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.