Bi işyeri kurmak, mekan açmak falan, ne müşkül işmiş meğer, anlatamam. Şu on-onbeş günlük süreçte çok yoruldum yahu, çok, bildiğiniz gibi diğil.
Şimdi, şey, şöyle, yani nasıl diyim, Gazete'miz yönetimine de pek çaktırmadan, sanki konu gereği sözünü etmek zorunda kalmışım gibi, bi reklam yapacam artık. Durup dururken bi türküevi açmış bulundum arkadaşlar… Niye oldu, nasıl oldu, valla ben de tam bilemiyom. Oldu bi kere.
Mekanımın adını, sırf rahmetli annannemin mizah dolu yaşamını yad etmek üzere ''Gaybana Bar'' koymayı uygun buldum. Bar sözcüğünü görünce lütfen kimsenin aklına hemen alkolik bi ortam gelmesin. Dost sohbetlerimize zaman zaman çay-kaavenin, vakt-i kerahat gelince elbette içkinin de eşlik edeceği, müzikle-şiirle bezenmiş bi kurum oluşturma derdindeyim.
Duvarlarımızı Giresunlu sanatçı dostlarımın yapıtları süsleyecek kuşkusuz. Kimisinin fotoğrafları, kimisinin resimleri. Şiirleri, ebruları, tabloları, ağaç oyma eserleri, el yapımı ürünleri… Bazı geceler konuşmacı konukları, sinevizyon gösterimleri. Bi de edebiyat dergisi hazırlıyoruz burada, el ele. Elimizden, yüreğimizden ne gelebiliyosa hepsi…
Henüz çok yeniyiz. Hemen diğil belki. Fakat olabilecek en kısa sürede, sizlerin de desteğiyle, Gaybana Bar'ı bi kültür-sanat kurumuna dönüştürmeye söz veriyom.
Tıpkı, eski Giresun'umuzun o eşsiz ortamları gibi…
**** ****
Nice yorulmuşluğun da etksiyle, azıcık geç vakit gidebildim mekanıma geçen . Sağolsun can dostlarım, gelmişler kadınlı erkekli, oturuşuyolar. Kulak kabarttım, muhabbet epeyce bi koyu gibi, çok şükür. Nerden bileyim, herkesin aynı şeyi gonuştuğunu?
Cadde'ye bakan cam kenarındaki koltuklara, şehrimin sanat erbabı büyüklerim konuşlanmış durumda. Yazarı, tiyatrocusu, antropoloğu, müzisyeni… Eh, haliyle ilkin onların yanına oturdum. Kaşları biraz çatılmış gibi, ''Nooldu ulan acaba ben yokken'' diye düşünüyo insan ister istemez. Birbirlerine bakıp bakıp; ''Ragıp bizi sahilde bekliyo, geç kaldık, çok ayıp oldu çocuğa'' diyip durmuyolar mı bi de?
Hay Allah, Ragıp da kim yahu? 40 yıldır şu kentte yaşıyoz, Ragıp diye bi arkadaşımız hiç olmadı. Bişey de diyemiyom o an, bi masa dolusu adam tanıdığına göre, besbellim ben unutmuşum bu herifi.
Ne yapacağını bilemez bi yüz ifadesiyle, hemen sahne dibinde yer alan bi başka masaya seğirtiyom bu kez. 4 tanesi ilkokul müdürü, 2'si lisede müdür yardımcılığı yapan gıymetli dostlarımla kucaklaşıyom; ''Hoşgeldiniz, nabersiniz'' falan muhabbeti işte. Gayet mutlu bi masa burası. Görülmemiş bi hızla yiyip içiyolar önündekileri. Biraz aceleleri var belli, ikide bi ''Sahilde Ragıp bekliyo arkadaşlar, hadi toparlanalım'' diyolar birbirlerine.
Ragıp kim? Sahilde beklediği kesin de; niye bekliyo, neyi bekliyo? Henüz çözebilmiş diğilim.
