Ununu elemiş, eleğini asmış bi adam niçün hergün aynı saatte iskambil falına bakar? Babamdan söz ediyom, fallık ne işi olabilirdi ki acep rahmetlinin? Her Allah'ın günü, öğlen vakti yemeğe geldiğinde eve, salt radyo dinlemekle yetinmez, mutlaka üç-beş parti fal da açardı. Benden gaçmaz idi helbet, çıkmayan fallarını da çeşitli minik hilelerle mutlu sona ulaştırırdı her defasında, beyaz gafasına gurban olduğum. Kaç kez muzip muzip güldüğünü anımsıyom, yakaladığımı anladığında.Yüz ifadesi; -''İneklik etme, kimseye söyleme'' der gibi oluyodu aynı. Sonra, yemeğimizi yerdik bi daha asla nasip olmayacak o unutulmaz sofrada. Ve birazcık uzanıp kestirirdi babacaazım. Kalkıp işine giderdi en son… Bense arabacılık oynuyodum evde o vakitler. Gendimi belediye otobüsü zannettiğim çağlarım. Elimde oyuncak bi direksiyon, Şehir Meydanı ile Burunucu mevkii arası seyir haalindeyim güya. **** **** Bigaç gün oluyo. Olmayan aklım, asla bi halta yaramayan deli yüreğim seyir haalindeydi yine, kuzeyle güney arası. Hani karayel falan, keşişleme filan. İskambil falı bakınıyodum, kalabalıklar içinde bi başıma. Fallık ne işim var, ne bilim ben, sevdiceğime malum olsun? Büyük bi coşkuyla, tıpta ender görülen bi neşeyle kapıdan içeri giriverdi abimiz. Kalabalıktı mekan; -''Hepinizi öpüyorum arkadaşlar'' dedi selam niyetine. Buyur edenler oldu, hoşgeldin diyenler, oooo naber ile geçiştirenler. Geldi de yanıma oturdu tam. -''Naber kardeşim, nasıl gidiyo hayat, neyin falı ulan bu''? -''İyidir abi, seni gördüm, sevindim. Babamı yad etmek üçün bakıyom galiba''. -''En son yazını okudum Gürsel, öpüyorum o güzel kalbinden''. -''Sağolasın abi''. -''Harbiden o gadar umutlu musun bu ülkeden? Bitmedi mi herşey''? -''Biter mi hiç abi? Sokakları yazıyom ben. Görecez hepbir''. -''İnşallah gardeşim. Bak sinirden yumruklarını sıktın yine. Öpüyorum o bileklerini''. **** **** Yan masaya geçti abimiz. Soda söyledi, limon suyuyla takviye olunsa daha iyi olur falan dedi. Duydum… Babamın hilesini yakalamak gibi geldi, gülümsedim için için. İki dane cep telefonunu, gümüş tesbihini, çakmağını masaya yerleştirdi. Siyah telefonu çaldı önce, tahminen eşiyle gonuşuk etti, pazar eksiğinden falan söz edildi çünkü. -''Tamam, öpüyorum hayatım'' diyerek kapadı telefonu. Kırmızı gibi olanı titreşti sonra, benim iskambil kağıtları bile kıpraştı, oradan biliyom. -''Alo Sebo'cuğum merhaba, Gürsel'in oradayım. Yok yok daha yeni geldim. Evet evet, cam kenarına oturdum. Tamam bekliyorum. Öpüyorum kardeşim''. Bilir misiniz; benim de iki cep telefonum var idi bi zamanlar? Biri Telsim, biri Türksel sanıyodum. Türksel'li arkadaşları hep Türksel'li hattımdam arıyodum. İki sene sonra farkettiydim, meğer benim iki hattım da Telsim imiş. Nerden bileceeniz? **** **** Daha gün batımı saatleri gelmemişti. Açık pencereden dışarı bakıyo, gelen geçene laf atıyodu abimiz. -''Ooo, Ercan naber lan, gelsenize, birazdan müzik var. Tamam öptüm kardeşim''. -''Sevinç merhaba, nasılsın kardeşim? Oturup, kafa dinliyorum napim? iki kadeh atar, laflarız, gelin bi ara. Oldu bacım, öpüyorum yanaklarından''. -''Selam Memet, bikaç saat buradayım dostum. Tamam tamam öpüyorum ikinizi de. Selamını söylerim Gürsel'e, tamam güzelim''. -''Vayyy Cevdet Abi ne var ne yok? İyilik güzellik be abi. Kaçta uğrayacan abi? Yok, şiir dün geceydi, bu gece gitar dinletisi var. Kadife sesli bi çocuk söylüyo. Tamam abi, öpüyorum seni, tamam, buluşuruz yarın akşama''. **** **** Falım çıkmadı yine. Kaldırıp attım iskambil kağıtlarını. Sessizlik oldu az biraz. Abimiz duvardaki bi afişi gösterdi.. -''Yahu Gürsel, dün sen yoktun, bi genç hanımefendi geldi, kimseye sormadan bu afişi yapıştırıp gitti. Şaşırdım kaldım be kardeşim''. -''Abi, burası böyle. Herkes gendi evi gibi görüyo. Ben de yeni farkettim bu afişi. Resim öğretmeni Hatçe gardeşim yapıştırmış olsa gerek''. -''Haberin yok muydu yaani''? -''Yok valla. Çok da hoşuma gitti ayrıca. Ne izni, ne haberi? Ne gerek var''. -''Valla öpüyorum seni, bravo''. **** **** Kadife sesli gitarist kardeşimden rica ettim. ''Bana bi masal anlat baba'' şarkısıyla açar mısın programını dedim. Çekilip bi köşeciğe, şarkılardan fal tutarak uzun uzun kardeşimi dinledim. Abimiz kalktı geç vakit. -''Öpüyorum hepinizi arkadaşlar'' diyerek ellerini salladı insanlara. Bana hep ''hasret'' düştü… Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.