Böyle bişey nerden bilinir, harbiden doğru mudur? Birileri kafasından mı uydurmuştur yoksa?
Batı ülkelerinde, topluluk içerisinde yellenmek ayıp diğilmiş diye anlatırlar ya, onu diyorum. Epeyce uzun bi süredir bu olağanüstü bilgi benim de beynimde mevcuttur sevgili kardeşlerim. Böyle bi mevzuudan haberdar olmak dahi utanç vericidir, kabul.
Ama napim, bilirim işte bi biçimde?
**** ****
Geçen öğlen sonrası, bizim mekanda arkadaşlarla laflarken, bu konuda aşama kaydedip, ol lüzumsuz bilgiyi kendi kulaklarıyla duyanlar mertebesine de erdim nihayet. Bugüne değin öylesine, ucundan bucağından bilenler sınıfında, kendi halinde yaşayan sıradan bi adamdım oysa.
Sınıf atladım artık, Allah hayır etsin.
**** ****
Çok uzun yıllar İngiltere'de yaşamış, yaban ellerde üniversite okumuş, dahası pek bildik kimi kurumlarda yöneticilik yapmış bi güzel dostum anlattı.
Bunlar, ders esnasındayken, koskoca Ekonomi Profesörü, Hukuk Doçenti gibi adamlar falan, kürsüde, üstelik mikrofon açıkken, hiç istiflerini de bozmaksızın, yüksek sesle yellenirmiş??
Gayet insancıl bi hal ve son derece sağlıklı bi eylem olması yönüyle, bu gaz çıkarma işine diğer tüm duyanlar hoşgörüyle bakar imiş?? Hatta, bizim arkadaşa göre, bu tür adamlara sempati duyulur, giderek takdir edilinirmiş, bi de??
Burası, tahminen Londra'da bi üniversitedir, ne tuhaf bi durum la??
Oysa, aynı şey Giresun Üniversitesi'nde olsa, hiçbi profesörün derse devam edebilme olasılığı söz konusu bile diğildir, açık konuşayım.
Arka sıralardan muzip bi öğrenci, mutlaka;
- ''Hocam, mçsan taa iyiydi'' diyecek ve dersi noktalayacaktır.
**** ****
Affınıza sığınıp azıcık utanaraktan yazdığım bu söz kalıbı, Giresun Dili Ve Edebiyatı'nın en büyük şaheseridi arkadaşlar!. Şu yalan dünyadaki hiçbi eleştiri cümlesi bunun kadar görkemli olamamış, yanından yöresinden bile geçememiştir.
(Ayıptır söylemesi, kitaplarımdan birine, bu ismi verecektim aslında. Rahmetli Fikret'im engel olduydu;
-''Yahu insanlar kitapçıya gittiğinde nasıl isteyecek bu kitabı, utanır da söyleyemezler'')
**** ****
Diğer illerdeki okurlarım da sakın üzülüp gıpta etmesinler, sizlerin memleketlerinin böyle özellikleri olmayabilir, aman sakın nazar falan da eylemeyin, Giresun'umuz toplu halde bi eleştirmenler şehridir.
Bizim toprağımızda doğmuş bulunan herkes, kainattaki her konunun uzmanı ve haliyle eleştirmenidir de.
Değerli eleştirmen, üstad Fethi Naci'nin Giresun'dan yetişmiş olmasını tesadüf mü sanırsınız? Gerçi rahmetli babam, bi gece ansızın, tv izlemekte olan bana bakarak, sanki önceden böylesi bi gonuşuk etmişiz de yarım kalmış gibisinden bi ses rengiyle;
-''Oğlum, eleştirmenler aslında hiçbişi yapmayan adamlardır'' demişti.
**** ****
(Babamı yitireli 30 yıl olmuş. Ben, büyümüş, gelmişim 51 yaşıma. Henüz çözemedim, babam bana bu lafı niye söylediydi?
Unutulur bi manzara diğildi; pijamalarını çekmiş üstüne, oturma odamızdaki bi koltuğa ilişmiş, Cumhuriyet Gazetesini okurken, ansızın gözlüklerinin üstünden suratıma bakarak bu sözü söylemişti.
Sanırsın, Cumhuriyet'te, benim eleştirmenlere övgüler yağdıran bi köşe yazım çıkmış idi)
**** ****
Yeri geldi şimdi.
Canım kadar sevdiğim büyüğüm, pek gıymetli abim İhsan Hakyemez'den dinlediğim büyüleyici bi öyküdür. Tüylerimi diken eyleyen bu gerçek hikayeyi, kulaklara küpe olması amacıyla herkeslere duyurmak boynumun borcudur.
1989 yılında Selanik'te geçer olay. İhsan Abi ve sevgili eşi gezidedir otomobilleriyle. Selanik'in bi köyünde, Türkçe bildiğini iddia eden, ama yıllardır inatla hiç konuşmayan 80 yaşın üstünde bi kadın olduğunu duyarlar.
Gidip bulurlar kadını. Saat gecenin dördüdür. Yaşlı kadın halaa ayaktadır. İhsan Abi, Türkçe bişeyler mırıldanır, bakalım gerçekten türkçe'yi biliyo mu diye?
Kurban olduğum teyzem, bırak Türkçe'yi, birdenbire şakır şakır Giresunca gonuşmaya başlar. Ağzımız, şivemiz, lehçemiz, her ne ise... Giresunca sözcükler, deyimler, fiiller dökülüverir ortalığa bi güzel. Fındıktan, harardan bile söz edilir.
Rum'dur. Fakat; ''Ben Giresunluyum'' demektedir kadın. Ben, bizler, sizler neysek O da odur yani, var mı ötesi??
Var mı itirazı olan?
**** ****
Yazarken ellerim titriyo, inanın. Sabahlara değin sohbetler edip ağlaşmışlar zaten oracıkta, İhsan Abi de, teyzemiz de.
Çok acılar çektiğini anlatmış yaşlı kadın. Bişeyleri protesto etmek için yıllardır hiç konuşmadığını. Dostluğu ve hüznü aynı anda taşır imiş yüzündeki çizgiler..
Ne acı bişeydir şu yaşam dedikleri...
**** ****
Çok yazdım daha önceleri. Ve sizler de okudunuz.
Belki mizah diliyle kaleme aldığım için ciddiye almadınız, ama yıllardır ısrarla ortaya attığım;
''Giresun Dili Ve Edebiyatı'' kavramının içi asla boş diğildir.
Aksine, dünyanın hiçbi kentine nasip olmamış bi nimet, bi zenginliktir.
Giresun Üniversitesi'nde okutulmalıdır mutlaka ders olarak.
**** ****
Ne dersi? Ana Bilim Dalı olarak okutulmalıdır.
Kürsünün arkasında bi yerlere, o yaşlı kadının fotoğrafı asılmalıdır.
Çıkıp ilk dersi vermeye talibim. Para mara da istemem üstelik, gönüllüyüm.
Ders esnasında kürsüde yüksek sesle yellenemem ama.
İşte onu beklemeyin.
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.