**** ****
Duvara bitişik masada oldukça tuhaf bi ekip var. Nasıl bi araya gelmişler, nerden tanışıyolar, tööbe estafurullah? Giresun Üniversitesi'nden bigaç öğretim üyesi dostum, Fiskobirlik yönetiminden saygın bi kardeşim, balıkçı abilerimden ikisi ve bi de kırtasiyeci esnaf arkadaş. Şaşkınım helbet; ''Yaa siz nasıl bi araya geldiniz, normalde arkadaş falan da diğilsiniz, hayattaki tek ortak noktanız benim lan, ne mevzu bulup da gonuşuyonuz'' diye takılacam.
Ne gezer, fırsat bile bulamıyom ki. Herkes, sadece ve hiç durmadan Ragıp'tan söz ediyo; ''Ragıp bekliyomuş, çocuğu çok da bekletmeden inelim sahile''. Mecbur, yan tarafa, klimanın hemen altındaki avukatlar masasına yöneliyom.
Sıcaktan mı mayıştılar nedir? Hayatımda bu denli hareretli bi masa görmedim. Kimisi cepten, Giresunspor eski başkanlarından birini aramış, diğer bi tanesi bi hakim beyle mesajlaşıyo, kravatlı olan genç hukukçularsa hemen bitişiklerindeki kuyumcular masasıyla dertleşiyo. Ağızlarda, gönüllerde tekbi isim; ''Hadi yavaş yavaş kalkalım, Ragıp bizi bekliyomuş''…
Şöyle bi 10 dagiga sürdü sürmedi. 3 profesör doktor büyüğümüz koşar adım, bar taburelerini devirerek içeri girdiler; 'Gürsel'ciğim merhaba, hayırlı olsun, Ragıp sahilde bizi bekliyomuş, senin haberin vardır, ne zaman gidilecek?''.
Yanıt olarak sadece; ''Ragıp kim ulan, niye bizi bekliyo'' şeklinde bakakalmışım...
**** ****
Çok da fazla bi zaman geçmemişti, esnaftan 7-8 tane dostum ellerinde onlarca kangal sucuk ve fırından yeni çıkmış bi kasa ekmekle mekanıma girdiklerinde. Hepsinin suratlarında aynı telaş, dillerinde aynı Ragıp. ''Kardeşim hayırlı işlerin olsun, sana yarın gelecez zaten, şimdi Ragıp sahilde bizi bekliyo, hadi hazırlan, sen de geliyosun''.
Olay biraz anlaşılır gibi olmuştu artık. Sahilde mangal partisi yapılacak, sucuk-ekmek yenecek ve içilecek. Ne güzel.
İçerideki kalabalık bi anda 50 kişiye ulaşınca, anlaşabilmek de zor oluyo tabii. Herkes bişiler söylüyo, her kafadan bi ses çıkıyo; ama net olarak algınabilen yegane gerçek; ''Arkadaşlar acele edelim, Ragıp bekliyo bizi sahilde, çok ayıp oldu çocuğa''..
Benim son bi çırpınışla, ''Yahu bu Ragıp kim, hepimizi birden nasıl tanıyo, sahilin neresinde bekliyo'' demelerim arada kaynadı gitti. Milletin bakışlarından Ragıp'ı kimsenin net olarak tanımadığı kuşkusuna kapıldım. Son bi umut, çocukluktan beri arkadaşım olan, şimdi bi şirketin genel müdürlüğünü yapan Osman'ı kolundan yakalayıp; ''Oğlum kim bu Ragıp denen herif, niye bizi bekliyo, bizi nerden tanıyo'' diye sordum. Osman kurtuldu elimden, fırladı gitti; ''Sus be abi, Ragıp bekliyo'' diyerek koşmaya başladı..
Kasa kasa biralar, sucuklar, ekmekler sahile inildi gece yarısı.
Kim olduğu bilinemeyen ve nerde beklediği anlaşılmayan Ragıp bulunamadı. Bırakın gendi sahilimizi, Karadeniz kıyı şeridinde Ragıp denen birine kesinlikle rasgelinemedi.
Sağlık olsun, yine de bi biçimde sucuk-ekmekler yenildi, biralar içildi.
Sabaha karşı 5'te eve kendimi zor attım, zurna gibiydim. Duşumu alıp, iki saat kadar kestirerek azıcık kendime gelir gibi olduğumda, aklıma direkt olarak Ragıp geldi..
''Kalıbına tüküreyim Ragıp'' dedim ve yatağımdan kalktım.
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.