Pek de minicik olur bunlar yahu.
Anlatmaya kıyamaz, izlemeye doyamazsın. Tablo gibidirler diyecem, işin kolayına kaçmak olacak şimdi. Radyo piyesi benzeri, tuluat tiyatrosu emsali, ortaoyunu türü bişidirler diyim de bari, sizler de sanki çok nühüm bi konuya temas eyleyecem sanıp, köşemi okumaya devam edin.Yaz yaz bitmez bu hergelelerin huyu suyu zaten.
İnattırlar. Afacandırlar. Akıl küpüdürler. Bi dagiga yerlerinde duramayan cinstendirler de ayrıca. Ara mahalle çocuğu olarak inmişlerdir gezegenimizin orta yerine.
Ses etmeyin. Hoşgelmiş, safa gelmişlerdir…
**** ****
Henüz yeni yeni yürümeye başladıkları, abileri veya ablaları eşliğinde mahalle arası oyunlara daha bigaç gündür çıkabildikleri her hallarından bellidir ayan beyan. Yalpa yulpa yürürler taş döşeli sokaklarda. Düşe kalka büyürler çamurlar içre. Bigün olsun ağladıkları görülmemiştir, düşüp dizlerini kabuk bağlattıklarında.
Boyları kelimenin tam anlamıyla ''bacak kadar bişi'' ölçüsündedir. Saçları bi acayip tıraşlıdır, anneleri kesmiş olsa gerek. Bakışları bi melek denli tatlıdır. Tanrı baba böyle uygun görmüş diyek.
Gonuşmayı bilmezler örneğin, olur olmaz her şeye gülümsemekle yanıt verir bu veletler. O gülümseyen, dünyanın en tatlı yüzü, okula başlayıp da kör karanlıkta yataktan kalkılacak olan ilk sabaha değin 7 sene boyunca ne etsen asılmaz bi türlü.
Büyüklerin yaşamını çevreleyen hiçbi şeyin bilincinde diğildir bunlar. Umurlarında bile olmaz dünya. Dötleri bezli, burunları hafiften sümüklüdür tümünün. Anneleri reçelli ekmek gönderirse yerler, abileri bakkala gidiyosa elinden tutup beraberce giderler. Abiyle bakkala gitmek, lunaparka gitmekle eş değerdedir, henüz dönmedolap bilmemiş kalplerinde…
Fakat, söylemesi ayıp, şimdi siz de sakın şeyediyom diye şeyetmeyin.
Sokaktan bi kedi geçmeyegörsün; derhal arkasından ''Hav hav hav'' diye yeri göğü inleterek bağırıp koşmayı, güya kediyi korkutmayı öğrenmişlerdir. Doğuştan genlerinde mevcuttur bu huy.
İşte bu, Giresun çocuğudur. Türkçe meali tıfıl'dır; ''Tifirik'' derler adına… Yedi cihanı dolansan bi eşini göremezsin.
**** ****
Daha doğru düzgün ''Anne'' bile diyemeyen bu çocukların, kedi-köpek dalaşmasını bilerek yaratılmaları doğanın gelmiş geçmiş en büyük mucizesidir.
Hayır, hangi bilimadamı izah edecek bunu; o kedinin peşinden koşarken neden tavuk gibi gıdaklanmaz mesela, niye aslan gibi kükrenmez? Sebebi ne olabilir de timsahlar gibi hörrk'lenmez, ne bileyim fare gibi viyyk'lenmez örneğin? Seni eşşek herifin damadı, sokağa daha bugün çıktın, havlamayı hangi ara öğrendin?
Mütedeyyin okurlarım sakın bozulmasınlar, ben de Allah inancı ve sevgisi taşıyan bi insanım. Ağaç kovuğunda ''Allah'' yazıyomuş. Helbet yazabilir. Arı peteğinde arılar bazen bi araya toplanıp ''Besmele'' görünümü oluşturuyomuş. Tabi ki oluşturabilir. Olağanüstü bi kudrete iman etmişiz zaten, ne var ki bunda?
Asıl bu küçücük yoksul çocuklarda yazıyo herşey. Tanrı'nın tüm kelamları, doğanın tüm sırları.
Okumasını bilene.
**** ****
Yazımın başlığı, değerli ozan Hasan Hüseyin Korkmazgil'in bi şiirine aittir.
Gelin, birlikte okuyalım bakalım. (Yok, haydi bütün eller havaya demedim, yanlış anladınız)
''Dünyanın her yerinde çocuklar / Art arda gelen sözcükler gibidirler / Birbirlerine çok yakışan uyaklardır çocuklar, ezgide sesler gibidirler / Yürüyenle yürürler, otururlar oturanla ve uçarlar uçanla''.
''Dünyanın her yerinde çocuklar / Mutlaka şarkılar mırıldanırlar / El çırparlar mutlaka hızdan kanat taktıkça''.
''Yalvarırım uçurun çocukları / Uçan kaçan birşeylere bindirin / Bırakın denesinler kanatlarını / Bu fırsat ele geçmez bir daha''…
Ezberden yazdım. Sanırım epeyce eksik dörtlükleri var. Üstadım beni bağışlasın.
Ve ruhu şadolsun…
**** ****
Tüm çocuk ruhlu okurlarımın 23 Nisan Bayramını kutluyorum.
Güneşli bi günde, ışıl ışıl bi Gazi Caddesi yaşadı bugün Giresun. Büyük kızım, okulunun bando takımında, minik kızımsa kucağımda, ablasını izliyodu.
Duygulandım, duygulandım, duygulandım. Hüzünlendim, hüzünlendim, hüzünlendim. Mustafa Kemal'in bi fotoğrafıyla göz göze geldik bi an. Dimdik tuttum başımı.
-''Buradayız Paşam, yenilmeyeceğiz'' dedim.
Çok izledim ''Tifirikleri'' ben, çok okudum onları, çok dersler aldım. Onlar kadar inatçıyım.
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.