Bizler, herangi bişey yaşadığımız vakit, bunu aynı anda toplu halde bütün insanoğlu da yaşıyo, en azından hissediyo, hadi olmadı herkesler bizi bi biçimde görüyo falan zanneden tuhaf mahluklarız. Herkes, gendi dünyasının merkezi olduğu üçün mecbur böyle oluyo, yapacak bişi de yok aslında. -''Haklısın sevgili kardeşim'' dediğinizi duyar gibiyim. Henüz ne dediğimi anlamamış olmanızla birlikte, nezaket gereği bu şekil davranmanızı takdir ediyom ben de, sağolun. Bilirsiniz, her bilimadamı gibi teorilerini örneklerle desteklemeyi seven, genelde nükleer patlayıcılar ürettiğim laboratuarımdan pek çıkmayan bi herifim. Gündelik yaşamımda omzuma çapraz astığım mermiler kadar, kabanımın ceplerinde her an hazır tuttuğum deney tüpleri, t cetveli ve büyük dünya atlası (milliyet yayınları-1973) da kişiliğimi iyi yansıtır. Harbiden severim örneklerle anlatımı. Çok uzaklara gitmeye gerek yok; örneklerin kralı feysbuk işte… Şuncağız profil sayfasına iyi-kötü bişey yazan her adam, bunu bütün dünya görüyo ve beğeniyo, hatta herkes günlerce-gecelerce O'nu gonuşuyo sanmıyo mu? Bu duygu, insanlık tarihindeki en mühüm ruh hastalığı olup, başka da bişi diyecek diğilim. **** **** Yok ula, asıl diyeceğimi henüz dememişim, tööbe!! İlkokuldayken, bitek bizim sınıfta mı vardı, bizim öğretmenimizin kafadan uydurduğu bişey miydi? Yoğusa müfredat gereği tüm okullarda uygulananan bi güzellik miydi, bilemem o kadarını? Bizde var diye, bütün kainatta da var sandığımız olayların başlangıcı zaten bu idi. Feysbuk-meysbuk halt etmiş yanında… Bildiğim, anımsadığım, sabah ilk ders başlamadan önce; ''Günlük Olaylar'' adı altında, sınıfçak bazı gonuşuklar edilirdi. Şehrimizde, ülkemizde dün neler oldu gibisinden bi muhabbetti bu. Sırayla, parmak galdırarak hepimiz bişeylerden söz ederdik. Valla diyom bak… Kimimiz çok bilmiş, pek ukala veletlerdik. Güya öğretmenimizin gözüne girecez; -''Örtmenim, Başbakan Ecevit'in hükümet programı mecliste güvenoyu aldı''. -''Örtmenim, Mehmetçiklerimiz bütün Kıbrıs'ı almış, Rodos'a doğru ilerliyomuşuz, dün gece dayımlar da gayıkla yola çıktılar Sokakbaşı sahilinden''. Bazımız iyice abartırdı gelişmeleri; -''Örtmenim, Sovyet uzay mekiği Soyuz-69 ile Abd uydusu Satürn-5 dün gece uzay boşluğunda şey ettiler, sanki ben de balkondan gördüm gibi oldum, ayy yani Çıtlakkale semalarında bi ışıltı oldu resmen''. Bi gısmımızsa çok memleketçiydi; -''Örtmenim, dün akşam üstü şehrimize yeni alınan 4 tane yeşil belediye otobüsü, klaksonlar çalarak şehir turu attı. Çıkan gürültüden çok korktuk. Mesela Annannem Meydan'a ufo iniyo sanıp salavat getirdi''. -''Örtmenim, dün Giresunspor deplasmanda Fenerbahçeyi 2-0 yendi. Babam zaten dediydi, bu maçtan en az galibiyet bekliyom diye''. Herkes bi havalarda, bi havalarda… Adam yerine gonulup önemsenme derdinde zaar. Aynen feysbuk gibi yaani durum… **** **** Bense, o zamanlar bile hiç ciddi bişey anlatamazdım sınıfta. Unutulur gibi diğil. Parmak kaldırdım, canım öğretmenim sözü bana verdi; -''Evet, Gürsel'i dinliyoruz'' diyip. Desem desem ne derim; -''Örtmenim, dünkü buz pateni yarışmasında Katarina Witt'in beyaz donu gözüküyodu''. Vesupanallah!! En son, bigaç hafta önce; -''Örtmenim, akşamleyin tv'de Rumen jimnastikçi Nadia Comaneci'nin kuplu beygirdeyken göğüsleri hep belli oluyodu, çok utandım ben'' demiştim, ondan sonra daha da pek gatmamıştı beni sabah sohbetlerine öğretmenim, canı sağolsun. Sizden iyi olmasın, ama sanırım en tatlısıdır anılarımın, yaani olacak iş diğil, nasıl geldi, nerden tanışıyolar, nüçün Giresun'dadır; -''Örtmenim, dün tiyatro sanatçısı Mete İnselel'in eşi annemin kabul gününe geldi, büssürü çilekli pasta yedi bizde''. O şirin günler geride kaldı tabi. Hep böyle çocukça, güzel geçseydi keşke günlerimiz. **** **** 10 yıl kadar oldu. Belki daha fazla. Bi arkadaş telefonu ile, hayatımın en acı ''Günlük Olaylar''ından birini duydum; -''Gardeşim, haberin var mı ilkokul öğretmenimiz Meral Gürel trafik kazasında ölmüş''!!! Bilirmişim bilirmişim ama O'nu bu kadar da sevdiğimi bilmezmişim. Yıkılıyom, hüngür hüngür ağlıyom telefonu bırakıp, napiyim? Mezarının başına gidiyom sonra bigün, Ankara'ya. Gözümün yaşını gizleyip, eski küçük öğrencisi oluyom hemen, parmak kaldırıyom; -''Örtmenim, üzgünüm ama siz öldünüz''. ''Günlük olaylar''ım bitiyo orada. Bi daha başlamamak üzere… Ve meydan feysbuk'gillere kalıyo artık. Buyrun, kıytırık bi cümle yazıp önemseyin kendinizi. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.