Adını anmak bile suçtur şu şehirde. Hayırla yad etmeye kalksan, başın derde girer. Ne var ki, akıl edip yapmış adam. Yeryüzünün, doğrudan denize değin inen yegane ana caddesini inşa etmeyi bilmiş yüz sene önce. Adına Gazi Caddesi demişiz, biz sonraki kuşaklar. Konabilecek en güzel ismi bulmuş da. Yok mudur dünyanın hiçbi yerinde, kumsala inen yollar, dalgaların okşadığı sokaklar, köpüklerle bezenmiş patikalar? Elbette vardır. Belki de yüzbin tane vardır. Fakat, tepesinde ayağın takılıp yuvarlansan, dagigasında denize düşeceğin yegane ana cadde bizim şehrimizdedir. Kıymetini bilemedik bu güzelliğin. Önce kent meydanı yaptık denizle aramıza, sonra sahil yolu… Yetmedi.Nihayetinde bi de otoban geçirdik bunların yanından, tam oldu. Turizm cenneti olabilecek bi coğrafyayı denizden uzaklaştırıp, mezraya çevirdik. Kimimiz umursamadı, kimimizin gücü yetmedi. Bilir misiniz ki, bu rezaletin ilk başlangıcı toplasan 2-3 ailenin eseridir. Bugün torunları, hiç başlarını öne eğmeden, utanıp sıkılmadan aramızda gezerler. Aramızda kalsın, parti yöneticisi olanı, kulüp başkanı olmuşları vardır, havalarından da geçilmez üstelik... Ben olsam, şehrimin sevdalılarından utanır, evimden çıkmazdım… **** **** Adamı sırtından vuranlar şehridir biraz da burası ezelinden. Al Perde türkümüzden beri sürüp gider hayınlık. Bu nedenle ayağımı sağlam basmayı iyi öğrendim, yollarda yürüriken.. Neyleyim, gözlerim takıldı bu kez de… Depboy'daydım, o hışımla binip de gümüş yeleli beyaz atıma, dörtnala limana inemedim. Bağışlayın suçumu… İnsan, yalnızca ayağıyla mı düşer sanıyonuz? Gözlerimle kapaklanmışım Gazi Caddesi'ne. İçim daralıp kafamı şöyle bi kaldırdığımda görüp mutlu olduğun deniz, artık görünmez olmuştu Cadde'nin tepesinden. Dünyanın en ucube platformu, dünyanın en güzel manzarasını yok edip, karartmıştı birdenbire. Uzak diyarlardan öcü masalı diğildir anlattığım. Canlı canlı yaşıyo halen çocuklarımız, iyi dinleyin. Annem beni; ''Ninni derim uyuturum / Allah derim büyütürüm'' ezgisiyle sallardı kucağında. Çok hüzünlüdür ezgisi, şu yaşıma geldim kulağımda durur daha. Limana bakan bi evimiz var çok şükür. Bebeğime ninni söylemeye utanıyom şimdi. Ne söyleyecem ki; ''Liman derim uyuturum / Platform derim büyütürüm''mü? **** **** İlk bakışta uzay mekiği fırlatma rampası gibi göründü gözlerime. Işıklar, vinçler falan, o derece ihtişamlıydı. Olacağı buydu diye sevindim için için; sahipsizliğinden ötürü hiçbi hizmet getirilemeyen şehrime, nihayet bi uzay istasyonu uygun görüldü demek, diye düşündüm. Heralde, ''Astronot sefer görev emri'' de bana verilir devletimiz tarafından diyip diyip gülümsedim gendimce. Yürüyüp sonra, iyice bi yakınlaştım limana. Halk türkümüzde olduğu gibi, haramiler suyun başını kestiği için artık girilemeyen rıhtımımıza elimden geldiğince sokuldum usul usul; ''Neymiş ulan bu acayip şey'' der gibi bakınarak. Yanılmışım. Mekik falan hakgetire.Petrol arama platformu inşaatı imiş meğer gördüğüm. Ukrayna'da petrol aramak üzere hazırlanan bi platform limanımızda inşa edilmekteymiş. Nedendir, kimin fikridir, nerelerden kovulup da bize düşmüştür, kim onay vermiştir, şehrime ne faydası olacaktır, bilinmez? Yalnızca şunu bilirim ben; gerekli ve yararlı bi halt olsaydı, Trabzon limanı varken bize avucumuzu yalatırlardı.. Gerekirse, Ordu'nun Boztepe'sine liman yapılırdı da, Giresun insanına zırnık koklatılmazdı. Öyleyse hangi güç dikti bu ucubeyi şehrin en güzel yerine? Çok özür dilerim, kim ''kakaladı'' Giresun'a bu çirkinliği? Hiç mi gelmeyecek o hesap sorma günü sanılıyo, nedir? **** **** Bu kentin büyük bi çoğunluğu ilk kez o rıhtımda balık tuttu. İlk orada beyaz bi vapura el sallayıp duygulandı bi Cuma gecesi. İlk bisiklete o rıhtımda binip, donla denize ilk önce o rıhtımdan atladı muhtemelen. Belki ilk birasını oralarda içip, ilk büyük saha maçını oracıkta yapıverdi. Eşiyle, sevdiğiyle kol kola girip, ilk o rıhtımda kalabalığa karıştı, kimbilir? İlk kabuklu fıstığını gugile doldurup o rıhtımda yedi bi güzel. Valisi de orada olurdu bu şehrin, Hamal Danzik Abi'si de. Sen, her kimsen, o rıhtımı halka yasaklamaların yetmez gibi, benzeri görülmemiş çirkinlikte bi platform da kondurup, anılarımızı kirletemezsin. Sana mı kalmış benim limanım? **** **** Çok sevdiğim dostlarım var, çevre gönüllüsü olmakla nam salmış. Neredeler, neden susarlar? Petrol sızıntısı falan filan, 2 sene sonra, artık yaşamayan deniz canlılarının hesabını nasıl verecekler vicdanlarına? Sergi kuşları var, konser, tiyatro lordları var şehrimin. Ressamları, fotoğraf sanatçıları var. Sanat dostu geçinenleri var bol keseden. Mangalda kül bırakmayan sözde solcuları var. Neredeler? O platform orada durdukça, kimse bana ''Duyarlı insan ''havaları basmasın. Hepsinin sanatçı kimliği ''yok'' hükmündedir. Şunu bilelim yeter; Bigün yürekli bi yönetici çıkar bu işe bi son verir diye mi bekleyeceğiz, 25 yılda bi defa mutlaka olan deniz depremini mi? Karadeniz'in dalgası devleşir, alıp götürür o ucubeyi bigün diye dua mı edeceğiz yoksa? ''Ninni der getirirler / Allah derim gönderirim''.. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.