Sahne önemli bişidir.
Teklemeyecen, sözü unutmayacan, tekbi yanlış notaya basmayacan falan...
Bi biçimde matematiği var tümünün, çalışman gerekiyo yani. Emek vermen.
Hani;
-''Burnu büyüdü, artık sahne almıyo'' diyonuz ya benim için.
Oysa nasıl da basit;
İdmansızım, hepsi bu.
****
İşimizi bu denli ciddiye almışken, bizler de Ruhi Su ustamızdan öğrendiğimiz üzre, ''Ciddiyet'' bekleriz sahnedeyken.
Yani, ben türkü söylerken;
Çıt çıkarmamalısın.
Tempo tut bi hele?? Bağlamayı kafana geçirmem lazım.
Bi de bu var yönü helbet. Nerde o günler??
****
İşi gırgıra vurdum sonunda.
Arada bi canım çekip, mikrofona geçince söylediğim iki ''uyduruk'' yapıtım var söylemesi ayıp.
''Camış beni gaktı ya''.
''Uşş yavrum uşş yavrum / memeleri daş yavrum''.
Her ikisi de Giresun mani'leri, bilen bilir.
Birincisini, Özdemir Erdoğan'ın bi bestesiyle söylüyorum. İkincisini, bi Fransız çocuk ezgisi ile.
****
Aslında, sahne alıp da kitleleri yönlendirme falan gibi yönlerim pek yok..
Hatta hiç yok.
Bi videomda gördüm; hıyar gibi dalmışım bi noktaya, kopmuş gitmişim, öylece söylemişim.
Yani dinlemeseniz de olur, size söylüyo diğilim der gibi.
O nota, gideceği kalbi bulur.
****
Bi gün, 1 mayıs mitingi.
Sabaha kadar çalıştım. Gündoğdu Marşı ile başlayacam. Çıktım kürsüye sazımla;
-''Gün doğdu hep uyandık / Siperlere dayandık'' demeliydim.
Ağız alışmış bi kere İnönü kapalı tribününde;
-''Gün doğdu hep uyandık / Stadlara dayandık''!
Eyvah !!! Ne dedim la ben!!!
****
Bi gece, neresiydi, söyledim söyledim son parçaya geldim.
-''Adettendir, finali şöyle yapalım; bi ben söyliyim, bi siz, tekrar edin dizeyi''
Ve başladım;
-''Bilmem şu feleğin bende nesi var''..
Fena da olmadıydı. Herkesler güzelce söylediydi.
Sonra, bi eşşeklik yapasım geldi, bi de Gesi Bağları'nı söyleyelim dedim;
-''Hadi önce ben, sonra siz''.
Başladık işte; ''Gesi bağlarında dolanıyorum''. Söylendi hepbir.
Geçtik ikinci dörtlüğe; ''Gesi bağlarında üç top gülüm var''. Bu da tamam, karşılıklı, pekbi hoş oldu.
En sonu uydurdum;
-''Gesi bağlarında üç tas has hoşaf''.
Millet tekrar etti güya;
-''Gesi bağlarında üç taş hafosaş''.
-''Gesi bağlarında üfş hofş taşoşaş''.
-''Gesi bağlarında üş taç hofşş''.
****
Yağmur, henüz eşimin karnındaydı, sahnedeyim yine bi başka gece.
Noolur noolmaz, cep telefonumu arkadaşların masasına bıraktımdı. Bi ara bi hareketlenme oldu bizimkilerde. Kimisinin suratı ''altına büyük abdest yapmış'' gibi bi hal almışken, bazısı da bana doğru;
''Yunan askerleri Gazi Caddesi'ne girmiş Gürsel, harekat planın nedİr gardeşim, napalım'' der gibi bakıyordu.
Anladım bi terslik var idi.
meğer, Yağmur, erkenden doğmaya Karar vermiş.
Fırladık gittik tabi hastaneye.
****
Şimdi ben ne diye sahne anıları anlatmaya başladım, yeminle bilmiyorum??
Haftaya da askerlik anılarına mı başlasam??
Tabi ya, tam sayfa yazacam hem de, görürsünüz siz!!!!
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.