Epeyce bi gençtik o zamanlar. Giresunspor'umuzun maçlarına gitmemenin en büyük günah sayıldığı dönemiydi ömrümüzün. Senesini nasıl anımsiyim şimdi, takımımızın üstünde kara kara bulutlar dolanıp duruyodu yine. Doğru düzgün bi yönetim oluşmamış, hoca falan bulunamamıştı tüm bi yaz tatili boyu. Haliyle, transfer de yapılamamıştı yeterince. Şehirde derin bi umutsuzluk, yerel basında kıyametler kopuyo her sabah. Moraller sıfırın altında. O zamana değin hiç görülmemiş bi sönüklükte yapılan sezon açılışı töreni nihayetinde. Ve bütün suratlar asık sokaklarda, caddelerde… Ligin ilk maçına da bu ruh haliyle gittik hepimiz. Çok sıcak bi Eylül günüydü, plajlardan çıkıp tribündeki yerlerimizi almamız bile pek zahmetliydi. Maça bizim takım başladı isteksizce. İlk atağı da Giresunspor yapıverdi doğal olarak. Çektiğimiz ilk şut avuta gitti, neden gitmesin, ilk hücumda gol olacak diye bi ganun mu var? Kale arkası tribünü çok sinirlendi bu işe. Genel anlamda bi homurdanma başgösterdi. Herifin biri, tam da arkamdaydı; ''Yaa ben size bu takım düşer demedim mi'' diyip veryansın etti. Dönüp de şöyle bi ters ters baktığımı anımsıyom; ''Ulan daha birinci maçın 15. saniyesinde nasıl anladınız ligin sonunu''.. Giresunspor o sezonu orta sıralarda bitirdi, bilcümle madrabaza inat… **** **** O günkü duygularımı anımsadım geçtiğimiz Pazar günü. Evden çıkarken hiç de öyle bi niyetim olmadığı halde, ayaklarım stadyuma götürdü beni. Yine karanlık bulutlar, yine umutsuzluk… Takımımız bu denli zor durumdayken maça gitmemek günahtır diye düşünmüş de olabilirim belki. Bi başımaydım bu kez tribünde. Uzaktan bakıldığında öyle göründüğüme bakmayın, çok kalabalıktım aslında. Çocukluğum, anılarım, toprağa verdiklerim, gurbete gönderdiklerim. Tıklım tıklımdı kalbim. Yeşil Beyaz forma sahaya çıktığında göz yaşımı zor dizginledim. Orta yaşa gelmek ne kötü, insan nasıl da nanemolla yürekli hale dönüşüyo elinde olmadan. Genç Çotanaklar Taraftar Grubu oyunucularımızı tribüne çağırdığında ise eriyip bittim artık. Bıraktım, salıverdim gözümün pınarını. Bu çocuklar, bu sene bi türlü başarıya ulaşamadılar. Ama, bağrına bastı taraftarımız onları. İzledim, uzun uzun izledim. Ağlaya sızlaya izledim bu güzel manzarayı. Bilcümle düzenbaza inat… **** **** Ciğerlerim nasıl da sızlıyo? Gerçek yeri Süper Lig olan bi kulüp, şimdilerde daha da alt bi kümeye düşmemek için boğuşuyo, ne gariptir. Nasıl dayanılmaz bi acıdır, bu şehrin sevdalıları için? Çöküşün nasıl başladığını hepimiz biliyoz. Kimselerin korkudan ağzını açamaması benim umrumda diğil. Bu kulübü 1967 yılında kuran 12 tane adam gibi adamdan birinin oğlu olarak, kendimde her türlü söz hakkını buluyom arkadaşlar. ''Yaz'' desinler oturur yazarım, ''Çık canlı yayında konuş'' desinler, gider aslanlar gibi konuşurum. Çağırsın bi yetkili merci, bildiklerimi, algıladıklarımı tek tek anlatırım. Herşey ortada, herşey… Hanlarım, hamamlarım yok, milyon dolarlarım yok. Neyimi alacaklar, bi tane kuru canım var, kimden korkacam? Kabadayı yürüyüşlü adam, Şehir Stadyumu'na girdiğinde ayakta alkışlayanlar düşünsün şimdi gerisini. Gayet basit bi slogan, ama ne kadar da doğru; Bu takım düşerse herkes düşer.. **** **** Sevgili futbolcu kardeşlerim, sözüm sizleredir. Başkasını muhatap almaya gerek yok. Sevgili annem 77 yaşında. Kendisini, havalar ısındığında bi maça götürmemi istedi geçen. İçlerim titredi bu isteği duyduğumda. Şunu bilesiniz, sizler henüz doğmamışken, karda kışta, battaniye altlarında tribüne gidip Giresunspor'un hiçbi maçını kaçırmayan biriydi annem. Kaç tane deplasmana gittiğini anımsamaz bile. Yukardaki satırlardan da anlamış olmalısınız, bu kulübü kuran bi avuç insandan geriye kalan bi yadigardır da aynı zamanda. O, ilk Yönetim Kurulu üyelerinden kimlerin eşleri halen sağdır, inanın bilemiyom. Şehrimin, yalnızca kendi kişisel ikballerini düşünen koltuk sahiplerinin aklına bile gelmez, o insanları bigün Şeref Tribünü'nde ağırlamak. Boşverin bu çıkarcı adamları., sözlerim sizedir. İlk maça annemle geleceğim. Kale arkası tribününde oturmakla anamın asaleti yıpranmaz, noolmuş? Siz siz olun sevgili futbolcu kardeşlerim, ilk Yönetim Kurulu üyelerimizin ruhlarını şad etmek için oynayın. 77 yaşına gelse de halaa sizleri düşünen, sizler için dualar eden analar için oynayın. Geçmişimizin sizlere öğretildiğini sanmam, Çotanak armalı yeşil beyaz forma, sizlerin hiç tahmin edemeyeceği kadar kutsaldır, herkese nasip olmaz. Kıymetini bilin de oynayın. Bilcümle düzenbaza, madrabaza, hilebaza inat, bu takımı kurtarın. Pınarbaşı'nı hep beraber söyleyelim. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.