Niye varsa, annemin evinde eski püskü bi baskül var. Duruyo banyoda, kendi haalinde, halim-selim. Arada bi tartılıyom üstüne basıp. Hatırı kalmasın, bi işe yaradığını hissetsin garibim. Geçende de tartıldım ve ''sıfır'' kilo çıktım. Çok üzüldüm tabi haliyle; -''Vay be, ne kadar da kilo vermişim''!! En son dün uğradığımda baskülü ziyaret ettim yine. 100 kiloydum bu kez. Korktum; -''Vay be, ne kadar da kilo almışım''!! **** **** İşin gerçeği, baskül bozuk. Yılların emektarı yorulmuş artık. Açık gonuşmalıyım şimdi; evdeki eşyaların ruhuna çok önem veren bi herifimdir ben ezelden. Onları anlamaya çalışırım falan, gelip geçerken dostça dokunurum, yoldan gelmişsem sarılırım. İsim de takardım çocukken bunlara. Misal, tanıştıriyim hemen; sobamız Sebahattin, buzdolabımız Mahmut, çamaşır makinemiz Fatma Abla… Ortaokulda giyindiğim mavi montumun adı Tacettin idi… Bu bişi diğil, sivrisineklere bile hep adlarıyla hitap ederdim; -''Naber la Memet'' -''Ooo,İsmayil Abi hoş geldin''. **** **** Bu baskülün de bi ruhu olmalı. Bana bişey demek istiyo herhal . Mesela şu mudur; -''Bak Gürselciğim, hayatı çift tarafıyla yaşamalısın.. Sıfır da var, 100 de var bu dünyada gardeşim''. **** **** Kuşaktan kuşağa aktarılan ''kavuğumuzun'' son sahibi , büyük ustamız Ferhan Şensoy'un iki güzel düşü vardı; gemide tiyatro ve çift taraflı sahne. Gemide tiyatroyu yaptı ve aslanlar gibi izledik gençliğimizde, sağolsun varolsun. Halaa büyüsü beynimde durur. Ama, çift taraflı sahne gerçek olamadı bi türlü... Ne muhteşem bi düştü oysa; Aynı anda iki oyun… Sahne dönüyo devamlı… Bi ordasın bi burda… Nasıl ayarlayacan zamanlamayı, replikleri nasıl şaşırmayacan?? Bi tarafta bi lafı bitirip, öteki tarafta başka bi lafa nasıl girecen?? Manyakça bişi olurdu di mi?? Ve dünyada bitek Ferhan Şensoy becerebilirdi bu işi. **** **** Sözgelimi ben asla beceremezdim. Şu yaşa geldim, daha İstanbul Şehir Hatları vapur kalkış tarifesinin nasıl düzenlenebildiğini bile çözebilmiş diğilim. Yaani garip bi durum, 15 tane iskele var?? 45 tane gemi var?? Gemilerin saat kaçta, hangisinde olması lazım?? Saat kaçta nerden kalkması lazım?? Yol kaç dakkadır?? Kim nereye gidecek?? Nasıl bi devridaimdir bu büyük Allahım?? Bilmiyom valla, Tanrı baba İstanbul'u korumuş, iyi ki zamanında ben diğildim o işin yetkilisi. Aynı anda Kadıköy İskelesinde 5 vapur olurdu?? Bebek İskelesinde millet izdiham olmuş, vapur bulamazdı?? Yanlış rota vermişim, Harem açıklarında hergün bi kaza olurdu?? Ne bilim ben la?? **** **** Canım kardeşim Organik Ömer'in babasının dünkü cenazesinde hep bunları düşündüm. Yaşam harbiden çift taraflı. Kardeşim evinde ağlarken, bense derneğimizin bi etkinliği için sahnelerde falandım. Kuliste, gece bitimi, gençlerimizin ''Gürsel Başkan oleeeey'' tezahüratı eşliğinde, onlarla omuz omuza zıp zıp zıplıyodum, neyleyim? Oysa, babasızlığın ne olduğunu en iyi bilenlerden diğil miyim? Ben bu kadar rakıyı kimin ''şerefine'' içiyom sanıyonuz?? **** **** Geçen sene de bi cenazeye katıldımdı. Geç kalmışım, son anda mezarlıktaki defin bölümüne yetişip, yandaki başka bi mezarın mermerine öylesine iliştimdi. Nerden bilecem, meğer, otura otura din görevlilerinin yanına oturmuşum?? 4 tane imam abimiz, sıra sıra dualar okuyolar o güzel sesleriyle... Biri bitirip öbürü başlıyo falan. Duaların ezgileri içimizi huzurlandırıyo, saygıyla dinliyoz, başımız önde. Fakat?? Dördüncü abimiz de bitirdi?? Bi sessizlik oldu bi an?? Yanında ben varım?? Sıra bana mı geldi acep?? Böyle bi adet mi vardır, napacam?? Panik oldum… İçimden; -''Dur bi, yavri yavri huma guşu yükseklerden seslenir / yar goynunda bi çift suna beslenir patlatiyim'' dedimse de olmadı öyle. Tekrar başa döndü imam abilerim. Adam yerine gomadılar beni. **** **** Suna da önemli bişi tabi, yeri gelmişken. Lisedeki sevgilimin suna'ları çınlasın, onlara da isim takmış idim vaktiyle. Biri ''danıştay'', öteki ''yargıtay''. Niye kızıyonuz ki? Bi gün herkese lazım olacak; Yaşasın adalet!!! **** **** Arkadaş, yazıyı da bağlayamadım bi türlü. Eeee, şimdi şöyle bişi, bağlıyom aha; Selçuk Alagöz'ün Malabadi Köprüsü adlı parçasını epeydir dinlemedimdi. Dün gece bizim Masal'daki ''Eski Plaklar gecemizde'' bu şarkıyı da dinledik. Plak çift taraflı olur malum, öte tarafını da dinledik zevkle. Yok la, hiç ilgisi olmadı yazıyla. Bi de yazı başlığı olarak ''çıta'' yazmışım, hiç hatırlamıyom ne çıtasıydı?? Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.